ulu önder islam dinini Türk milletinin karakterlerinden biri olarak görmektedir. dinimiz hakkında ne kadar olumlu şeyler söylese de durumdan rahatsız olan bazıları " o an halkı bir arada tutmak için onları söylemesi gerekiyordu" diyerek kendilerine benzetmeye çalışmaktadırlar.
çoğu zaman atatürk'ün dinle ilgili söylediklerinden ya da yazdıklarından 'biz müslümanız ama arap değiliz,.' dediğini görerek kendini takdir etmişimdir.
bazılarının kendi gerici anlayışlarına örnek gibi gösterdikleri anlayıştır. atatürk ülkesine sürekli yenilikler getirmiş, toplumun modernleşmesi ve uyanması için gerekli çabaları göstermiştir. ancak başkaları ülkeyi hortumlayıp, yolsuzluk yapıp, halkı kömürle kandırmamıştır. ülkedeki fabrikaları ve diğer tesislerin çoğunu millileştirmiştir, cebini düşünerek ona buna satıp özelleştirmemiştir. daha sayacak çok şey vardır ancak dil bunları anlatmaya yetmezdir, zaten bir o'nun yaptıklarına bir de şu an başımızda bulunanların yaptıklarına bakılacak olursa her şey anlaşılacaktır.
var ya da yok, iyi ya da kotu fakat ataturk'un kisisel dusuncesidir. devletin ayakta durmasini saglayacak temelleri hazirlarken bu gorusunu islerine karistirmamistir.
nasıl ki amerikalılar,americo vespuci'nin yada george washington'ın hristiyanlık anlayışını merak etmiyorsa,kesinlikle umrumuzda olmaması gereken anlayış.(he pardon biz onlar gibi geniş değiliz dimi)
"Bizim devlet idaresinde takip ettiğimiz prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların doğmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz. Bizim yolumuzu çizen, içinde yaşadığımız yurt, bağrından çıktığımız Türk milleti ve bir de milletler tarihinin binbir facia ve ıztırap kaydeden yapraklarından çıkardığımız neticelerdir."
Mustafa Kemal ATATÜRK'ün bu Sözleri ile ve Kendisine en yakın olan şahitlerden birisi, M. Kemal'e oniki yıl "uşaklık" yapmış olan Cemal Granda'nın ifadelerinden görebiliriz.
"Atatürk Harbiye'de okurken, abdestsiz olarak toptan namaza giderlermiş. Orduya katıldıktan sonra da cepheden cepheye koşmaktan, namaz kılmaya vakit bulamamış. Cumhuriyetin ilânından sonra din ve devlet işlerini birbirinden ayırınca rahat bir nefes almıştı. Lâikliği çevresindekilere de aşılamayı başarmıştı. Benim yanında bulunduğum süre içinde hiç namaz kılmadı. Oruç da tutmadı. Ramazan 'îarda içki içer, fakat Kadir Gecesi ağzına katresini koymazdı. Kadir geceleri sofra bile kurdurmazdı. Saygısı büyüktü."
arap kültürüyle-islam dinini ayrı kefelere koymuş ideal bir türk-müslüman anlayışıdır.türklük idealinin üstüne islamiyeti oturtmuştur,öyle ki evindeki davetlerde perşembe geceleri kuran okuturken türkçe meali üzerinde durmuş,"anlama"ya önem vermiştir.
kimseye din ile ilgili fetva vermemiş,allah ile benim arama kimse giremez demiştir.
1928 öncesi ve 1928 sonrası olarak ikiye ayrılabilecek anlayıştır. 1928 öncesi söylem düzeyinde daha dine yakın iken 1928 sonrası eylem ve söylem düzeyinde o kadar din anlayışından uzaktır.