nedeni bilinmez. şahsen ben de hiç biryerde 'atatürk camii' 'mustafa kemal camii' gibi bişey görmedim. varsa yoksa 'atatürk lisesi' 'gazi mustafa kemal i.ö.o'
Mustafa Kemal Atatürk, Paris Camii´nin yapımı için «bizim de çorbada tuzumuz bulunsun» diyerek, aralıklarla belli bir miktar para göndermiştir. Atatürk´ün ölümünden sonra bu yardım kesilmiştir.[3]
Paris Camii ve Enstitüsü rektörü Abbas Bencheikh El Hocine Mustafa Kemal Atatürk´den Paris Camii´nde ışıklar ve izler bulunduğunu ifade ederek bu gerçeği doğrulamıştır[4]
Caminin şeref defterine göre de II. Abdülhamitle ve M. Kemal Atatürkün Paris Camisinin inşasına maddî ve manevî katkıları olmuştur.[5]
Avrupada Paris Camiinin yapımına katkıda bulunan Atatürk, Asyada ise Tokyo Camiinin yapımına katkıda bulunmuştur.
1931 yılında Türkiyeye gelip Atatürkü ziyaret eden Japon Elçisi Torijori Yamada, Atatürkle yaptığı görüşmede, Atatürke, Tokyoda Kazan Türklerince yaptırılmasına karar verilen bir camiye yardım etmesini teklif etmiştir. Yamada\'ya göre Atatürk de bu teklifi kabul ederek 1938de tamamlanan Tokyo Camiine katkıda bulunmuştur. (6)
Bu nedenle olsa gerek ki, Tokyo Camii\'nin 1938\'deki açılışı sırasında cami içine Japonya bayrağıyla birlikte sadece Türkiye bayrağı asılmıştır.(7) Bu durum bu iddiayı daha da kuvvetlendirmektedir.
Sunay Akının o tatlı heyecanıyla biraz da abartarak dediği gibi: Bu millet şunu biliyor mu! Bu gezegenin en doğusundaki (ve batısındaki) sabah ezanının ilk okunduğu camiyi Mustafa Kemal Atatürk yaptırmıştır.
Aslına bakılacak olursa genç Türkiye Cumhuriyeti\'nin kuruluş yıllarında dış ülkelerdeki cami yapımıyla ilgilenecek, bu camilere para yardımı yapacak lüksü ve gücü yoktur. Ancak emperyalizmi dize getiren ilk Müslüman olan Atatürk, dünya Müslümanlarının Kurtuluş Savaşı\'na yaptıkları yardımı da hatırlayarak- dünya Müslümanlarına sembolik de olsa yardım etmeyi uygun görmüş olabilir. Üstelik o bu sembolik yardımları hiçbir zaman \"gösteriş\" malzemesi de yapmamıştır. Eğer bu iddialar doğruysa gerçekten böyle yardımlar yapılmışsa, bu yardımlar son derece sesiz ve gösterişsiz bir şekilde yapılmıştır.
ESKiŞEHiR MiHALIÇÇIK CAMii (Aşağı Camii)
Atatürk\'ün Paris\'te ve Tokyo\'da cami yapımına katkıda bulunduğu iddialarına burun kıvıranlara bizden bir örnek verelim. Atatürk, Erzurum Kongresinden ölümüne kadar hep yanında ve hizmetinde olan Mihallıççıklı Emir Çavuşu Ali Metin aracılığıyla 5 bin lira gönderip, Yunanlıların işgal sırasında yakıp yıktıkları ve imkanları olmadığı için Mihallıççıklıların yaptıramadığı kasabanın tek camisini yeniden yaptırmıştır.
Atatürkün tüm masraflarını bizzat karşılayarak yaptırdığı bu cami, bugün Mihallıççıktadır ve Aşağı Camii veya \"Mihalıççık Atatürk Camii\" diye adlandırılmaktadır.
Ali Çavuş (Metin), Atatürkün en yakınlarındandır. Ailesi aslen Malatyalıdır. 1877-78 yıllarındaki Osmanlı-Rus savaşı sırasında, aile Eskişehire göçmüş, eski ismiyle Mihalıççık Çukurviran köyüne yerleşmiştir. Bilahere babası Hacı ismail, aileyi Mihalıççıka getirmiştir. Babasından dolayı da Hacıların Ali diye anılmıştır.
Ali Metin Çavuş, Birinci Dünya Savaşının en hızlı olduğu dönemde 1915 yılında, daha 18 yaşındayken askere alınmıştır. O zamana göre iyi bir eğitimi vardır. Bunun için de Sivasta askerken Küçük Zabit Mektebine alınmış. Burada Enver Paşanın dikkatini çekmiş, onun karargahında hizmet vermiştir. Savaştan yenilgiyle çıkmamız üzerine tekrar Anadoluya dönmüş, Kazım Karabekir Paşanın başında bulunduğu 15. Kolorduda askerliğine devam etmiştir.Orada da kendisini göstermiş. Atatürkün Erzuruma gelmesi üzerine Karabekir Paşa, Ali Metini, 3 Temmuz 1919 günü Atatürkün hizmetine Emir çavuşu olarak vermiş, Atatürkü ölümüne kadar, özellikle Kurtuluş Savaşı süresince yakınlığı devam etmiştir. Atatürkün yemeklerini Ali Çavuş yapmıştır.
