dini siyasete alet etmesi, en azından meclis açılışında mümkün değildir.
zira 1923 yılında siyasetten bahsedilecek bir ortam henüz mevcut değildir.
ne ortada demokrasi vardır, ne cumhuriyet, ne laiklik ne kuvvetler ayrılığı.
kurtuluş savaşını başlattığı için militarist, savaş esnasında kuvvetler birliğini ve orduyu tek elinde tuttuğu için diktatör falan demeye kadar gider bu tarz bir değerlendirme.
ki o da ortamı ve zamanı algılamaktan ne derece uzak olduğunuzu göstermekten öte bir işlev ifa etmez.
eğer kendisinin konuyla ilişkisi ilginizi çekerse kendisinin şu tarz vecizeleri de mevcut:
"hz. muhammed allah'ın birinci ve en büyük kuludur. Onun izinde bugün milyonlarca insan yürüyor. benim, senin adın silinir. fakat sonsuza kadar O ölümsüzdür."
"insanların mücadelesinde en kuvvetli istihkam, iman dolu göğüsleridir."
"ey millet, allah birdir. şanı büyüktür. allah'ın esenliği, sevgisi ve iyiliği üzerinize olsun. peygamberimiz efendimiz hazretleri, cenabı hak tarafından isanlara dini gerçekleri duyurmaya memur ve elçi seçilmiştir. temel kanunu hepimizce bilinmektedir ki, yüce kur'an'daki manası açık olan ayetlerdir. insanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz son dindir. en mükemmel dindir. çünkü dinimiz akla, mantığa, gerçeğe tamame uyuyor ve uygun düşüyor. eğer akla, mantığa, gerçeğe uymamış olsaydı, bununla diğer ilahi tabiat kanunları arasında çelişki olması gerekirdi. çünkü tüm evren kanunlarını yapan cenabı hak'tır."
(atatürk'ün s.d.v. cilt 1-3-2 s. 58-98-102-103)
"hz. muhammed'i bana, cezbeye tutulmuş sönük bir derviş gibi tanıttırmak gayretine kapılan bu gibi cahil adamlar, o'nun yüksek şahsiyetini ve başarılarını asla kavrayamamışlardır...cezbeye tutulmuş bir derviş, uhud muharebesinde en büyük bir komutanın yapabileceği bir planı nasıl düşünür ve tatbik edebilir? tarih, hakikatleri tahrif eden bir sanat değil, belirten bir ilim olmalıdır. Bu küçük harpte bile askeri dehası kadar siyasal görüşü ile de yükselen bir insanı, cezbeli bir derviş gibi tasvire yeltenen cahil serseriler, bizim tarih çalışmalarımıza katılamazlar."
(Kemal Arıburnu, Atatürk'ten Hatıralar)
"Dinle hilafeti birbirinden ayırt etmek lazımdır. Birincisi ne kadar faydalı ise ikincisi o kadar lüzumsuz bir hal almıştır. Hilafeti kaldırdığımız günden bu güne kadar kimsenin buna sahip çıkmaması, Müslüman dünyasının Halifesiz de yürüyeceğine ve yürümekte olduğuna en güzel misal değil midir?"
(1932, Kılıç Ali, Atatürk'ün Hususiyetleri)
"Ezan ve Kur'an'ı Türklerden başka hiçbir müslüman milleti bu kadar güzel okuyamaz. Bunlara muhteşem müzik ahengini veren Türk sanatkarlarıdır."
(1933)
"Müslümanlık da Türk'ün milli dinidir. Müslümanlığı Türkler yaymışlar ve Türkler kendilerine göre en geniş manasıyla anlamışlar ve benimsemişlerdir."
(Münir Hayri Egeli, Bilimeyen Yönleriyle Atatürk)
"Milletimiz din ve dil gibi kuvvetli iki fazilete maliktir. Bu faziletleri hiçbir kuvvet, milletimizin kalp ve vicdanından çekip alamamıştır ve alamaz."
(Atatürk'ün S.D.V. Cilt II, s. 66-67
"Türk milleti daha dindar olmalıdır; yani bütün sadeliği ile dindar olmalıdır demek istiyorum. Dinime, bizzat hakikate nasıl inanıyorsam, buna da öyle inanıyorum."
(Atatürk'ün S.D.V. Cilt III, s. 70)
"Bizim dinimiz en makul ve tabi bir dindir. Ve ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur."
"Din adamlarımızın şeceresi belli olacak, yedi kat müslüman olacak. Tamü sıhha olacak, ilahiyat fakültesi mezunu olacak, derecelerine göre layık oldukları yerlere verilecek."
(Nazmi Kal, Atatürkle Yaşadıklarını Anlattılar)
"Din insanların gıdasıdır. Dinsiz bir adam boş bir eve benzer. insana huzur verir. Mutlaka bir şeye inanacağız. Bu dinleri en sonuncusu elbette e mükemmelidir. islam dini hepsinden üstündür."
(N. Ahmet Banoğlu, Nükte ve Fıkralarla Atatürk)
"Hepiniz Allah'ı ayrı ayrı görüyor ve büyütüyorsunuz. Anlaşılan Allah herkesin kafası kadar büyüktür."
