halen büyük bir kesim tarafından kabul edilmeyen gerçek. gazetede okuduklarım bazen şaşkına çevirebiliyor beni. "atam atam sen kalk ben yatam" diye bir geyik var. demek ki bu ülkeyi kurtaracak madi yok kimsede ki bunu öğretmişler insanlara. koskoca odtü bilmemnesi, savcılar çıkıyor anıtkabir 'e sonra da deftere "sen kalk biz yatalım" diyorlar. hadi dini konuları geçtim, biz gericiyiz bizler yerin dibindeki boş beyinlileriz. eh be insan evladı sen aydınsın, ilericisin ya ölüden medet ummak var mı senin lügatında. tamam o konuda biraz hak vermek gerekir böyle insanlara, hepsi toplansa benim biliğim, sağlam kaynaklardan okuduğum bir değil yarım atatürk etmezler de, onların olduğuna inandığı atatürk sadece bir hayal ürünü. merhum 'un ağzından sanki o söylemişçesine yüzlerce uydurma taşıdılar zamana, hatta direkt salladılar, boş kalan yerleri doldurdular. merhum 'un ismini kendi istedikleri yerlerde de kullandılar. bu nasıl bir saygıdır. sonra da ben yatam, ben uzanam, ben takılam, ben, ben, ben...
bilmek lazımdır ki bu insan ölmüştür, toprağı altında bir beden, inşallah güzel bir mertebededir. ortaokul çocukları gibi "hadi ruh çağıralım aga" deyip anıtkabire giden bir topluluk gibi insanlar akın akın ankara 'ya yol almakta. zamanında kim derdi ki sultan mehmet han gibi şöhretli kim olacak sonra bir bakıyoruz sultan yavuz selim, sonra kanuni sultan süleyman ve atatürk... yani birileri gider birileri gelir imiş. birileri illa ki gelir. ancak büyütmek yerine toprağın altına gömerek değil.
merhum birinin ardından kötü söylememek gerektiğini bilen kişilerce unutulan gerçektir. öyle ki hem kendisi, hem de annesi ve babası için bile küfür edilebilmektedir.
çok basit bir saygı ifadesidir. bunu anlayamayacak kadar sığ kafalı insanların böyle başlıklar açmaları normaldir.
Edit: Kötüleyenler için yazdığım küfürleri silmek amacıyla 2. Edit.
basit ve çocuksu saygı ifadeleri yüzünden ve çeşitli çarpıtmalar, saptırmalardan (bkz: #3600865) dolayı daha uzun dönemler anlaşılamayacak "gerçek". ağaçlara, taşlara, kuzulara, kedilere adak adayanlardan hiçbir farkı olmayan cahil bir o kadar da mesnetsiz insanlardır.
seneler önce şakacı diye bir program vardı. bir programında çok gülmüştüm de tam bela bir durumdu. şakacı çetin di sanırsam şimdi kontrol etmek zor geldi, böyle lokanta tarzı ufak bir yere gidiyor, alelade bir adamın yanına oturuyor ve başlıyor...
- bana iki porsiyon köfte, abiden!
tabi kimi şaşkın oluyor kimi eyvallah bizden olsun diyor. ama işin içinde şaka var yani üstüne gitmesi lazım ki malzeme çıksın kendine. abimiz yine haykırıyor;
- hüoop kola getir,
- iki künefe,
- bir keşkül, hepsi abiden!
tamam ekran karşısında gülüyoruz da işin aslı ters hani. insan emrivakici, inatçı birisinden pek çabuk usanır, tabiat böyledir. sabır parametredir.
yani bunun ne alakası var tabi bu da önemli. bu olayın gerçeği tartışmalarda yaşanabiliyor da bunu hep aynı kulvarın insanları yapıyor. efendim ne imiş "sen şöyle dedin, böyle ettin". açıkçası malzeme çıkarmak kolay, yaygara koparmaya o kadar alımış ki insanlar göt kıpırdatmaya mecalleri yok. alimallah dediklerinin tersine bir şey söylenecek de kabul edecekler. olamaz!
chp yurt dışında aradığını buldu bu tavrı yüzünden. elin adamı bizim gibi değil, istediğin gibi at koşturamazsın. yürü lan der, enseye bir tokat. sonra gazetelerde "başka bir gezegenin partisi" diye dalga geçerler. a diyorsak a dır. b diyorsak b dir.
