şimdiki gençlerin çoğunun aşağıladığı ve anlamadığı osmanlıca diliyle kaleme alınmıştır. bunun orjinalini atatürkün elinden görseler okuyamayacak olanların sayısı on milyonlarla ifade edilir.
en çok anlarmış gibi gözükenler (gözükmek isteyenler) cahil kafalı kof beyinli kimi kemalistlerdir. bi de "anlayana..." diye bitirirler. 27 mayıs 1960'da atatürk ve cumhuriyet katledildi ülen, uyanın balığa çıkalım...
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. istikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. istiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! işte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
atatürk hitabeyi ne tarihte yazmıştır şuan için anımsanmamkla birlikte, kurtuluş savaşında ülkeyi müdaafa eden mehmetçik acaba hangi hitabeyi okumuştu.
-gerçek gençliğe hitabedir efendim ta, başlangıçlardki bilgi kağanların yazdığı orhun yazıtlarını da okumuşlardır birinci nutuk-hitabeyidir kurluş savaşındadır efendim.
sanki bugün için yazılmış gibi lan! 85 sene öncesinden bugüne mektup yazmış adam...
" Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. istiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir."
rahat uyu diyeceğim ama biliyorum be atam... rahat değilsin! lanet ediyorsundur bu pezevenklere!
kitaplarda değil kaldırılması, gençlerin anlaması için sade türkçe ile yazılması gerekmektedir. çoğu kişi okumuş hatta ezbere bilmektedir. (şahsen ben osmanlıca kelimelerin olduğunu lise 1'den beri bilmekteyim.) ancak sade türkçesini okuduktan sonra tam anlamıyla anladığım bir gerçek. neden günümüzde kullanılmayan osmanlıca kelimelerin bulunduğu hitabe yazılır ve çocuklara okutulur, anlamış değilim. insanlar gibi dil de değişmekte ve buna ayak uydurmalıyız. bazı düşüncelere kurşun işlemediği gibi o düşünceleri de zaman eskitemez. hele ki atatürk gibi ömrünü türkiye cumhuriyeti'ni kurmaya ve geliştirmeye adamış bir adamın; en azından, vatanın birlik ve beraberliğine gelebilecek tehditlerin karşısında bize yol gösterici ve cesaret verici olan, ileri görüşlülüğü ile yazdığı gençliğe hitabesini günümüzde çocuklarımıza anlaşılabilir bir dille aktarmalıyız. yoksa hitabe çocuklarımızın aklında, osmanlıca kelimelerin olduğu, sıkıcı bir yazı olarak yer edecektir.
zamanında zorla ezberletilen, ama şimdi düşündükçe iyi ki ezberlemişim be. dedirten hitabe. *
''...muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.''
Şu kısmının günümüzü anlattığı hitabe: '' ... Bütün bu şerâitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr u zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.''. Bu satırları her okuduğumda tüylerim diken diken oluyor gerçekten. Ama en bayıldığım kısmı ise '' ... muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur.''
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. istikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. istiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! işte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
türk gençliğinin bugünlerde daha çok okuması gereken hitabedir. zira bugünlerde ne yapmamız gerektiğini anlatıyor.
--spoiler--
Ey Türk istikbalinin evlâdı! işte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
Lisede ezberledigimde hicbir anlam ifade etmeyen, ancak nutuk'u okuyup bitirdigimde kitabin sonunda yazan ve okudugumda gozyaslarimi tutamadigim, bana ustumde buyuk bi baski hissettiren metin.
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. istikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. istiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! işte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
ileri görüşlülüğün en büyük örneğidir. Neredeyse bir asır önceden bugün yaşanacakları görmüş bir önderin, gençliğe en büyük yol göstericisidir. iyi okumak, anlatılanı iyi anlamak ve yeri geldiğinde gerekeni yapman için sadece senin yettiğini anlatır.