--spoiler--
edit: neden eksilendiğimi anlamıyorum. sabiha sultan 94, atatürk 81 doğumlu. aralarında 13 yaş fark var. tanımda tahrik edecek hiçbir şey göremiyorum. başlığı açmamın nedeni, kemalist zihniyetteki arkadaşların hz. aişe ve peygamberimizin evliliği üzerine yönelttiği ahlaka mugayir sözlerden ötürüdür. gönüldür bu yaşla alakası olmaz. ''15 yaşında kızın sallaniyi şalvari'' sözleri de ''asina da karac'oglan asina, yeni degmis on üç on dört yasina'' sözleri de bizde var olan sözlerdir. bu tip evlilikler yahut aşk işleri gayet normaldir.
--spoiler--
başlığı açma nedeni olarak gösterilen neden o kadar saçma sapan ve çocukça ki. neresinden tutulur bilemiyorum.
- peygamberimiz ile cumhuriyetimizin kurucusu neden yarıştırılır?
- onların adı kullanılarak dini hayatımız ile beşeri hayatımız neden bu kadar sorgulanır?
- kemalist zihniyetteki 'bazı' arkadaşların yaptığı ahlaksızlığı, sen neden peygamberimizin adını korumak adına yapıyorsun? sana bu hakkı kim verdi?
- sunduğun argümanlarla farkında olmadan peygamberimizin, hz. ayşe ile daha 9 yaşında iken evlendiği yalanını onaylamış oluyorsun.
- hadi hepsini geçtim, cümlelerinden anladığım kadarıyla bazı kemalistleri dinsizlikle suçluyorsun, hatta atatürk'e tapmakla bile itham ediyor olabilirsin, bilemiyorum. bu ihtimal üzerine soruyorum:
şu ayeti de mi bilmezsin?
'Allah'tan başkalarına yalvarıp yakaranlara sövmeyin ki, onlar cehaletin verdiği nefretle Allah'a sövmesinler: Zira Biz her topluma kendi yaptıklarını güzel gösterdik. Sonuçta onlar Rablerine dönecekler: işte o zaman yaptıkları kendilerine bir bir haber verilecektir.'
başlık açıp laf sokacağım derken nerelere zarar verdiğini düşünmeli insan.
Peygamber efendimiz as’ ın evlilikleri günümüzde bazı çevrelerce çokça eleştirilmektedir…
Özellikle de Hz Aişe validemizle olan evliliği…
Ben lafı uzatmadan bu konuyla ilgili edindiğim bilgileri özetleyeceğim sizlere… Birkaç gündür araştırma içinde olduğum için başka yazı yayımlayamadım… bundan sonraki yazımın konusunun Peygamber efendimiz as ‘ın çok eşliliği olmasını planlıyorum ama hayırlısı… Bu konularla ilgili çok fazla araştırma var ve okumam zaman alıyor…
Amacım, sizlere farklı bakış açıları sunabilmek …
Doğru bildiğimizi sandığımız şeyler, acaba “Kur’an la örtüşüyor mu?”
Bu sorunun üzerinde oldukça düşünmemiz lazım…
Bu yüzden yazıdaki ayrıntılara şaşıracaksınız baştan söyleyeyim…
1- Şimdi size sorsam… Peygamber efendimiz as ın ilk eşi “Hatice” validemiz… evlendiğinde kaç yaşındaydı diye? Çoğunluk hemen 40 diyecektir… hiç şüphe etmeden…
Peki hz “Aişe” validemiz kaç yaşındaydı desem? Genel olarak 9 denilecektir…
“9 Yaşında bir çocuk nasıl evlenebilir” diye bir islam alimine sorduğunuzda size genel olarak şu cevabı vereceklerdir..
“Arabistan malum çok sıcak bir memleket, o yüzden oradaki kızlar erken büluğa eriyor”…
Şimdi gelelim dikkat çekici ayrıntıya…
Sıcak iklimlerde yaşayan yerlerde bayanlar, erken büluğa erdikleri gibi, menopoza da erken girerler…
Hz Hatice validemiz evlendiğinde 40 yaşında ise, bu sıcak memlekette, 40 yaşından sonra 6 çocuğu dünyaya nasıl getirdi?
Yani hz Hatice validemiz ,hz Fatma’yı dünyaya getirdiğinde “58” yaşında mıydı !…
Ayrıca, Hz Hatice validemizin aslında dul ol-ma-dığı, (çünkü ,o dönemlerde dul bayanlar amcalarının iznine gerek duymadan evlenebiliyorlardı … Ancak hz Hatice validemiz babası öldüğü için amcasından izin alarak peygamber efendimiz as evlenmiştir.) hakkında da rivayetler vardır…
Hz Hatice validemizin, kırklı yaşlarda değil hatta peygamber efendimiz as dan 3 yaş küçük olduğunu söyleyenlerde var… Bunlar bugünün alimlerinin görüşlerimi… hayır… Hz Hatice validemizin, 40 yaşından daha genç olduğunun rivayet edildiği eski kaynaklar…
ibn Habib’in “Muhabber” isimli kitabı (s. 79)
Belâzuri’nin “Ensab I” adlı kitabıdır. (S.177)
ibn Sa‟d, VIII, 17.
