yanlış algıların iç sesi.
diğerleri sevgilerini yaşarken, kalbi bomboş onları izleyen ve bana bunları neden izliyorsunuz diyen adamın aslında kendine seslenişidir.
sorun diğerlerinde değil kendindedir.
ona kimse birşey kanıtlamaya çalışmıyordur aslında.
aslında kendi gerçeklerini yaşamakla meşguldür insanlar.
o ise bomboş bir mezar gibi, kendi gerçeğine gözlerini kapatıp, bakışları başkalarının gerçeklerine ölümüne takılı kalmış vaziyette kendini tüketiyordur.
senin neyi sevdiğinin veya sevmediğinin hiçbir önemi yok.
önemli olan benim sevgimi haykırabilme mutluluğum.
evet, ben atamı çok seviyorum diyorum ama sen duy, bil ve sev diye değil.
ben, kendi gerçeklerime ve sevdalarıma onların benim için ne kadar değerli olduğunu hissettirebilen bir insanım.
aramızdaki en büyük farkta bu zaten.
sen, kendine dahi birşey hissettiremezken, ben hem kendime hem de sevdiklerime, değerlerime ve onları kutlu kılan topyekün bir hayata çok şey hissettirebiliyorum.
birisi tüm dayatmalara tüm koruma kanunlarına rağmen sevilmemektedir.
birisi tüm engellemelere ve herşeye rağmen kalplerde taht kurmuştur, yeni doğmuş çocuklara isim babası olmaktadır.bu sebeple kıyaslanamaz birşeydir.
ülkede başka bir dert ya da üzerinde durulması gereken başka konular yokmuş gibi hergün aynı insanların aynı şeyi tartışması ile sonuçta kimseye bir yararı olmayan davranış. sözlükten soğuma nedeni.hatta bazı insanların hayatta atatürk,laiklik-islam,chp-akp, dışında meseleleri yokmuş izlenimini uyandıran durum.( başlarda bir- iki kez gaza gelip bu tür başlıklara fikrimi yazmışlığım vardır.)