atatürk ün felsefi derinliğinin olmadığı gerçeği

    6.
  1. atam yanlış yaptın bırakacaktın analarını sikeceklerdi. tüm dünya gibi bunlarda saygı duyup yüzyılın adamı seçeceklerdi.
    5 ...
  2. 3.
  3. Atatürk'e laf atmadan duramayan yazarlardan birinin önermesidir. Kardeşim bu adamla ne diye uğraşıyorsunuz anlamış değilim. Olsa ne olmasa ne. Adam savaşları kazanmış, ülkeyi kurmuş, sana vermiş. Daha felsefi derinliği var mı yok mu diye niye olay yapıyorsun. Kaldı ki Atatürk'ü anlamadığın pek de sallamadğın aşikar, böyle bir adamın nasıl felsefi derinliği olmaz Allah aşkına...
    4 ...
  4. 8.
  5. tarih ile ilgili yapılan en önemli yanlış tarihi olayları ve kişilikleri kendi zamanı içinde değil bulunduğunuz zaman diliminde değerlendirmektir. yazarın da burada yaptığı budur. atatürk milliyetçiliğini "ırkçılık ve faşizm" olarak algılamadan önce fransız ihtilalini, ve osmanlının parçalanış sürecini iyi incelemek ve atatürkün de bir osmanlı generali olduğu gerçeğini unutmamak lazım. 1920 li, 30 lu ve 40 lı yılların ırkçılık anlayışını da bilmek lazım. 50 ler hatta 60 ların sonuna kadar amerikada ki zencilerin durumunu ve dünyada ki milliyetçilik ile ilgili genel anlayışı da bilmek lazım. kısaca götünüzden bir şey sallayıp aha da koydum çocuğu demeden önce "lan belki de bu anlattıklarımı yemeyen olabilir" diye de düşünmek lazım.
    4 ...
  6. 2.
  7. eee ne derler bilirsin, kör buzağı topallamayınca ekinler baş vermezmiş.
    3 ...
  8. 30.
  9. atatürk'ün anlaşılamaması sonucu ortaya çıkan önerme.
    öte yandan yazar, bir devrim gerçekleştiren liderin ideolojik felsefeden yoksun olduğunu ve sonrasında da böyle bir felsefeyi geliştiremediğini, bunun da nedeni olarak böyle bir zekadan yoksun olduğunu ifade etmek istediğini düşündürmüştür şahsıma. benim anladığım bu enazından. bu da son dönem ortadoğu isyanlarının moda söylemi haline gelen iddiayı anımsatmaktadır.

    balkan harbinde darmadağın olmuş bir ordunun içler acısı hali ardından trablusgarp ve ardından birinci dünya harbi ve kurtuluş savaşları. geçtiğimiz yüzyılın başında topraklarımızda 10 yıl gibi bir sürede yaşanan bu felaketleri düşününce yukarıdaki iddiayı fazlaca haksız bulmak imkansız. hem yazarın kendi söylediği hem de ona verilen bir çok cevap rewsmi tarihin ürünüdür. evet, aslında mesele resmi tarihtir. peki resmi tarih gerçekten suçlu mudur? ve yalanlarla mı doludur? gerçekler çarpıtılmış mıdır?
    mustafa kemal'in üstün zekalı üstün bir lider olduğu, tüm dünyaca kabul edilmiş bir gerçektir. bunu tartışmayacağım bile. peki mustafa kemal bir günde mi lider oldu. onu lider koltuğuna oturtan sirecin tarihsel sürecin kendisi olduğunu unutmamak gerekitğini düşünüyorum. yani kaderin bir cilvesi diyebilirsiniz ama böyle bir cilveye de can kurban. mustafa kemal türk insanına bir ideoloji ya da felsefe kazandıramadı, ne ingilizler gibi kraliyete bağlılık ne de amerikalılardaki gibi bir amerikalılık duygusunu, ne de hitler gibi uzak hedeflere yılmaz bir irade ile çalışbilen bir milleti ne de sovyet rusya dan çıkan lenin ideolojisi.

    kaderin cilvesine bakın ki, tanzimattan bu yana süregelen batılılaşma hareketinin bir ürünüdür mustafa kemal. yani şunu demek istiyorum; yukarıda adını saydığım ülke ve vatandaşlık duygusunu veya felsefesini yaratacak tarihsel sürecin süzgecinden geçmemiş ve %90'ının okuma-yazma bilmediği ve 10 yıldır da savaşlarla kan kaybeden vatandaşlarının olduğu bir yerden bahsediyorum. hangi felsefenin gelişmesini bekleyebilirizki bu ortamda. kaldı ki osmanlı hiç bir zaman batılı olamadı, bu "felsefe" muhabbeti tam da batılı demokrasi ve ideoloji anlayışının bir tezahürü değil midir aynı zamanda?

