şimdi atatürk e atılan bokların haddi hesabı yok bu kacıncı. atatürk hem diktatör hem de egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. demiş di mi. bütün diktatörler öyle yapıyor çünkü.
Dönemin gerekleri ve ülkeyi adam etme çabası içinde diktatörvari eylemleri olmadığını kimse inkar edemez, ama şunu da sormak gerekir; kaç tane diktatör cumhuriyet rejimini getirirdi padişah olabileceği yerde & kaç tanesi kendi eliyle muhalefet kurmak için canla başla çabalardı?
rok un zevcesi nagehan alçı nın sayesinde medyada sloganlaşmış ama söyleyen kapçık ağızlıda bile eğreti duran söz öbeği.
bunu söylemek başka, buna inanmak buna deliller sunacak kadar hasta olmak çok daha başka.
söylersin, içinden biliyorsun ki doğru değil ama yalandan kim ölmüş, der söylersin.
paranı almışsındır bunları söylemek için ödenen parayı afiyetle yersin 3. sınıf gece kondudan yalıya geçmişsindir gene de söylersin.
ama buna inanmak için kara cahil ötesi bir durumda olmak lazım.
bilmediği halde diktatör nedir, diye biraz satırları tarayan her normal insan atatürk ün asla diktatör bir eğilimi olmadığını da bilir.
bunu söyleyen ya diktatör nedir bundan habersiz veya atatürk ile ilgili en sıradan bilgiden yoksun hatta o nu düşman belleyecek kadar sapkındır. bazen düşünüyorum; diktatör olsa kötü mü olurdu? biraz dikta uygulamalı o istiklal mahkemelerini daha da hızlı daha seri çalıştırıp ta osmanlı zamanı gavurların altına yatmış 3 akçe için domalmış aynı şeyi henüz cumhuriyetin ilk dönemlerinde de devam ettirmeye niyetli tipleri hepten, topluca kökünü kazımak pahasına kazığa oturtmalıydı.
o kansızların soyu gene şu anda başımıza bela oluyor neticede. bazen de atatürk ün yok etme yöntemlerini yeteri kadar etkili kullanamaması dikta yoksunluğundan diye düşünmüyor değilim.
doğrudur atatürk bir diktatördür. atatürk bir müşfik diktatördür.
burada sorgulanması gereken diktatörlüğün kötü bir şey olup olmadığıdır. insanların hepsinin eşit olduğu, demokrasinin aşırı süper bir kavram olduğu gibi diktatörlüğün kötü bir kavram olduğu da batının dayatmalarıdır. kaldıki bahsettiğimiz dönem 20. yüzyılın ilk yarısı. italya, almanya, japonya, ispanya, sscb ve birçok avrupa ülkesinde diktatörlerin olduğu abd'de ve güney afrika'da ayrımcı rejimlerin uygulandığı bir zaman.
atatürk bir demokrat olsaydı atatürk olabilir miydi? sanmıyorum o dönemde demokrasi olsaydı eminim birçok sürüngen 1,5 milyon yunanlıyı niye öldürdük diye kendi kendine soru soracaklardı, kurtuluş savaşını sabote etmeye çalışacaklardı belki de o dönemde demokrasi olsaydı dersim'de bir özerk bölge kurulacaktı. vs vs...
demokrasiden nefret ettiğim ve tiksindiğim kadar ısrarla bu dandik kavramı çok hoş bir şeymiş gibi göstereenlerden de nefret ederim. kardeşim atatürk'ten, değilse inönü'den sonra gelen demokratların, merkez sağcılarıni merkez solcun bu ülke için ne yaptı? ne yaptınız lan siz demokratlar bu ülke için? aynı şey abdülhamid'i, ıı. mahmud'u günümüz kavramları ile eleştirenler için de geçerlidir. hatta çok daha güncel kaddafi için de geçerli. kaddafi çok kötüydü, aman ne diktatördü pis herif, gitti libya şimdi cennet, ortalama gelir iki katına çıktı. öyle mi?
A. Ü. S. B. F.'de ilk yılımız. Bülent Daver hoca bir derste Atatürk diktatördür dedi. Dumur olmuştum. Oysa ben Atatürk'ün bazı uygulamalarını sevmesemde, sonuçta memlekete faydalı, büyük türk büyüklerinden biri olarak severdim. Nihayetinde vatanı kurtarmış, bağımsız olmuştuk. Oysa bize ilk okul, orta okul ve lisede öğretilenlere göre Atatürk bizi Mutlakiyet ve Meşrutiyetten sonra Cumhuriyete (demokrasiye) ulaştırmıştı. Halbuki, 1908 de çok partili bir demokrasi ve seçimler bile yapılmıştı. Taa 1946, hatta 1950 de ancak çok partili bir demokrasiye geçmiştik. Bunlar anlatılmazdı tabi. Çok partili demokrasiye neden geçilemediğinin savunması, suikast, gericiik vs. anlatılırdı. Bu nedenle devletimizin bize anlattıklarının tam tersini Bülent Daver hocamızdan duyunca şok olmuştum. Ama bu yaşa kadar öğrendiklerime, tecrübeme bakarsam, Atatürk kesinlikle diktatördü. Tıpkı, Mussolini, Hitler, Lenin, Stalin, Franco, Kaddafi, Saddam, Esed'ler, Castro, Türkmenbaşı, Aliyev'ler vs. gibi. Bakın hala diktatörlükle yönetilen ülkeler var. Seviyeleri belli.
--spoiler--
eşi latife hanım.. anadolu ajansı'nda yayınlanan iki satırlık bir tebliğle kendisini boşanmış halde baba evinde buldu..
--spoiler--
bu bir insanı diktatör yapmak için yeterli neden değildir.
çarpıtılmış ve çoğu uyduruk verilerin arasına sıkıştırılmış alakasız ve bambaşka bir olaydır. kadın cinayetlerinin gırla arttığı bu dönemde şakirtcanların kadın haklarına verdiği bu önem gözlerimi yaşartmıştır efendim, daha fazla yazamayacağım. sevgiler saygılar.
http://secretrality.blogspot.com vari bir başlıtkır. son bir kaç senedir atatürka karşı karalama kampanyasını başladığını anlamak için prof olmaya gerek olmadığı hissiyatındayım.
istikilal mahkemeleri niye kuruldu ve nasıl işletildi konusunda lisedeki tarih hocam çok önemli şeyler söylemişti, üniversitede biraz araştırınca işin tam da öyle olmadığını düşünmeye başladım. Ama bir ülkenin bu kadar hızlı kalkınmasını sağlaması, küllerinden doğmasını sağlarken buna karşı çıkan gericileri, din yobazlarını susturması ve sürecin daha hızlı ilerlemesini sağlamsı onu diktatör yapıyosa, onu bilemem...
uygulanan devrimci şiddetin dozuna bakmak lazım. tabi bunu 2000lerin demokrasi tanımı ile yapmanın manasızlığı da ortada olduğu için aynı tarihlerdeki diğer ülkelerdeki devrimci parti gruplarının yapıp ettikleri ile karşılaştırmak lazım.
bu açıdan bakınca mesela italyada 20 yılda neredeyse hiç yok. dövülerek öldürülen 2 kişi dışında hiç siyasi idam yok. almanya da sonradan var. türkiye cumhuriyetinde ise 9000 adet asker kaçağı vs var. 350 adette istiklal mahkemesi var. e hadi öyle böyle 100 daha desek 10bini buluyor. bu rakam nereden bakarsan bak kurtuluş savaşında ölen toplam kişi sayısından fazla.
atatürk diktatör müdür sorusu tek başına anlam da ifade etmiyor. tek parti yönetimlerini karşılaştırmak lazım ve böyle bakınca dünyanın kronolojik olarak 3üncü tek parti rejimi olan chp yönetimi düpedüz diktatöryel bir rejim. öte yandan batıcıllığı, ne sağa ne sola yatmaması, dış ilişkilerde uzun süre tarafsızlığı savunması ve elbette liderin ilginç sıradan olmayan karizması sayesinde en azından demokrasiye geçişi daha kolay oluyor. aynı karizma zaten prestijin halen devam etmesinin tek sebebi aynı zamanda.
ama en nihayetinde atatürkü karıştırmadan chp rejimi dersek daha eklektik olsa da diğerlerine göre yine de bir dikdatörlük rejimi ve aslında ekonomik açıdan da başarısız bir rejim. aynı dönemde nazi ve sovyet rejimlerinin yapabildiklerine bakar isek.
''atatürk'ün yakın çevresinin başına ne gelmiş şöyle bir bakalım..
istiklâl savaşının bir numaralı askeri gücüne sahip kazım karabekir paşa.. idamdan döndü.. gazi ölene kadar gözaltında yaşadı..
en yakın arkadaşlarından ve komutanlarından ali fuat cebesoy paşa.. idamdan döndü.. gazi ölene kadar gözaltında yaşadı..
refet bele paşa.. idamdan döndü.. gazi ölene kadar gözaltında yaşadı..
cafer tayyar paşa.. idamdan döndü.. gazi ölene kadar gözaltında yaşadı..
yakın arkadaşı ve başbakanı fethi okyar.. idamla yargılanmamak için yurt dışına kaçtı..
yakın arkadaşı ve başbakanlarından rauf orbay.. asılma ihtimaline kadar yurt dışına kaçtı..
kurtuluş savaşının rüştü paşası.. emekliydi.. niye asıldığını bile anlamadı..
anadoluya geçerken annesini emanet ettiği ve şişlideki evinin anahtarınını verdiği ismail canpolat.. asıldı..
lozanda ismet paşaya teknik bilgi anlamında büyük yardımlar yapan maliyeci cavit bey.. asıldı..
cephe ve sofra arkadaşı albay ayıcı arif.. asıldı.. sadık adamlarından sarı edip efe.. asıldı..
eşi latife hanım.. anadolu ajansında yayınlanan iki satırlık bir tebliğle kendisini boşanmış halde baba evinde buldu..
çankayanın savaş yıllarındaki gözdesi, annesinin büyüttüğü fikriye hanım.. sırtından girip göğsünden çıkan yirmi iki kalibrelik bir kurşun ile tuhaf biçimde ihtihar etti..
gazinin arkadaşlarını asan istiklâl mahkemesinin korku veren hakimi kel ali (çetinkaya) yaka paça sofradan atıldı, bir daha köşke dönemedi..
yazar halide edip.. ölene kadar muhalif yaşadı.. kocası adnan bey asılma ihtimali üzerine kaçtı..''
belli bir zaman için olmuştur. ama bundan dolayı atatürk'ten soğumaya gerek yok. o zamanlarda devlet belli bir değişim içerisindeydi ve ciddi sayıda muhalif vardı. aldığı kararı uygulaması gerekti atatürk'ün. 15 yıl diktatörlük yapmamıştır tabi ki fakat diktatörlük olmasaydı o 15 yılda yapılan iş daha uzun sürede olabilirdi. güçler birliği,başkomutanlık yetkisi gibi bir şey bu.
şimdi türkiye'de bir savaş çıksa ve tek amacı ülkeyi kurtarmak olan asker kişi kendi devletine ihanet içersin de olup yeni bir devlet kursa ve ... devleti dese bu devleti yıllarca tek başına yönetip çekip gitse bunun yaptığına diktatörlükten başka bir şey denmez, yok ama bu duruma ses çıkarmayıp biat edecek kemalistler var ise atatürk diktatör falan değildir.
ilginçtir padişahlık, halifelik, emirlik gibi babadan oğula geçen sistemlerin özlemini duyan insanlarca atatürk'ün eleştirilen yönüdür.
kendi zamanında yaşayan gerçek diktatörlerin aksine üniformasını çıkarmış, onbeş yıllık cumhuriyet hayatında bir iki kez çok partili hayata geçme denemesinde bulunmuş yinede yaranamamıştır bu saltanat yavşaklarına.
