son gelişmelerle birlikte 10 sene içinde seveni kalacak mı diye beni düşündüren başlık.
belli olan bir çözülme süreci içindeyiz.
arkadaşım şakayla karışık bile olsa telefonda düşüncelerini söyleyemiyo.(babası savcı dinleniorumdur kesin die.)
gerçek bi paranoya ortamı hakim. bi çok arkadaşım da bu şekilde yaşıyor.
atatürk'ü hiç bir zaman putlaştırmadım, çoğu zaman eleştirdiğim yönleri bile oldu.
ama az çok bişi okumuş insan bu imparatorluğun çöküş döneminde başına gelen en güzel şeyin modern bir cumhuriyet olduğunu söyler.
israilli arkadaşım her görüştüğümüzde latin alfabesinde olduğumuzun ne kadar süper bişi olduğunu söylüyor.
o amerikanın elindeki ülkenin gençliği bile bizim kullandığımız klavyeyle yazamamaktan şikayet ediyor.
ben pesimistim ama bu ülkede duygusal düşünmeyip, makul bir şekilde mirasına sahip çıkan varisler olduğu sürece mücadele sürecek.
nereye kadar giderse..
Atatürk'ü sevmemeyi Atatürkle farklı görüşten olmak olarak nitelendiren gerizekalıların bulunduğu ülkemize bakınca hayal olan ülkedir.
birader. Atatürkçü ol olma, sana Atatürkçü ol diyen yok çünkü Atatürkçü olmak Türklük bilincinin zekayla buluşmasının ürünüdür. Herkeste bu ikisi aynı anda bulunmayabilir lakin Ben farklı görüşteyim Atatürk'ü bu yüzden sevmiyorum gibi bir basitliğe girersen buna demokrasi, fikir özgürlüğü falan denmez Fikirleri yüzünden insanlara nefret besleme denir ki bu da atatürk gibi önemi tartışılmaz bir adama karşı olunca olsa olsa senin zeka özürlülüğünü ortaya çıkartır.
Demokrasi bu zeka özürlülere kaldıysa vay geldi demokrasinin haline.
kemalizm odaklı yönetilecekse bi cacık olmaz. ayrıca görüş ve fikir ayrılıkları, demokrasilerin temelini oluşturur, tek tip insanlardan oluşan bir ülke düşünün, sol frame'in vay haline... o değil de sınırlar kalksın, komünizm gelsin, biri de gitsin çay koysun. troçki'yi özledim lan!