(bkz: #3600907) iş bu entry de atatürk 'e değil ona bu şekilde düşük seviyedeki espirileriyle koşanlara laf edilmektedir. mevzu bahis kurt kuzu değil, cahilliktir.
lisede iken bayan bir hocadan laf yemiştik arkadaşımızın biri çöp kutusunu karalıyor diye. ardından arkadşıma dönüp dedim ki;
- evlaaaadım kadın zaten bize sinir oluyor yaptığın işe bak.
- ya görmedim etmedim filan...
der iken bu bayan hocamızın küçük oğlu ki 5 yaşında idi, annesine seslenip;
- anne bunlar sana küfrediyorlar aralarında.
demez mi? der!
büüyük laf yedim de hiç hakkı değildi inek arabası olayım. neyse yani ne imiş? çocuklarda ne cevherler varmış...
ne uğruna merhum olduğu gerçeği çok daha önemlidir. bugun hacı hoca büyük düşünür denilen insanlar merhum olduktan sonra kimse sen kalk ben yatam demeyecektir. farkları budur... her gerçek her yerde söylenmez. kim ne derse desin ölmedi ölmeyecek. fikirleri...
ATATÜRK ÖLMEMiŞTiR. YÜREĞiMiZDE YAŞAMAKTADIR. KiM ATATÜRK ÖLDÜ DERSE VATAN HAiNiDiR. KATLi VACiPTiR. BU DA BÖYLE BiLiNE.
edıt: (bkz: bir zorunlu bakınız olarak ironi)
atatürk ölmüştür demeyi içine sindiremeyen insanların yaygaraya sarıla sarıla inkar ettikleri gerçek.
bak çocuklara, vatan haini, şerefsiz gerici yobaz, saygısız ve istiklal mahkemeleri kafasındaki insanların diyebileceği gibi katli vacibtir. atatürk öldü deniyor diye. merhum olduğu söyleniyor diye. atatürk 'ün ortalama 1.70 boylarında olduğunu şu ülkede kaç kişi bilmekte? okul okuyup, tahsilini piramit tepelerinde yapanlarda dahil. beşiktaş ve fenerbahçe nin ki ben beşiktaşlıyımdır, atatürk 'ü hinliklerine alet etme sevdası, buna özenen gs ve ts nin aynı yöndeki çabaları nasıl açıklanabilir. hakkında tek tip hikaye bulunmasına ne demeli. filanlar falanlar.
atatürk öldü, sene 1938! aradan takriben bakıyorum, 70 sene mi geçmiş ne. ya hu benim hoşuma gider atatürk 'ün kalkıp da diğerlerinin toprak altına yatması, özellikle gönüllülerin, topyekün temizlenmiş oluruz da nafile. imkanlar dahilinde değil.
kim ne derse desin, gericilikten dolayı kimlerin koskoca dünya platformundan kovulduğunu cümle alem biliyor artık. aynı mantıktakiler de zaten yazılan yazıyı ağızla okur kıçla anlar. bilime inanan arkadaşlarımıza noldu? şimdi göklerden izlemeler, ölmediler, ölemezler filanlar falanlar. şunları yazanların atatürk hakkında bayram müsamerelerinden öğrendiklerinden başka bir şey bildiklerini sanmıyorum. yaygara koparmayla cevap vermeyi, muhalefet yapmayı aynı sanıyorlar.
kimse bıraktıklarına dil uzatmadı ki. bedenine ihtiyaç duyan aciz insanları anlattık. bununda açıklamasını yaptırıyorlar işte. ölmedi ölmedi demesi güzel de, daha fikirlerini, geride bıraktıklarını kafanda oturtamamışsın, uygulamyamamışsın ki "kalk da yatam" diyorsun, bu nasıl bir çelişkidir.
bakın (bkz: #3601750) bu yazıyı koskoca bir insan yazmıştır, hiç olmazsa 20 yaş civarındadır, bu kocaman insana böyle şeyler yazmak yakışır mı? muhalefet bunun neresinde? ben ne yazdım, kimler ne anladılar!
atatürk'ün ölmüş olduğu gerçeğidir. ancak her çağda geçerli olmuş bir felsefe vardır ki o da, arkanda ölümsüz eserler bırakıp kendini ölümsüz kılmaktır.
