hiç kimsede sevmek zorunda değildir. bir siyasi lider kalplerin sevgilisi olacak diye bir durum yoktur. ve sevmeyenlere ise sert üslup ve hakaretlerle ithamlarda bulunmak suçtur. ve öncelikle terbiyesizliktir.
(bkz: 5816 sayılı atatürk ü koruma kanunu) çerçevesine çıkmadığı sürece ise herkes eleştirme hakkına sahiptir. her ne kadar kemalist tabaka için acı olsa da.
atatürk'ü sevmeyen derken 'sevmemek' atatürk'ü sevmeyeni sevmeyenden bahsederken 'nefret etmek' fiillerini kullanmak... mazlum edebiyatı tam gaz... bu ara da atatürk'ü sevmemek de ne, çocuk musunuz? bir siyasi lideri eleştirmek başkadır kişisel kin beslemek başka. atatürk'e dair eleştirdiğim yanlar vardır ama nedense bugüne kadar hiçbir atatürkçü bana nefretle yaklaşmamıştır. bunun bir anlamı olmalı...
(bkz: rüzgar eken fırtına biçer)
sevmemek ayrı bir şeydir, kimse kimseyi sevmek zorunda değildir. fakat saygı duymak zorunludur. hele ki bu ülkede canın istediği gibi lak lak konuşup, böyle başlıkları özgürce sıçarken saygı kelimesi kulaklarda çınlamalıdır.
Sevip sevmemesi benim değil onun sorunudur. Ancak Mustafa Kemal Atatürk'ün adından rant sağlamaya kalkarsa, onun adına bok atmaya kalkarsa karşılığını her türlü veririm.
demokrasi mantığı ile düşününce sevmek yada sevmemek kişisel bir özgürlük, sevmeyenden nefret etmekte aynı mantık... ama milli duygularla bakılınca sevilmesi gerekiyor diye düşünmektende kendimi alamıyorum...