Halk dilinde Aşağı Cami, asıl ismiyle Cami-i Kebir 1302(1886) yılında Sivrihisarlı Hacı Süleyman tarafından yaptırılmıştır. O tarihlerde Mihalıççık, Sivrihisara bağlı bir kasabadır. Mihalıççık da Yunan işgaline uğramıştır.Cami, Yunanlılar tarafından tahrip edilmiştir. Uzun süre tamir edilememiştir. Ta ki, Atatürk yeniden yapımı için 5 bin lira gönderinceye kadar.
Özetle, Ali Metinin vesile olmasıyla Atatürk, 5000 lira vererek Mihalıccık Camii\'nin yeniden yapılmasını sağlamıştır. ()
Okul ve hastane gibi daha çok ihtiyaç duyulan şeylere önem vermesinden kaynaklanıyor olabilir. Ayrıca yaptırmadığına ilişkin bir kayıt bulunuyor mu merak ettim.
kurduğu memlekette binlerce cami varken, okul yaptırmayı tercih etmiştir, o camilerde çalışan imamlarda okullarda okuyup mezun olmuşlardır, cumhuriyete hizmet etmişlerdir.
yaptırmamış olması normaldir, m. kemal ülkesini seven bir adamdı ama türk halkı ile aynı fikirlere sahip değildi, dine karşı küskünlüğü vardı, inançlı olup olmadığını veya imanlı gidip gitmediğini bilemeyiz ama internetteki videolarından da kendi sesinden fikirlerini dinlemek mümkün, o zamanın türkiyesinde ben islama inanmıyorum diye kitleleri yanında toplayamazdı, çok zeki bir insan olduğuna şüphe yok ama inanmadığı değerler için cami yaptırmamasını garip karşılamamalı.
atatürk'e hem dinsiz deyip, hem de ondan cami yaptırmasını bekleyen ve atatürk'ün camiler yaptırdığı kanıtlandığı takdirde ona yaptığı dinsiz suçlamasını geri alması gerektiğini düşünemeyecek kadar akılsız yobaz tekerlemesidir.
ve ne tuhaftır ki o atatürk'ün büstü, ıı. abdülhamid'in kurdurttuğu, bahçesinde büyük dinlerin ibadethaneleri olan cami, kilise ve havranın bir arada bulunmasıyla dünyada tek olan darulaceze'nin önüne dikilmiştir.
din, dil, ırk ayrımı gözetmeyen bu mekanın tam karşısına "ne mutlu türküm diyene!" yazsaydınız bari!
bu arada kemalist güruhun istibdat devri olarak nitelediği devirdeki bu demokrasi örneğine bakın, bir de cumhuriyetin astıklarına, kestiklerine, kapattıklarına, yaktıklarına, zehirlediklerine,...
müslümanın ibadetini gerçekleştirebilmesi için o dönemde yeni camiye değil, güvenilir, huzurlu, bağımsız topraklara sahip olması gerektiğini bilmesinden yaptırmamış olabileceği, müslümanlık ve bu kutsal dinin öğretilmesi, en güzel şekilde yaşanabilmesi için çok önemli çalışmalar yaptığı gerçeğinin göz ardı edilmesine dayalı bir başlık.
tarihi bi olayı değerlendirirken içinde bulunulan durum göz önüne alınmalıdır. Atatürkün olduğu dönemde yıkık bi ülke küllerinden doğmaya çalışmaktaydı. şimdi siz nasıl dersiniz cami yaptırılmamıştır diye. Siz bilmiyor musunuz o zamanlar savaştaki yaralı insanların askerlerin bakımı için bütün devlet kurumlarının, camilerin kullanıldığını ve bunu hiç bi şekilde hiç bi yurttaşın ters diye karşıladığını. Hiç duydunuz mu? Bu tarz başlıklar açıldığında durum lütfen o zamanın şartlarını düşünmeye çalışın. Kendinizi o yere koyun demiyorum tabiki ben de koyamam , ama tek yapabileceğimiz dürüst olduğuna inandığımız tarih kitaplarından öğrendiklerimiz. Umarım herkes bi şeyleri eleştirmeden önce biraz olsun bilgi sahibi olur.
Bu başlıktaki olayın kahramanı olan sevgili klasik türk insanını canlandıran kişidir. Atatürk'ün gerçek hayatını bilen bu tür konular açmayacağından dolayı ancak cahil ve bilgisizlerin açacağı bir konu
yanlış önermedir. zira yunanlar çekilirken haymana'dan batıdaki neredeyse bütün köyleri yaktılar. her köyün bir camisi olduğunu kabul edersek ve bu köylerin yalnızca yarısının yeniden yapıldığını varsayarsak cumhuriyet döneminde en çok caminin atatürk'ün emriyle yapılmış olacağı sonucuyla karşılaşırız.