ilk önce bilinmesi gereken sağ-sol kavramlarının konjokturel olduğudur.
örneğin milliyetçilik, imparatorlukların yıkılıp, ulus devletlerin
kurulmasında, fransız ihtilaline zemin hazırlamada ilerici roller
oynamıştır. o dönem ki milliyetçiler solcudur. fakat daha sonra milliyetçilik
muhafazakarlaşıp, ilerici vasıflarını kaybetmiştir. yani tarihsel misyonunu
tamamlamıştır.
aynı şekilde m. kemal ve devrimleri o dönemin şartları altında kesinlikle soldur.
bugünkü kemalistlerin solcu olup olmadığı tartışalabilir ama mustafa kemal
kesinlikle solcudur.
Kemalistse kendini solda görmesi normaldir, gidip yamuk yumuk sıfatlarıyla, iki kelam edemeyen sağcıların arasında görmez kendini. Biraz daha laf anlayabilen bir insandır çünkü.
Bu kişi komünistse yeterince Mustafa Kemal'i kavrayamamıştır. Anti-komünist olarak örgütlenmiş olan bu devletin kurucusudur, Türk halkı hariç geri kalan halklara asimilasyon ve inkâr yaklaşımında bulunmuştur, sosyalist devrimler çağında burjuva devrimi yapmıştır. Mustafa Suphileri katletmiştir, komünizm hakkında atıp tutmuştur ve liste uzar gider. Bunları yapan birinin ne kadar "solcu" olduğu düşünmeye değerdir.
atatürk kurtarıcıydı sadece sağcıların ve solcuların ona saygı duyması gerekir, kurtuluş savaşı içinde bir ideolojiyi içinde barındırmayan bir savaştı çünkü halk cahil ve çok fakirdi bugün anladığımız anlamıyla ne sol ne de sağ vardı ve de atatürk'ün siyaset malzemesi yapılması çok kötü bir davranış bakın atatürk de bizden demek ona saygı duymak değil onu kullanmaktır.
Fransa'da 1789'da ihtilalden evvel toplanan ve sonrasında da varlığını devam ettiren bir ana meclis vardı. Doğal olarak mecliste farklı kesimlerden ve ideolojilerden üyeler mevcuttu. Cumhuriyetçiler, radikaller, monarşi taraftarları, meşrutiyetçiler, muhafazakarlar, çiftçiler, din adamları, soylular vesaire.
Bu meclis 30 Eylül 1791'de, yeni bir anayasa yaptıktan sonra kendisini Yasama Meclisi (Assamblée Législative) ilan etti ve yönetimi fiilen ele aldı.
Devrik kral XVI. Louis ve eşi Marie Antoinette henüz gözetim altındaydılar. Mecliste farklı gruplaşmalar oluşmuştu. Jacobin diye anılan grup gerçekten dikkat çekiciydi. Radikal görüşleri vardı ve az sonra yönetimi ele aldıklarında kral ve eşini yargılayıp giyotinle idam edeceklerdir.
işte meşhur sağ sol kavramı da Fransa'nın bu meclisinde, benzer ideolojiye sahip vekillerin oturma şeklinden ortaya çıktı.
Şöyle ki meşrutiyetçiler yani kralın yerinde kalmasını fakat bir meclisle yönetimi paylaşmasını savunanlar sağ tarafta oturuyorlardı. Muhafazakarlardı ve radikal değişim taraftarı değillerdi.
Solda ise cumhuriyet taraftarı ihtilalciler vardı. Bunların özelliği, grup olarak ortak bir karar alıp onun etrafında birleşebilme marifetleriydi. Kralın tarihe karışmasını arzuluyorlar ve cumhuriyetin ilanını istiyorlardı.
bu yüzden sağcılar gelenekçi kanadı, solcular ise değişim isteyen kanadı temsil eder. fakat sorun şu ki insanoğlu konfor alanından ayrılmayı doğasına aykırı bulur. bu yüzden solcular tarihte pek sevilmez. lakin atatürk sağcılık ya da solculuk oynamamıştır. onun yaptığı şey memleketi kurtarmaktı canı pahasına. padişah kurtuluş savaşı verilirken bilmem kaçıncı eşine nikah kıyıyordu.