cumhuriyet rejimiyle yönetilen bir ülkede yaşamanda en büyük rolü oynayarak, liderlik vasfını üstlenen ve milletiyle birlikte türlü türlü fedakarlıklar yapan kişinin, hangi dine mensup olduğunun ya da bir dine mensup olup olmadığının düşünülmesinden daha az hazin olan durumdur.
şuan -thanks god demek yerine kelime-i şehadet getirebiliyorsan; bu onun sayesindedir.
şuan -kilisede haç işareti yapmayıp camii de secdeye yatabiliyorsan; bu onun sayesindedir.
şuan -kıtlıktan değilde oruç tutmak için aç kalabiliyorsan; bu onun sayesindedir.
şuan -ağlama duvarına değilde hacca gidebiliyorsan; bu onun sayesindedir.
cuma namazına gitmemiş. sen kimsin? nesin? ananı babanı ecdadını kurtaran birisi ile aşık atmak neyine? önce sen insan olma sürecini tamamla. sonra din ile ilgili konularda insanlara çamur atmaya çalışırsın.
abi ben anlamıyorum ya. evvel zamanda fotoğrafçı bir fotoğraf çekecek,
ok işareti ile (atamız şuan cuma namazına gitmekte. görüldüğü gibi bu da camii) demesi falan lazım galiba. ne gereksiz adamlarsınız amına koyim ya.
--spoiler--
Cuma günü erkenden hazırlık yaptım. Selimiye Camiine gittim. Mimaride hacim, çizgi ve en güzel ölçülerin gerçekleştirildiği bir cami, dinî heyecanın en yüksek seviyeye ulaştığı bir mekân. Bu mâbedde Kur'an ve ezan okumayı ne kadar çok arzu etmiştim. Bu duygular içinde doğruca müezzin mahfiline çıktım. Müezzinbaşıya kendimi tanıttım. Bilgisi olduğunu, istediğim zaman Kur'an okumaya başlayabileceğimi söyledi. Mânen de okumaya hazırdım. Cuma vakti girinceye kadar Kur'an okudum. Sesime hâkim ve rahattım. Caminin iç mekânının güzellik ve ihtişamı, cemaatin kalabalık oluşu da beni coşturdu, okuyuşuma heyecanıma tesir etti. Duyduğum zevk ve huzuru anlatamam. iç ezanı da aynı hal içinde aşkla okudum. Namaz çıkışı etrafımı saran meraklı, takdir ve hayranlıklarını ifade eden cemaat arasından yine avluda maiyetiyle beni bekleyen Mustafa Kemal'e selâm verdim. Elini uzattı, hemen elini öptüm. Bana:
- Oğlum! Bugün yine bizi yaktın. Gelecek haftaya hangi camiye gidersem sen de oraya geleceksin.
Ertesi hafta Eskicamiye gitmem emredildi. Orada da Kur'an ve ezan okudum.
Hafta arası görev başındayken bir telefon geldi. Yüzbaşı Ali Rıza Bey, Mustafa Kemal Paşanın yatsı namazından sonra ikametgâhında beni beklediğini, kendisinin de bana refakat edeceğini bildirdi.
Ali Rıza Bey'le buluşarak Mustafa Kemal'in huzuruna çıktık. Oturmamı ve rahat olmamı söyledi. Sonra söz mûsikiden açıldı. Mûsikiyi kimlerden ve hangi eserleri meşkettiğimi sordu. Sonra bana:
- Birkaç eser oku da dinleyelim dedi.
- olum duydun mu atatürk hiç cumaya gitmemiş?
+ hımmmmm.... nerden biliyorsun ?
- hiç fotoğrafını görmedim.
+ camide poz mu verecekti? gider gitmez sanane.
- %99 müslüman olan bir ülkenin lideri nasıl gitmez. enteresan.
+ nesi enteresan ? tavuk mu kestirecektin ?
- höyynk. ne tavuğu?
+ öyleymiş. 3 hafta cumaya gitmezsen kestiğin tavuk mındar olurmuş.
- ne alaka ?
+ bende onu diyorum ne alaka ? bi yürü git boy abdesti al önce.
gitmediğini varsaysak bile, bir çok gidenden daha çok bu vatana sahip çıkmıştır ve ondan daha çok sahip çıkananı daha dünyaya gelmemiştir henüz. insan azıcık utanır böyle şeyleri söylerken.
şaka bir yana da gençler iyi ki gitmemiş bunları bir de cuma ya gidipte yapsaydı halimiz nice olurdu. en azından hakkında karar verebilecek kadar veri bırakmış bize.
tabi herkese göstere göstere yapmak makbuldür çünkü namazı da duayı da. çünkü siz şu an ona alıştınız, göstere göstere, padişah gibi camilere gidip milletin camiye girişine bile engel olarak. ee ne görürsen onu beklersin, gösterişçilik işte.
neyzen tevfik usta bir şiirin de bu konuya açıklık getirmiş.
esir iken mümkün mü ibadet
yatıp kalkıp atatürke dua et
senin gibi dürzülerin yüzünden
dininden de soğuyacak bu millet
işgaldeki hali sakın unutma
atatürke dil uzatman gereksiz
sen anandan yine doğardın amma
baban kim olurdu bilemezdi.
al canım bunu oku.idrak ettiğini anladığında(yani kararı senin şahsına bırakıyorum) hayata ve m.kemal atatürk e karşı önyargısız fikirler ifade edeceksindir.
"her koyun kendi bacağından asılır", "nasıl bu kadar emin olabilirsin, gözünle mi gördün?", "din ve devlet işleri farklı şeylerdir. bizi ilgilendiren devlet için ne yaptığıdır.", "sen günah olan her şeyden kaçınıyor musun ki?", "onun günahından sanane?" gibi cümleleri sıralatan başlıktır.
bazıları gibi göz boyama, gösteriş için gitseydi eminim ki buralar övgü entryleriyle dolacaktır. keşke atatürkün namazını değilde yaptığı işleri konuşuyor olsaydık en azından bu durumlara gelmezdik.