--spoiler--
evet sayın seyirciler gün geçmiyor ki atamıza saldırılmasın.
şimdi gelişmeleri almak için trolle bağlanıyoruz.
evet troll sendeyiz.
--spoiler--
tayyeap' e dokunmanın ibadet olduğu hikayesi kadar komik, bağnaz ve sersem olmayan hikayelerdir. kaldı ki hikayeler yaşanmışlıkların bir ürünüdür. tayyeap' in hiçbir zaman böyle hikayeleri olmayacaktır. zira hatırlayanı da olmayacaktır üç beş yıl sonra.
bunlara inanmayıp çanakkale savaşında bilmem kaç tabur ingiliz askerini bulutların kaybettiğine inanır bunlar.
"Karşıyaka'daki kalacağı eve geldiğinde evin mermer taraçasına çıktıktan sonra kapının önüne ipek bir Yunan bayrağı serilmiştir. Üzerine basılacak bir yol halısı gibi yayılmıştır. Kadın ve erkek orada bulunan izmirliler:
"Buyurunuz geçiniz.... Bizim öcümüzü yerine getiriniz. Yabancı kral bu evden içeri, bizim bayrağımıza basarak girmişti. Siz lütfedin, bu karşılıkla o lekeyi silin! Burası sizin şehrinizdir. Bu ev sizin evinizdir. Bu hak sizindir"diye yalvarıyorlardı. Mustafa Kemal yerde serili bayrağın önünde durur, ağlayarak yalvaran kadın ve erkeklere tatlılıkla bakarak;
"O geçmişte kötü etmiş. Bir milletin istiklalini temsil eden bayrak çiğnenmez. Ben onun hatasını tekrar edemem"der. Bayrağı kaldırtır ve bembeyaz mermerlere basarak içeri girer. Ruşen Eşref Ünaydın "işte sen izmir'e ilk gün zaferinle böyle girdin"der."
Dr. Eren Akçiçek'in "Atatürk'ün Hayatında izmir" isimli çalışmasından alınmıştır.
hamaset edebiyatının son derece geçer akçe olduğu yalnız ve güzel ülkemde işi daha da çığrından çıkaran ve gerçek tarihi olayları araştırmak yerine olur olmaz şehir efsanelerini veya güzellemeleri tarışmanın içine gömülmeye yol açan bir yaklaşımdır.