ne kadar doğru olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır. atam büyük adamsın, ve ileri görüşlüsün.
''Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.''
her türk gencinin bildiği, ancak bugün ilk kez kulak verip ülkesine, kendi insanına ihanet eden, gerici ve faşist kuvvetlere karşı ayaklanırken zihninden tekrar tekrar geçirdiği hitabedir.
atamız vazifemizi belirtmiştir, bugün bunu uygulamak bizim görevimiz. duyarsız kalan da köstek olan da bu vatanın evladı olmaya layık değildir.
şu sıralar açılıp ibretle okunması gereken hitabe'dır.
bu hitabe şimdiki bulunduğunuz anarşi durumuna, hükümetin haksız ve yanlış idaresine, düsmanların apaçık emellerine ve kör gözlerin inadına inadına beyinlerine sokulmak üzere yazılmıştır.
muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
ilkokulda türkçe hocamız her hafta yazdırırdı bir yıl içinde de bize bu şekilde ezberletti, bir şey kazanmamış olabilirim aslında ama bir şey kaybetmedim de.
Mevcut vatan hainlerini Çok pis gocunduran hitabedir. Öyle bir üzerine alınırlar ki - ikdidara sahip olanlar.... Cümlesi ve sonrası suratlarına tokat gibi indiği iÇin, ulu önderin ileri görüşlülüğü konusunda şaşkınlıktan, bildiğin aptala dönerler ve bir an iÇin düşünürler - bu adam mübarek mi? Diye. Fakat cehalet kansızlık ve soysuzluk tekrar ağır basar ve - rte dinimiz amin- diyerek ihanetin bir parÇası olmaya devam ederler. Kulakları duymaz, gözleri görmez, beyinleri anlamaz. Çünkü bu ihanetin iÇinde onların rolü kaderlerinde yazılıdır.
son on iki yılda içeriğini birebir yaşadığımız durumu yıllar evvel sezip, 20 Ekim 2017 tarihinde dikkat çekmek isteyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, Türk gençliğinin bu durumda dahi ülkeyi kansız din tüccarlarına bırakmaması için uyardığı hitabedir.
--spoiler--
memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler
--spoiler--
şu yukarıdaki satırlar bile atatürk'ün ne kadar elleri öpülesi bir adam olduğunu doğrular niteliktedir.
Ülkenin şu andaki durumu bu değilse nedir sayın okuyucular ?
Artık vatanın bölünmesine ramak kalmış vatan hainleri ülkenin en stratejik noktasına çöreklenmişler oturuyorlar. Ama diyorum hep de diyeceğim bu adamlar aslında hiç bir şey değil. Asıl sorunumuz "cehalet"
tüm bunlara rağmen inadına ak parti diyenler var. artık ben bu insanları aptal olarak değil vatan haini olarak görüyorum. nerde cahil var orada vatan haini var. iki, iki daha dört eder.
ey turk, kurt, laz, cerkes, bosnak, arap, arnavut, ermeni, yahudi, rum, suryani, hemsin, pomak, cingene ve sayamadigimiz kultur, din ya da etnisitenin gencligi!
birinci vazifen, herhangi bir milletin digerinden ustun olmayacagi gerceginin geregi olarak herkesin esit birer insan oldugunu kabul etmek olmalidir. muhtac oldugun kudret kan grubunda degil vicdaninda mevcuttur.
türk halkının en asil duygularını hazmedemeyenlerin türk halkını 36 enstise gibi gösterenlerin hoşuna gitmeyen gençliğe hitabedir efenim!
-ne mutlu türküm diyene!
-yurttaşlık bilincinin olduğu yerde hepimiz eşitiz ve aynı bayrğın altında yaşadığımız sürece eşietizx -hukun üstünlüğü ve demokrasinin olduğu yerde zaten eşitiz zaten herkesin eşit olduğu zeminde cumhuriyet inşası olsun diye uğraşılmıştır!
bu ülkede sadece hrantın öldürüldüğünü bir tek onun hesap sorcağına sana cahillerin yazı yazdığı yerdir - hranttan başka bir çok gazeteci öldürülmüştür bu ülkede uğurlar - ahmet tanerle-necipler nereye hesap sorsun anladık biz efenim!
onun yerine şu hitabe okunsa ve içselleştirebilse belki şimdi daha özgür, demokratik ve barış dolu bir ülke olabilirdik;
_________________________________
ey türk gençliği! birinci vazifen, insan olmaktır.
insan olmanın yegâne temeli insana sevgidir. hayatın boyunca, insanlara güzelliği, aklı ve adaleti öğretmeyi görev bileceksin. bilgin varsa, bedel beklemeden paylaşacaksın. buna imkân ve şeraitin müsait değilse, yanındaki üç veya beş kişiye katıksız sevgini vermeyi deneyeceksin; onların hayat yükünü bir nebze hafifletmeye çaba göstereceksin. bunu yaparken türk mü, yoksa hindu mu, yamyam mı diye sormayacaksın. çünkü insan, galiplerin hasbelkader çizdiği sınırlara sığmayacak kadar kıymetli bir hazinedir.
dahili ve harici bedhahlarla etrafın çevrili olabilir. sen şerri bahane etmeyecek, hayırhahlığını ilelebet muhafaza ve müdafaa edeceksin. zira kötülük, esarettir. manevi istiklalini ve manevi hürriyetini ancak insan olmakla kazanabilirsin.
düşman bütün tersanelerine girmişse, vazifeye atılmadan önce düşüneceksin. önce, düşman mı diye soracaksın. (çünkü bugün düşman olan yarın dost olabilir.) sonra onu kendine düşman etmek için ne hata yaptığını düşüneceksin. (çünkü düşmanlık, herkes için ağır bir yüktür.) gönlünü kazanmayı deneyeceksin. tersaneyi beraber işletmeyi teklif edeceksin. (öylesi her ikiniz için daha kazançlı olabilir.) sonuç alamasan, bir tersane uğruna düşman olmaya değer mi diye bir kere daha kendine soracaksın. bunları yapabilirsen, inan, dünyanın tüm tersaneleri senin olur. tüm ordular sana boyun eğer. tüm kalelerini terkedecek gücü ve güveni kendinde bulursun.
memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar sana “düşünmeyeceksin!” diyebilirler. kendi çorak ve bencil emellerine seni muhafız ve müdafi yapmak isteyebilirler. kuşaklardan beri süren iktidarlarını bir gün daha korumak için senin damarlarındaki kanı talep edebilirler. memleketin bütün tepeleri kan ve intikam bayraklarıyla donatılmış, bütün mektepleri zaptedilmiş, bütün mahkemeleri elde edilmiş, bütün gazete köşeleri bilfiil müstevlilere terkedilmiş olabilir. millet, cehalet ve propaganda içinde serseme dönmüş olabilir.
ey insan evladı! işte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, insan olduğunu unutmamaktır. muhtaç olduğun kudret tanrı vergisi olan vicdanında ve her gün çalışarak geliştireceğin aklında mevcuttur.