(Cemal Granda, Atatürk'ü Uşağı idim)
"...nasıl ki her hususta yüksek meslek ve ihtisas sahipleri yetiştirmek gerekli ise, dinimizin gerçek felsefesini inceleyecek, araştıracak bilimsel ve teknik olarak telkin kudretine sahip olacak seçkin ve gerçek din ilim adamlarımızı da yetiştirecek yüksek öğretim kurumlarına sahip olmalıyız."
kaynaklar arastirildiginda dogrulugu ispatlanacak olan onermedir. unutmamak gerekir ki kurtulus savasi adi verilen mucadele, halk nazarinda turk kimligini kurtarmak icin yapilmadi. gayrimuslim isgaline son vermek ve esaret altindaki halifeyi kurtarmak icin gerceklestirildi. turk kimligi denilen ulusal kimlik savastan sonra modern cumhuriyetin yapilandirilmasi evresinde ortaya cikartildi.
atatürk dinsiz değildir. sadece dini anlaşılamaz ve anlatılamaz kılıp kendisine yontarak haksız kazanç elde eden zibidullah dincilere savaş açmıştır.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır'a kuranı türkçeye çevirtmesinin sebebi budur. ezanı tekrar türkçe okutma gayreti bundandır. insanların din kisvesi altında sömürüldüğünün farkına varmış ve dini bir kısım insanların tekelinden çıkartarak halkına vermek istemiştir.
lanet olsun ki vefatından 15 yıl sonra din ile alakalı reformları bir bir yıkılmış; din gene bir kısım amerikan yardakçıları tarafından halktan alınıp hacı-hoca tayfasına teslim edilmiştir.
"Alet etmesi" söz diziminin kasıtlı ve kasıtsız bir biçimde yanlıs yerde ve anlamda kullanılması sonucu oluşan kavram.Zira atatürk zaten müslümandı ama tayyeaplar gibi alet etmiyordu.Onu dinsiz gösteren ise bugünlerin çocuk pornucusuhüseyin üzmez ve onun gibi müslümanlardır(!).
(bkz: can dündar/@xargn)
kimsenin dikkatini çekmeyen değil çoğu kişinin tarihi yanıltma amaçlı olduğunu düşündüğü olaydır.
filmde herhangi bir belge gösterilmeden bu iddia ortaya atılmıştır. hatta filmin iki yerinde daha bu tarz dini kullanma iddiası geçiyor.
atatürk'ün din üzerine söylediği sözleri biz bugün hala bas bas bagırarak anlatmaya çalışıyoruz millete;
"Her fert istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasi bir fikre sahip olmak, seçtiği bir dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetine sahiptir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hakim olunamaz"
"Büyük dinimiz çalışmayanın insanlıkla hiç ilgisi olmadığını bildiriyor. Bazı kimseler çağdaş olmayı kâfir olmak sayıyorlar. Asıl küfür onların bu zannıdır. Bu yanlış tefsiri yapanların maksadı islâmların kâfirlere esir olmasını istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, dimağladır"
"Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır"
dini kullanacak adam bunları söylemez yeni halife benim oturun otruduğunuz yerde, bundan sonra padişahlık benim soyumdan devam edecektir der ve bunu da çok rahat şeyhülislam ağzından yayabilirdi.
şimdi dini siyasete alet ediyorlar dediğimiz adamların imkanı olsa kendilerini halife ve padişah yapmazlar mıydı?
taraf, zaman okuyup orda burda duyduklarıyla ahkam kesenler bunları düşünemez tabi, ne de olsa onların yerine düşünen ve onlara ne zaman neyi söyleyeceklerini ileten bir abileri vardır.
makat yerine göt deyince nasıl ki aynı şeyi ifade ediyor ama ifade ediş biçiminiz değişiyorsa buna da ikiyüzlülük demek aslında diyenin ifade şeklinin kabalığıdır. şöyle ki,
bunun gerçek adı pragmatizm, biraz daha aşağısındaki tanımı da makyavelizmdir. atatürk son yüzyılın en büyük pragmatik liderlerinden biridir. rusya'dan yardım almak için lenin'e yoldaş demiş, ilk komünist parti'yi kurdurmuş (ama sonra yardımı alınca kapattırmış tabii ki), ilk tbmm anayasası'nda ülkenin türk ve kürtlerin ortak vatanı olduğunu yazdırmış, halkı savaşmaya ikna etmek için "esaret altındaki halifemiz ve padişahımızı kurtarmamız gerek" demiş ve benzeri pek çok eylemi gerçekleştirmiştir.
ha şimdi buna ikiyüzlülük demek kişinin kendi tercihidir ayrı, ama böyle tanımlayan kişinin kendisini bağlar. ilk başta atatürk çıkıp "ben halifeyi de padişahı da makamlarından azledeceğim, cumhuriyet kuracağım, laiklik getireceğim, ülkenin yüzünü batıya döndüreceğim vs, hadi bana destek verin" deseydi ve buna rağmen mücadelenin başında yine de lider olabilecek olsaydı o zaman kendisine bu lafı demekte haklı olabilirdiniz. yok olmayacağını siz de görebiliyorsanız.. o zaman biraz daha dikkatli tanım yapmakta fayda var.
atatürk'ün yapmak istediği islam değil, arap kültürünün ortadan kaldırılmasıdır. fakat bu sağlanamadı ve şimdiki durum ortada. türk-islam kültürü değil, türk-arap islam kültürü altında yaşıyoruz.
desek daha doğru olabilir, can dündar'ın atatürk'ün peşini bırakmayacağını, ondan nasıl prim sağlamaya çalıştığını, tabi bunu yaparken de mevcut hükümete de nasıl şirinlikler yaptığını izlemiş bulunduk, mustafa ile... yani geçiniz dostum bunları, kaynağı can dündar olanın...
atatürk evet dini kullanmıştır doğru peki n halkıneden o zaman ki kafa yapısında ümmetçilik anlayışı söz konusu olduğu için. Hatta, cuma günü bizim insanlarımız adına mübarek gün ve tatil günü ilan edildiği için atatürk özellikle meclisi cuma günü açmıştır.