cumhuriyet ilan edildikten sonra hukukta da yenilenme yoluna gidildi.
var olan mecelle kanunu çağın koşullarına uymuyordu ve toplumun ihtiyaçlarına cevap vermiyordu.
zaten 1869 yılında ahmet cevdet paşa' nın hazırladığı bu kanunlar tam bitmeden yürürlüğe konmuştu. yani yarımdı.
gerekli zaman ve hazırlayacak yeterlilikte bir insan olmadığı için, uzun araştırmalar sonucu en son hazırlanan isviçre medeni kanunu kabul edildi.
bu kanunla:
1- tek eşlilik ve resmi nikah zorunluluğu getirildi. yani kocalarınıza rahatça trip atmanız, onun sizi aldatmaması, kadınlık onurunuz her şekilde yasal güvence altına alındı.
2- kadına boşanma hakkı tanındı. ruhsal ve fiziksel şiddete istediğini an son verebilirsiniz.
3- kadınlara mirasta eşitlik ve mahkemede şahitlik hakları tanındı. allah göstermesin aile büyüklerinize bir şey olduğu takdirde kalan mallar sadece erkek kardeşinizin değil sizin de hakkınız oldu. bekar ve dul olsanız dahi böyle bir durumda erkek kardeşinizin lütfuna ihtiyacınız olmayacak.
4- kadınlara istediği mesleği seçme ve çalışma hakkı tanındı. yani şu an tıp okuyan, doktor olan, öğretmen olan, mühendislik okuyan kadınlar bu maddeye şükretmeli.
5- anneye çocuğun vesayetini alma hakkı verildi. yani kocanız çocuğu da alıp sizi kapının önüne koyamaz.
son olarak:
6- herkese din ve vicdan özgürlüğü sağlandı.
camiiye gittiğiniz gibi kiliseye de gidebilirsiniz. sinagog a da gidersiniz, ağaca da taparsınız, anarşist de olabilirsiniz, radikal islamcı da, milliyetçi de, solcu da olabilirsiniz.
ve size bu hakları kullanma şansını veren mustafa kemal atatürk ü de vicdanınız varsa unutmazsınız.
iki yüzlü nankörlerdir. kocalarından memnun olmadılar mı hemen koşarlar cumhuriyet mahkemesine. sıra oy vermeye gelince en öne kendileri düşer. bir taraftan atatürk'ü sevmez, diğer taraftan "ben doktor olacağım, avukat olacağım, hakim olacağım, başım örtülü diye engel çıkarıyorlar" diye yakınırlar. babaları vefat edince mirastan kendilerinin bir, erkek kardeşlerinin iki pay almasına yanaşmazlar. mahkemede "sayın hakim, benim ifadem böyle. tanıklık yapan erkeğinki de duyduğunuz gibi. başka şahit yok. lütfen benim ifademi geçerli kabul etmeyin. ikinci bir kadın şahit bulamadığım için, dinime göre benim ifademin, erkek tanığın ifadesi kadar muteber sayılmaması gerekir" demezler. evlerinden çıkarken kocalarından izin alma gereği duymazlar. "doktorluk, hakimlik yapıyorum" diye erkek kaynayan ortamlara girmekten çekinmezler. kocalarının sözünü dinlemez ama kocaları, önce uyarıp, sonra yatakları ayırıp, sonra döverse "hakkıdır" demez, doğru polise şikayet ederler. ses zinası, göz zinası gibi sakınılması gereken hususları hiç sallamazlar. tutarsızlıkları saymakla bitmez.