    zamanın kaçınılmaz sonucu olarak dünyanın en talihsiz topraklarında yani ortadoğuda yaşayan türkler için en önemli felsefe bence misak-ı milli'nin kendisidir. tam bağımsızlık uğruna yapılan destansı mücadele bence gereken cevaptır.
    fransız ihtilali, yüz yıldır ezilen bir ırk "türkler" barbar, insan yerine konmayan bir millet (bile değil), sürekli mağlubiyetler,balkan savaşları sonrası yunanılıların ve bulgarların yöredeki türk vatandaşlarına yaptıkları işkenceler anlatılır bazen. ve evet, atatürk'te kendi doğduğu yeri yunanlılara bırakmış bir göçmen artık.

    hiç düşündün mü? babanın yıllarca biriktirdiği ve yaptırdığı bir ev en azılı düşmanının eline geçiyor. bir daha dönememecesine terkediyorsun o toprakları. bunun nasıl bir nefret yaratcağını hiç sorguladınız mı? düşman gırtlağınıza dayanmış. ben düşündükçe tüylerim diken diken oluyor. neler yaparım diye düşünüyorum. bunun gibi yüzlerce örnek. işte o zaman kendi tarihi olmayan bir topluluğu millet yapmak uğruna kafataslarını da inceletirsin. çünkü o güne kadar senin tarihin sadece islamdan sonrasıdır. daha öncesi nedir bilinmez. faşisttir, milliyetçidir, kimine göre de din düşmanıdır. istediğin yerden yak. ancak o bir liderdir. onu sevilir kılan da budur.
    3 ...
  10. 5.
  11. tabir-i caizse bir saman topluluğundan bir millet oluşturmak için söylenen sözleri, yapılan araştırmaları bugünün şartlarıyla, bugünün bilinç düzeyi ile değerlendirmek muhteşem bir zeka ve derin bir fikri altyapı gerektirir.

    'hayatta en hakiki mürşit ilimdir' sözünü aşağılayan zihniyetin, o dönemde yaşayan insanların neler düşündükleri, ne istedikleri, nelere inandıkları hakkında bir kaç kitap okuması, hadi kitap okumayı sevmiyorsanız youtube'dan belgesel izlemesi elzemdir. yoksa böyle 6 yaşında okumayı sökmüş çocuk naralarıyla etrafa saldırırsınız, komik duruma düşer ve insanların size oturma organlarıyla acımasızca gülmesine neden olursunuz.
    3 ...
  12. 7.
  13. okuduğu kitapları ve düşünce geçmişini bilmeyen cahiller topluluğunun saçmalığıdır. (bkz: piçlik yapmak)
    4 ...
  14. 28.
  15. aynı zamanda fazla hümanist ve hayvan severdir. bu kadar itin köpeğin yaşamasına izin vediğine göre .
    halbuki hepsinin bir yola soksaydı o it köpek takımı böyle havlayamazdı.
    2 ...
  16. 12.
  17. atatürk bir filozof değildir. atatürk için derinlemesine bir felsefe analizine lüzum yoktur o yüzden. lakin atatürk'ün koyu bir milliyetçi olduğu konusunda da tezat bir fikir öne sürmek zordur. zekası konusunda ise atatürk'ü hafife almak için dünyanın gelmiş geçmiş en ileri zekalılarından biri olmak gerekir.
    anlamadığım nokta şudur; hayata bakış olarak atatürk'ü eleştirme yetisine, daha doğrusu hakkına sahip olabilirsiniz. ancak zeka konusunda 'çok zeki değildi' demek için ondan daha zeki olmak gerekmez mi!
    2 ...
  18. 13.
  19. Öncelikle şunu sormak gerekir: Siyasetin ve Askerliğin felsefi derinliği var mıdır? Misal bugün siyasette olan ya da Atatürk'ten önce veya sonra var olmuş felsefi derinliği olan kaç isim vardır?

    Eğer derinlik arıyorsanız ilk akla gelen Hitler vardır örneğin. Irkının nasıl olması gerektiğinden, neden kendi ırkının daha üstün olduğuna kadar pek çok teori türetmiştir. Bu onu üstün kılar mı?

    Farz edelim ki her liderin felsefi bir derinliği olmak zorunda. Atatürk'ün hiç de felsefi derinlik yoksunu olduğunu sanmam.

    Öncelikle batı ile doğu, piyasa ekonomisi ile sosyalizm arasında kalan bir ülkenin; bu oryantal coğrafyada ayakta kalmasını sağlayacak politikaları türetmiştir. Karma ekonomi derken kafasına göre davrandığını sanmak yüzeysel olmaz mı? Dış politika açısından sadece bir kesime yüzüne dönmemiş, hem Rusya hem de Batı ile ilişkilerini ve çıkarlarını taze tutmuştur.

    Sevr masasından kalkıp Lozan'a oturmak derinlik istemez mi?

    Sadece ekonomi ve dış politika açısından değil, sosyo ekonomik değişimi de tetiklemek açısından da değerlere ve kaidelere sahip, süreci adım adım ilerletirken hızından da taviz vermemiş, en mükemmel seviyede başarılamamış olsa da demokrasi kültürünün tohumlarını atmış bir liderden bahsederken, bütün bunların şans kader kısmet ile olmadığını fark edebiliriz sanırım.

    Atatürk faşistti denildiğinde bu derinlik de kaybolmaz üstelik.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük