değişen tek şeyin parçalanmış bir imparatorluğun yapısını çağın gereğine uygun bir şekilde -hatta geç bile kalındı- ulus devlete çevirip buna devrim bünyelerin mevcut konumudur.
açıyorum felsefe sözlüğüne bakıyorum diyor ki devrim için;
-Yerleşik toplumsal düzeni değiştirme ve yeniden biçimlendirme; yavaş bir gelişme olan evrime karşıt olarak, toplumsal yaşayışta ve siyasal durumda birdenbire gerçekleştirilen, köklü ve temelli bir değişme.
sonra tdk'ya bakıyorum;
-Belli bir alanda hızlı, köklü ve nitelikli değişiklik.
sonra mka'nın yaptığı iddaa edilen devrimlere bakıyorum hiç biri bu tanıma uymuyor. ne toplumsal yaşayışta bir ilerleme sağlıyor ne de nitelikli bir değişim sağlıyor. tabi sizler bir gecede tüm edebiyatı bitiren bir tepeden inme harf inkilabını ya da insanlara zorla şapka giydirtmeyi giymeyeni de asmayı hızlı, köklü ve ilerici bir değişim olarak görüyorsanız bilemem.
zira ben tc'nin ilk yıllarına baktığım zaman ne emekçi kitlelerin lehine bir durum görüyorum ne de işçi-köylü toplumun bir kalkınmasını görüyorum. gördüğüm tek şey ulusal burjuvazi'nin gelişmesi için emperyalizmle olan uzlaşmadır.
bu yüzdena mka demiş zaten;
"memleketimizde birçok milyonerin, hatta milyarderin yetişmesine çalışacağız"
tarihteki devrimlere bakınca varlığına inanması çok zor ülkedir.
zira bir fransız devrimi'ne, bir ekim devrimi'ne hatta ve hatta bir iran devrimi'ne bakıyorum. aslında çok da uzaklara gitmeye gerek yok daha dünkü tunus devrimi'ne bakıyorm hepsinde bir halk ayaklanması bir sivil itaatsizlik var. fakat türk devrimi'nde böyle bir şey göremiyoruz. tam tersine askerin halkı savaşa zorlaması var bu mücadelede.
atatürk'ün devrimci olmadığını fark edip bunu toplum menfaatine kullanan aklı selim insan söylemidir. ancak ve lakin atatürk devrimci değil kurtarıcıdır. bunu yaptığı her işte girdiği her savaşta hatta yaptığı her devrimde ispat etmiştir.
--spoiler--
ira bir fransız devrimi'ne, bir ekim devrimi'ne hatta ve hatta bir iran devrimi'ne bakıyorum. aslında çok da uzaklara gitmeye gerek yok daha dünkü tunus devrimi'ne bakıyorm hepsinde bir halk ayaklanması bir sivil itaatsizlik var. fakat türk devrimi'nde böyle bir şey göremiyoruz. tam tersine askerin halkı savaşa zorlaması var bu mücadelede.
yakında atatürk'ün insan sayıldığı bir ülkede yaşamak konulu başlıkları da görebileceğimiz anlamına gelendir.mına koyim bir rahat bırakın adamı ya,padişah gibi yaşayıp,sizi ağır vergilerle sikseydi daha iyiydi,ne nankör milletiz!
doğru olan tespit. devrim denen şey dersim faciası, şeyhlerin hiçbir suçu olmamasına rağmen asılması, tüm alimlerin yobaz olarak fişlenmesi vs. ise o ayrı tabi.
yüz buldukça tepelere doğru tırmanan mustafa kemal atatürk düşmanlarının "fırsat bu fırsat ne varsa içimizde kusalım" düşüncesi ile ortaya attığı onlarca düşünceden biri.
batı avrupa da iktisadi gelişmelerle olusan burjuva sınıfının merkantılıst politikaları sonucu ve rönesans, reform hareketlerinin etkisiyle fransız devrimi meydana gelmiştir bu olaylar 14. yy coğrafi keşifler ile başlayıp 1789 fransız devrimine kadar yayılmış bir süreçtir. her olgunun içinde halk bir numaralı öge olarak bulunur.
osmanlı da ise böyle hareketler hiçbir zaman olmadı yenilikler her zaman tepeden inme gerçekleştirilmeye çalışıldı ve genelde padişahın değişmesiiyle yenilikler son buldu. genç osman ı abdulhamit i, 2 mahmut u, tanzimatı, ıslahatı uzun uzadıya anlatamam merak eden okur. dolayısıyla avrupa daki fransız devrimi ile aa bak osmanlı da böyle olmadı demekki devrim böyle değil demek gaflet ve dalalettir. avrupanın yüzyıllar süren değişimini çok kısa bir sürede çağın gereğine uygun hızlı, köklü ve nitelikli olarak değiştirmek devrim değil de nedir?