hiçbir şekilde açıklanması mümkün olmayan antidemokratik hadise. ilk olarak bu konuda istiklal mahkemeleri bizlere çok yardımcı oluyor. yani muhalif isimlerin kellleri uçuruluyor bir kere. tek parti rejimini kabul etmeyenlerin katledilmesi, kurtuluş savaşından önce vaad edilen topraklarını alamayan halkın isyanı üzerine bölgelerini bombalama ve katletme (1938) ve de en önemlisi baskı ve zor ile kabul ettirilen şapka -kılık kıyafet- devrimine karşı gelenlerin asılması...
uzar gider illaki.
bir cumhuriyet rejimi hakim. ama insanlar susturuluyor. insanlara hak tanınmıyor.
anti bir ses çıktığı an kesiyorlar sesini. bunun bedelini ağır ödüyor.
şimdi düşünüyorum da, en yakın arkadaşlarını bile ipe gönderen m. k. atatürk'ün savaştan yeni çıkmış yoksul halka bunu reva görmesi aslında o kadar da enteresan değil.
dine gelince tarihi o güne göre yorumlamayan kemalistler iş bu katliamlara gelince nedense objektifliğe mi sığınıyorlar.
hocaların hacıların asılmasıyla ses çıkartmamak üzere osmanlı padişahlarının da sürgün edilmesiyle gerçekleşen olaylardır.
tasvip edip etmemek bir yana bir ülkede devrim yapacaksanız muhaliflerini susturmanız gerek kuşkusuz. bu açıdan bakıldığında devriminin selameti açısından doğru yapmıştır.
yaptıkları doğru mudur? değildir. cumhuriyet tarihine bakılınca kanıtları gayet açık şekilde bulunur.
saltanattan, hilafetten, monarşiden cumhuriyete birkaç yılda geçmek gül koklatarak olaydı yapmazdı. 600 yıllık bir yönetim biçimini birkaç yılda değiştirmek, benimsetmek her şeyi hoş görerek, olur öyle diyerek mümkün olabilir miydi? direniş varken ne yapılsaydı?
nereden nereye, neyden neye değişildiğine, hangi koşullarda değişildiğine bakın, belki anlarsınız.
ha, yapılan hatalar vardır, durum hatayı haklı çıkarmaz, bazı kişilere, bazı kavramlara yazık olmuştur da sözü edilen bilgisayar oyunu değildir, hiç kolay da değildir.
erkek nüfusun %65 i savaşta şehit düşmüş, yiyeceği, ayağına giyeceği son donu önceki rejimine vermiş birine ölüm tehdidi yapsan ne olur. ayrıca o zamanlar, atatürk için öl deseler ölecek çoğunlukta bir halk vardı. bu günkü kadar dönek yoktu yani.
atatürk gibi bir adama isyan edebilecek kadar gerizekalı olan insanların varlığından haberdar olmamızı sağlayan bir tür hadise.
adam yedi düvel emperyalisti memleketten siktir etmiş, yobaz mobaz dahil 29 tane göt isyanı bastırmış, osmanlının pılısını pırtısını eline vermiş; sen gel bu adama lüle yap. sonra vay efendim bizi öldürüyorlar; "tıynetinizi sikerler" haberiniz olmaz.
nedir? herkes akıllı olacak. olmayanların aklı alınacak.
Faşist bir düzenden demokrasiye geçebilmek için kabul edilebilir bir yoldur.
Padişahın her istediğinin kafasını kestiği bir sistemi değiştirmek için canım atatürk üm bir kısım insanı ölümle tehtit etmiş. Kurban olurum bunu yapabilen insana.
Atatürkün ülkemizi demokratik sisteme geçirebilmesi iyi bişeydirki bazılarımız böyle başlıklar açabilerek havlayabiliyorlar.
sözde demokrasinin tehlikeye girmemesi için katliamı mübah gören güruhun "ohhyş, iyi de olmu$, ne güzel de olmu$" dediği uygunsuzluk.
sizler nasıl insanlarsınız yahu, hangi rejim, hangi düzen insan ölümünden daha değerli olabilir, ki, bu insanların ejimi tehlikeye sokabilecek bir fiiliyatları da yoktu!
hilafetin veya saltanatın kaldırılması tartışmaları:
- benim gibi düşünmeyenlere gelince, hiçbir netice alamayacaklardır. ama ihtimal, bazı kafalar koparılacaktır!
mecliste yapılan bu konuşmanın ardından, trabzon mebusu ali şükrü bey'in kafası kopar ve cesedi meclis bahçesine gömülü olarak köpekler tarafından bulunur..
ha, kemalist arkadaşlar gibi, ben bu olayları çok büyütmüyorum. rejim değişikliğidir, yapılabilir.
ama böyle şeyler belli bir süre sonra ve için için bunlara muhalefetin oluşmasına da yol açar. bence bu da önceki kadar doğaldır.
ne yani, bunlar olacak da eleştirilmeyecek mi? ikisi de doğal.
haklısınız. oysa ki gidip insanlara 'ben rejimi değiştireyim diyorum a dostlar. savaştan da çıktık, ne dersin LA(!)' diye sorması çok kabul edilir olurdu.
tarih ilminin ilkelerinden yoksun kişilerin ağızlarından tükürükler saçarak hunharca mustafa kemal' e ve aslında dolaylı yoldan hilafetin kaldırılmasına karşı duydukları tepkinin sembolik örneklerinden olan cümlelerdendir.