Neden hz Aişe ve hz Hatice validemizin farklı yaşlarda olabileceğine dair rivayetler varken, sadece 9 ve 40 yaş esas alınmış, diğerleri ötelenmiş, araştırılması lazım…
Kur’an-ı Kerime zarar veremeyeceklerini anlayan kişilerin, Peygamber Efendimiz as. eşleri üzerinden islamı tahrip etmeye çalışmaları, amaç olabilir mi?
2 – “Evlilik çağına gelinceye kadar yetimleri (gözetip) deneyin, eğer onlarda akılca bir olgunlaşma görürseniz hemen mallarını kendilerine verin. Büyüyecekler (de geri alacaklar) diye o malları israf ile ve tez elden yemeyin. Zengin olan (veli) iffetli olmaya çalışsın, yoksul olan da (ihtiyaç ve emeğine) uygun olarak yesin. Mallarını kendilerine verdiğiniz zaman yanlarında şahit bulundurun. Hesap sorucu olarak da Allah yeter.” (nisa suresi; 6)
Peki, Arap toplumunda kızlar cocuk yasta evlendiriliyorsa, “evlilik çağı” diye bir tabiri Rabbim ayette neden kullansın?
Bu ayet indiğinde Peygamber efendimiz as’ a, “evlilik çağı nedir “ diye soran tek bir sahabe yok.
Örneğin, kız çocukları diri diri gömülüyor ol-ma-saydı, kız çocuklarınızı öldürmeyin diye bir ayet inmezdi…
Ayetten de net bir şekilde anlasildigi gibi… o zaman ki Arap toplumunda da , kültürlerine yerleşmiş bir “evlilik çağı ” olgusu vardı…
Günümüzde ki kullanımı gibi …Kızlar ancak büyüdüklerinde “Evlilik çağın geldi” denilir …
Evlenecek bayan, eş adayından istediği kadar mehir isteyebilir…
Günümüzde başlık parası saçmalığında olduğu gibi parayı kızın ailesi değil, kızın bizzat kendisi alır…
Erkeğin, evlendikten sonra eşine verdiği mehir üzerinde kullanım yetkisi yoktur… Eşinin nasıl harcadığına ve harcayacağına karışamaz… tabi kadın, bunu kendi rızasıyla eşiyle beraber paylaşmak isterse ayrı…
Bu konu, aşağıdaki ayetle net bir şekilde açıklanmaktır…
Kadınlara mehirlerini gönül rızası ile (cömertçe) verin; eğer gönül hoşluğu ile o mehrin bir kısmını size bağışlarlarsa onu da afiyetle yeyin. (Nisa suresi ;4)
Ayette mehirlerini verin deniliyor… Peki çocuk yaştaki kız cocuğu, mehrini nasıl harcayacak ya da tasarruf edecek? (ayette evlenecğiniz kişi, çocuk yaşta ise mehri eşine, ya da ailesine verin, ya da şimdi vermeyin sonra verirsiniz gibi ayrıntılar var mı? yok… çünkü böyle bir durum söz konusu bile değil)
Yetimlerle ilgili ayette bahsetmiştik… Mallarının verilmesi için (akılca olgunlaşmaları )reşit olmaları gerekiyor diye…
Kadının mehri alabilmesi için veya gönül hoşnutluğu ile bağışlayabilmesi için de reşit olması gerekli…
4- Zina eden erkek, zina eden veya müşrik olan bir kadından başkası ile evlenmez; zina eden kadınla da ancak zina eden veya müşrik olan erkekle evlenir. Bu, müminlere haram kılınmıştır. – (Nur suresi 4.)
Bu ayet, kişilerin kimlerle evlenebileceğini anlatıyor…
Bir çocuğun müşrik olması düşünülebilir mi? Ya zina yapması?
5- içinizden, imanlı hür kadınlarla evlenmeye gücü yetmeyen kimse, ellerinizin altında bulunan imanlı genç kızlarınız (sayılan) cariyelerinizden alsın. Allah sizin imanınızı daha iyi bilmektedir. Hep aynı köktensiniz (insanlık bakımından aranızda fark yoktur). Öyle ise iffetli yaşamaları, zina etmemeleri ve gizli dost da tutmamaları şartı ve sahiplerinin izni ile onları (cariyeleri) nikâhlayıp alın, mehirlerini de normal miktarda verin. (Nisa suresi 25)
Bu vasıfta özellikleri olması gerekenlerin (kırmızıyla işaretlenen) , çocuk olmaları mümkün mü?
