atatürk ün eşi latife hanım ın kuaför parası

entry1 galeri0
    1.
  1. atatürk'ün adalet anlayışını yansıtan tarihi bir anekdottur.

    bir kuaför parasından bugüne bakabilir miyiz?
    bakalım...

    --spoiler--
    Zülfü Livaneli, Gazi ve eşinin Konya gezisinde yaşanan bir olayı anlatıyor;

    Gazi, Latife Hanım’la evli…
    Birlikte Konya’ya gidiyorlar. Bir törene katılacaklar.
    Gazi Konya’da işleriyle ilgilenirken, Latife Hanım da akşamki tören için saçlarını taratmak istiyor.
    Belediye Başkanı bu işle ilgileniyor ve Latife Hanım’ın misafir edildiği eve bir kadın berberi yolluyor ve belediye bu iş için berbere 5 lira ödüyor.

    Gazi ile Latife Hanım törenin ertesi günü, Konya’dan ayrılıyorlar.
    ama daha sonra yerel bir gazetede konuyla ilgili bir yazı yayınlanıyor.
    Gazeteci, Latife Hanım’ın berber parasının ne hakla belediye tarafından ödendiğini soruyor ve bu yolsuzluğun peşine düşüyor.

    Yazı üzerine etekleri tutuşan Konya Valisi ve Adliyesi, durumu Adliye Bakanı’na bildiriyorlar.
    Gazetecinin hemen tutuklanıp, yargılanması talimatı geliyor.

    Gerçekten de gazeteci tutuklanıyor, yargılanıyor ve hakim beraat kararı veriyor. “Gazeteci görevini yapmıştır” diyor.

    Durumu Adliye Bakanı izmir Milletvekili Seyit Bey’e bildiriyorlar.
    Bakan, dosyayı Ankara’ya getirtiyor ve acele bir kararname düzenlenerek, hâkimin Doğu’ya sürülmesini emrediyor.
    fakat, Dönemin Adliye Müsteşarı Kenan Önen, bu kararnameye itiraz ediyor ve imzalamıyor.

    Bakan ve müsteşar arasında gittikçe büyüyen bu anlaşmazlık, Gazi’nin kulağına gidiyor ve Gazi gazeteciyle ilgili davanın dosyasını istetiyor.

    inceledikten sonra, Seyit Bey’i çağırıyor ve “Senin adalet anlayışın bu mu Bakan Bey?” Diyor.
    “Gazeteci görevini yapmış. Çok da haklı. Ona beraat kararı veren hâkim de haklı. Derhal istifanı istiyorum.”

    Böylece Adliye Bakanı Seyit Bey istifa ediyor ve olay kapanıyor...
    --spoiler--

    işte atatürk döneminde yaşanan basit bir olay, ama bu basit olay karşısında gazi'nin tavrı.
    gayet açık ve net...

    şimdi devletin malı deniz, yemeyen keriz misali.
    ne kuaför masrafları, ne düğün masrafları, ne miting masrafları ödeniyor örtülü ödeneklerden.
    anketler yapılıyor, yandaş köşe yazarları maaşa bağlanıyor.
    ama kimse buna ses çıkarmıyor...

    biz aslında her şeyi 1938'de kaybetmişiz...
    9 ...
© 2025 uludağ sözlük