chpliler çoğu zaman radikal dincilerden daha fazla saçmalıyor ve 10 kat daha yobazlar farkında değiller.. atatürkün getirdiği laikliği anlayamadılar, soyunmak laiklik zannediolar.. dini simge diye başörtüsünü üniversitede istemeyenler acaba haç takıp gelen birine ne oranda tepkililer?
o zamanın şartlarıyla şimdiyi bir tutup da kıyaslamaktan başka bir şey değildir. ha bu da cahillkten ibarettir. atatürk'ün eşi çarşaflı diye şimdiki kara çarşaflıları desteklemek sadece gülünesi bir şeydir.
not: en az 20 eksi vermezseniz adam değilsiniz.
1920'li yıllarda gayet normal olan bir durumdur. ayrıca latife hanımın dönemin en tahsilli kadınlarından biri olduğu gerçeği düşünüldüğünde 90 yıl sonrasındaki çarşaflılarla şöyle bir karşılaştırmak gerekir.
yok öyle bir şey.mal kesim iki tane fotoğraf görünce hemen inanıyor yazık.atatürk'ün eşi yani latife hanım dönem dönem başını kapatıyordu,dinci kesimden tepki toplamamak için.ha illa başı açık fotoğrafı lazımsa kendi ellerimle yükleyeyim burdan köye yol olur.
ozamanla bu zamanı karıştırmayan diyen elit kesim neden o zamanın korkusu olan irticayı halen var sayıyor. yada başörtüsü ve çarşaf giymemeyi modern hayata baglıyor. neden şimdi şapka giymiyorsunuz.
aslinda hicbir kadinin turbanli ya da carsafli olmamasi gerekir. kadinlarin erkeklerden farki nedir ki? neden onlar turbanli da erkekler degil ?
kimse inanc ozgurlugu-laiklik ikilemine sikistirmasin turban sorununu. turban objektif bakildigiinda bir insan icin iskencedir. yeri gelir insanin ihtiyaci geregi takilabilir. ama hayat boyu bunu zorunluluk haline getirmek hicbir ozgurlugun kitabinda yazmaz.
yazin sicaginda, denizde, arkadas ortamindada,araba kullanirken... turban takanin hayati zorlasabilir.
dinler, insana hayatinda daima dogruyu gostermez. bir cok din (islam da dahil olmak uzere) gelisen insanligin kosullarina gore degismistir. pratikte bir cok degisiklige maruz kalmistir. bunlar normaldir, dinin geri yanlari zaman icinde insanin mantigi gelistikce erimeye mahkumdur.
farz-i misal "ilahi" dinlerin dunyadaki hukmunden once kralin olmesi halinde karisinin da onunla mezara gomulmesi gibi bir inanis vardi. bir insana yapilabilecek en buyuk iskenclerden biriydi ama o donemlerde savunuluyordu.tanrinin emri diye de mesrulastiriliyordu.
simdinin kosullari tabiki cok farkli. ama ozgurluklerin kitabinda zorunluluklarin ozgurluk gibi lanse edilmesi yoktur. yani objektif olarak bir kadina "sen bir cinsel objesin, ben de senin etlerini ya da sacini gormek istemiyorum" demek vardir.
bu bir aliskanlik haline gelmistir. belki de bir kulturdur. ama bir ozgurluk kesinlikle degildir. kulturumuzdeki her seyin de dogru olmadigi gibi...
fakat annelerimizi, nenelerimizi belli bir yastan sonra aliskanliklarindan vaz gecirecegiz diye iskence yapmak degildir dogru olan.
dogru olan, bu gercekligi kabul etmek ama hicbir zaman bunun bir ozgurluk olmadigini anlatmarak gelecek nesillerin "insani insan gibi" gormesini saglamaktir.
bedenlerin pazarlandigi kapitalis bir sistemde turbanli da olsaniz turbansiz da olsaniz, bu mumkun degildir.
kılık kıyafet devrimi diye bir şey vardır. inanmayan cahiller araştırabilir. ondan önce topluma uyduğunun göstergesidir bu. zaten devrimden sonra her şey değişir.
bahsedilen şahıs, yani latife hanım günümüzde yaşasaydı asla kapanmazdı. zaten kapanmak istemediği de biliniyor ki atatürk ülkeyi kurup devrimleri gerçekleştirmeye başlayınca kendisi de modern giyinmeye başlamıştır.
bazı arkadaŞLAr atatürk doğduğu anda dünya değişti zannediyorlar heralde. bekleyin de adam önce kurtuluş savaşı'nı kazansın. devrimleri yapsın, ondan sonra bakın bakalım açık mı kapalı mı yanındakiler.
"ama devrimlerden sonra tesettüre girmemiş hiç bik bik bik" diyenlerin atladığı birşey var ki o da şudur. tesettüre girmiş mi? evet girmiş. sonrada çıkmış mı? evet çıkmış.
özgürce , canının istediğini yapmış mı? evet yapmış.