(bu arada, cariyeler ile ilgili yazımı okumayanlar için tekrar belirtelim… islamiyete göre cariyelerle cinsel ilişkiye girmek için evlenmek gerek-mi-yorsa, neden “evlenebilme şartları “ getirilmiş olsun…)
6 – “Kâsânî, Nûr sûresinin “Aranızdaki bekarları, kölelerinizden ve cariyelerinizden elverisli olanları evlendirin…” mealindeki 32. Âyetin de geçen “eyâma kelimesinin küçük ya da büyük, eşi olmayan kadınlar anlamına geldiginden hareketle babanın, küçük kız çocugunu evlendirebilecegini söylemektedir.*
Kâsânî’nin ifadelerinden anlasıldıgına göre bu âyeti aynı amaçla Ebû Hanîfe de delil olarak kullanmaktadır.**
Oysa âyetin devamında “Eger fakir iseler, Allah kendi lutfu ile onları zenginlestirir” buyrulmaktadır.
Yani fakir oldukları söylenen kisiler, evlendirilmesi istenilen kişilerdir. Bu kişilerin kendilerine yetecek kadar malları olmadığını gösterir.
Nisâ sûresinin 6.âyeti ile bu âyet beraber düşünülürse, malı üzerinde tasarruf yetkisi olmayan çocuklar için bu ifade kullanılamaz.”
* Kâsânî, Bedâi’u’s-sanâi’, II, 240.
** Kâsânî, Bedâi’u’s-sanâi’, II, 241.
(Altıncı maddenin tamamı, Kur’an Işığında Küçüklerin evlendiril(eme)mesi meselesi Dr. Fatih Orum dan alıntıdır…)
7- Şimdi biraz düşünelim… Ayetler bu kadar net iken, Hz Aişe validemizin 9 yaşında evlendiğini varsayan bir sürü tutarsız rivayeti esas alarak, islamiyet adına kız çocuklarının evlenebileceği hükümlerine nasıl varılabilir ?
Ama varılmış… Çocuk yaşta evliliğin tek kaynağı budur, düşünebiliyor musunuz olayın vehametini…
Buna izin veren, veya bu anlama gelen TEK BiR AYET bile yokken hem de…
Yazımı hazırlarken Doçent doktor Fatih Orum beyin makalesinden faydalandım… (google akademiden okuyabilirsiniz… Yazısında Hz Aişe validemizin evlilik yaşının, 9 ola-ma-yacağını da rivayetlerle anlatmıştır… )
Kısaca, ayetler bu adar açık iken, çocuk yaşta evliliğe islamiyetin izin verdiği asla söylenemez…
BE HEY DÜRZÜ !…
Ne ararsın tanrı ile aramda;
Sen kimsin ki orucumu sorarsın;
Hakikaten gözün yoksa haramda;
Başı açığa neden türban sorarsın?
Rakı şarap içiyorsam sana ne ?
Yoksa sana zararım içerim!
ikimizde gelsek kıldan köprüye
Ben dürüstsem zaten geçerim!!!
Esir iken mümkün mü ibadet
Yatıp kalkıp atatürke dua et
Senin gibi dürzülerin yüzünden
Dininden de soğuyacak bu millet!
işgaldeki hali sakın unutma
Atatürk’e dil uzatman gereksiz
Sen anandan yine doğardın amma
Baban kim olurdu bilemezdin…
Bir kere hz Muhammed ile Atatürk kü karşılaştırmak ve bunun üzerinden yürüyerek Atatürk'e atfen saçma sapan bir başlık açmak ne bir zeka ürünüdür ne de ciddi anlamda müslümanlıktır. Destur ulan.
Not: kemalist
Gayet de normal bir yaş farkıdır. Şeriattaki yetmiş yaşındaki dedelerin on yaşındaki kızlara nikah kıymalarıyla karıştırılacak veya karşılaştırılacak bir durum değildir.
mustafa kemal'in kendisinden 13 yaş küçük olan sabiha sultan'a aşık olması durumu.
edit: neden eksilendiğimi anlamıyorum. sabiha sultan 94, atatürk 81 doğumlu. aralarında 13 yaş fark var. tanımda tahrik edecek hiçbir şey göremiyorum. başlığı açmamın nedeni, kemalist zihniyetteki arkadaşların hz. aişe ve peygamberimizin evliliği üzerine yönelttiği ahlaka mugayir sözlerden ötürüdür. gönüldür bu yaşla alakası olmaz. ''15 yaşında kızın sallaniyi şalvari'' sözleri de ''Asina da Karac'oglan asina, Yeni degmis on üç on dört yasina'' sözleri de bizde var olan sözlerdir. bu tip evlilikler yahut aşk işleri gayet normaldir.