atatürk'ün tamamen ölmüş olduğunu düşünmek bu bağlamda saçmadır. bir çok büyük insan gibi atatürk de eserleriyle yaşayacaktır. ta ki kurduğu türkiye cumhuriyetinden hiçbir iz kalmayıncaya dek... *
Mete Han'ın Kurduğu ordunun devamı bugün Türkiye cumhuriyetini koruyorsa 2200 yıldan beri de Türk Devletlerini koruyorsa
Mete Han ölümsüzdür.
iStanbul Fatih sultan Mehmetle anılıyorsa ve istanbul ebed müddet Türk'ün kalacaksa Fatih ölümsüzdür.
bu büyüklerin Fikirleri çağına göre çağının gerisinde kalabilir ama Anafikirleri her daim bellidir.
Bağımsız ve Güçlü bir Türk devleti.
bu gerçek de böylece çöpe gitmiş olur.
Atatürk ölümsüz değilse, Türklük ölümsüz değildir. Fatih ölümsüz değilse iStanbul ebed müddet Türk'ün değildir. Mete Han ölümsüz değilse Türk ordusu yıkılmaya ve bozulmaya mahkumdur. Kılıç arslan ölümsüz değilse Haçlılar Bütün müslümanlığın anasını bellemeye muktedirdir.
"atalarım gökten yere, indirmişler ay yıldızı.
bir buluta sarmışlar ki, rengi şafaktan kırmızı.
vazifemdir bayrağımı, üstün tutmak her bayraktan. can veririm, kan dökerim, vazgeçemem ben bu haktan."
yukarıdaki bir okul şarkısıdır ve ilkokul 3. sınıfa giden 8-9 yaşlarındaki çocuklara öğretilmektedir. en azından bana 3. sınıfta öğretildi, o kadar yer etmiş ki beynimde, bu yaşa geldim hala unutamadım.
ben 8 yaşımda, annemin koynunda yatarken, babamın omuzlarında gezerken, hayattan algıladığım eğlence ve oyundan ibaretken, bu eğitim sistemi bana, can vermek, kan dökmek tandanslı okul şarkıları öğretiyor, her sabah şişe kadar varlığımı türk varlığına armağan ettiriyordu. resmen psikolojimi bozdular lan, bu eğitim sistemi adamı antisosyal yapar, cemiyet düşmanı eder olm!
aha bu eğitim sistemiyle yetişen ortalama Iq sahibi her insan, gaza gelip ermeni yazarı da öldürür, kendilerini kesip akan kandan bayrak yapar, çerçeveletip genelkurmay başkanında da gönderir, 1938 yılında hakkın rahmetine kavuşmuş bir general ve devlet adamının ölmüş olduğu gerçeğini kabul edemeyip, "atatürk yaşasa tayyip erdoğanı asardı, atatürk yaşasaydı deniz baykalın yüzüne tükürürdü, atatürk yaşasa bu yobazlar kaçacak delik ararlardı." gibi "halamın da taşakları olsa amcam olurdu." atasözüyle cevap verilesi, aptal tartışmaları sürdürmeye devam ettirir. kendileri gibi düşünmeyen herkesi hain ilan etmeye devam ederler.
bu kitle artık türkiyede tamamen dominant ve kemikleşmiştir. bu zihniyeti değiştirmeye çalışan kendini feda etmelidir.
ama boş verin bu bomboş yığınlar için ömür tüketmeye değmez, şu saatten sonra yapılması gereken herkesin birey olarak düşünüp, kendi kurtuluşu ve başarısı için mücadele etmesidir. boşuna tüketmeyin nefesinizi, asla anlamayacaklar.
acı gerçeklerin bir türlü kabul edilememesinin en önemli örnegidir.ah be Atam sen şimdi burda olsaydın bunlar bu kadar rahat at koşturur muydu kadrolaşır mıydı?
size de hergün derse başlarken 5 dakika atatükü anlatan bir öğretmeininiz varsa siz de o gerçeği kavrayamazsınız.
(bkz: kardeşim)
edit: hatta atatürk ölmüş diye ufacıkken ağlarsınız da youtube a bile konursunuz.
Atatürk'ün ölüp ölmediğini tartışmayacağım. Beni her zaman üzen, Atatürk'ün erken öldüğü gerçeğidir. On sene daha yaşasaydı şimdi çok daha farklı yerlerde olurduk.
