ilkokulda benim de hocalardan ve de derslerden yana çok sıkıntı çekmeme sebep olmuş azap, işkence. ezberlemeyenler sınıfta bırakılıyordu.
tamam, ezberlemek o kadar da zor değil ama "zorunlu ve baskılı bir dille istenişi" adamın bünyesini geriyor!
soğutuyor dersten, kitaptan, defterden.
din kültürü ve ahlak bilgisi dersinde duaları sureleri ezberlememek için binbir takla atan ve de utanmadan duaları bize zorla öğretilmiyor mu diyen zihniyetin dayattığı zorunluluktur.saçma sapan bir zorunluluktur.güncelliği kalmamış inkılapları ezberlemeyi zorunlu tutan zihniyet gerici ve yobaz bir zihniyettir.
önce yukarıda verdiğim entryi okuyoruz. ve bu şekilde günümüzden bağımsız yaşayan, uçmuş insanlara örnek olarak bu arkadaşı veriyoruz. ardından da cahillerin cahilliğini almak geri kalanların bilgilerini tazelemek için işe girişiyoruz.
inkılap nedir güzel kardeşlerim? devrim demektir. güncelliğini koruyan devrim diye bir şey olur mu? devrim zaten bir dönem içerisinde yapılır ve kendinden sonraki dönemleri de etkilemeye devam eder. türkiye cumhuriyeti devleti'nin anayasası hâlâ bazı ilkelere ve bu ilkeler de bu devrimlere dayanıyorsa, güncelliği koruduğu teknik ve pratik olarak aşikardır.
atatürk devrimi dünyadaki tüm akademik araştırmalarda "ilerici" bir devrim olarak geçer. bunun sebebi bellidir, ümmet halindeki bir topluluktan çağın gerektirdiği gibi bir "millet" yaratmak amacıyla yapılmış, monarşiden "demokrasi"'ye geçilmesi için adımlar atılmış, dinin siyasi hayat üzerindeki etkisi kaldırılmış, sosyal hayat üzerindeki etkisi de vicdana bırakılmıştır. atatürk devrimleri aynı zamanda, merkantilist bir serbest piyasa ekonomisi tezine dayalı ekonomik sistemi öngörmüştür, bu da mülkiyetin tamamının padişah ve padişahın seçtiklerine bağlı kişilere ait olmasından kurtulunması demektir. dolayısıyla kimden duydunuz bilmiyorum ama, günümüze doğrudan etkisi olan atatürk devrimlerinin, "güncelliği kalmamış" diye nitelendirilmesi "akademik" manada komiktir, günümüze doğrudan etkili bu dersi verenlerin "gerici" olmakla suçlanması ise daha komiktir.
atatürk'ü seversiniz, sevmezsiniz. umrumda değil. lakin iki dakika düşünüp sonra konuşun. ilkokul edebiyatı ile yürümüyor bu işler. açın iki dünya siyaseti tarihi falan okuyun. ha yok bin sayfalık kitapları okuyamam diyorsanız, haklısınız, o zaman "yetkili mercii" imiş gibi konuşmayın. hayır bana giren çıkan yok, gayet iyi sokarım da, vicdan işte, rahat etmiyor.
Yaşadığımız ülkenin yakın tarihini ve ulusumuzun hangi zorluklarla emperyalizmin pençelerinden kurtarıldığını, önümüzde aydınlık bir yolun nasıl açıldığını öğrenmemiz gerekir. Bu bizim tarihimiz ve ulusumuzun başarısıdır.
değil öğrenmek , ezberleme zorunluluğu (!) olduğu halde onu bile ezberleyememiş , bir kere bile üzerinde düşünmemiş kişi söylemidir bu. Bazıları tarihi değiştirir bazıları ise aradan yüzlerce de yıl geçse sadece onun yaptığı şeyleri anlamayarak, anlatmayarak, okumayarak sadece kulaktan dolma konuşur. sadece bomboş konuşur. konuşmak birşeyler düşünmekten daha kolaydır herzaman.
zorunluluk yokmuş ki bihabersiniz. "osbir çekerken ağzına sıçrarsa orucun bozulur mu" diye sorsam bir saat anlatırsınız. hoş ömrünüz arabın taşşaanı yalayarak geçiyor da düşünmüyorsunuz, ben yazınca mı düşüneceksiniz ?
ruhunu anlayamadıktan sonra ezberin bir boka yaramadığını yaşayarak görmekteyiz.
zorunluluksa ezberleme sen denilesi diyecem de munlayt geldi aklıma da cümlenin gelişi buna getirdi napiim idare et artık.
sanki futbolcu isimleri ezberletiliyor ya da karıncanın iç organları.ezber değil öğrenmemiz gereken atatürk devrimleridir.ama başlık bile bize türkiye'nin neden bu halde olduğunu kanıtlamaktadır.
öğrenmeyen, düşünmeyen,anlamayan hasbelkader okuma- yazma ve bilgisayar öğrenen kişilerin cahilliklerini dışa vurma şeklidir .
Kimsenin ezberleme zorunluluğu yok tabiki, ama ders geçeceğim diye, sınıfta kalmayacağım diye sike sike ezberliyorsun en nihayetinde. Bu da benim hoşuma mı gidiyor, evet!