Atatürk'ü sevmeyenlere bakıyorum, sonra dönüp sevenlere. eğer sevmeyenler yüzünden sevmezsem zulümdür, sevenler yüzünden seversem basitliktir.
Atatürk'ü sevmek için onun eserlerini, onun düşüncelerini, vermek istediklerini, vatanseverligini, milletine olan sevdasını anlamak yeterlidir. karanlığın ortasında insanları için bir ışık tutmuştur. vicdani ile başbaşa bırakmıştır bu milleti.
onun sayesinde köyde maraba olacakken okuyup öğrendik. kızlarımız sayesinde doktor oldu, milletvekili oldu. cumhuriyet bize sahip çıktı. bana elimde olanların hepsini Atatürk verdi. tabiki sever sayarım. ruhu şad olsun. kendim inanmıyorum ama onun için en iyi dileğim umarım cennet vardır ve o da cennettedir.
Bir Türk sevmek zorunda değildir kesinlikle. Sever. içten, samimi, bilinçli bir sevgidir bu. Zorunlu değil.
Not; Türk dedim diğerleri üzerine alınmasın lütfen.
Madde 1 – Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Atatürk’ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk’ün kabrini tahrip eden, kıran, bozan veya kirleten kimseye bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası verilir. Yukarki fıkralarda yazılı suçları işlemeye başkalarını teşvik eden kimse asıl fail gibi cezalandırılır.
Madde 2 – Birinci maddede yazılı suçlar; iki veya daha fazla kimseler tarafından toplu olarak veya umumi veya umuma açık mahallerde yahut basın vasıtasiyle işlenirse hükmolunacak ceza yarı nispetinde artırılır. Birinci maddenin ikinci fıkrasında yazılı suçlar zor kullanılarak işlenir veya bu suretle işlenmesine teşebbüs olunursa verilecek ceza bir misli artırılır.
Madde 3 – Bu kanunda yazılı suçlardan dolayı Cumhuriyet savcılıklarınca re’sen takibat yapılır.
Madde 4 – Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
“O fotoğraf aslında TBMM kararıyla idam edilen ilk kadın olarak tarihe geçen Isparta’nın Sütçüler ilçesine bağlı Darıbükü Köyü’nden Hasan kızı Fatma’nın resmidir. Bu kadının darağacına götüren suç ise, “20’lik altın ve tarla karşılığı aynı köyden Eşref’in Hanife’yle evlenmesini temin etmek amacıyla Eşref’in karısı Ümmüşani’yi öldürmek” olduğunu da hemen ekleyeyim.”
Türkiye cumhuriyeti tarihinde sadece 15 kadın idam edilmiştir ve bunların içinde şöhret diye bir kadın yoktur. Var diyen çıkarır belgeyi ortaya koyar yetti lan yalanınız dolanınız.
ne atatürk’ün ne de atatürkçülerin böyle bir derdi yoktur.bu soruyu soran kendisine böylesi bir dayatmanın yapılmasını istemektedir ama avucunu yalayacaktır.
Özgürlüğünü kazandıran kişiyi seveceksin elbette, padişahın kulu köpeği değil özgür bir vatandaşsan bunu ona borçlusun. Ha anneanneni yunan’ın zykmemesini saymıyorum dikkat edersen.
Zorunda değilsin . Her kul sevilmeye ve sevilmemeye tabiidir. Ama saygı bir insana yakışan en güzel şeydir. Saygı duyun her fikre ve her ideolojiye . Bu güzel ülke hepimizin...Ayrılmak kolaydır , birlikte yaşama sevincimizi arttırmak zor. Kolayı herkes yapar hadi zoru başaralım.
Bir ülkede yaşamak için birini sevmene gerek yok. Bu saçmalıklara inanmayı bırakın artık. Biraz geliştirin kendinizi amk. Din, vatan, millet diyerek uyutuyorlar sizi.
ilk başlarda dindar bir profil çizen milletin saygısını kazanan ardından tam tersi bir inanca sahip olduğunu gösteren bunuda insanlara benimsetmeye çalışan birini elbetteki sevmeyiz bugün yaptıklarını başka bir insan yapsa demediğinizi bırakmazsınız ama anlatmaya değmez zira yalanlar öyle büyük ki bazıları hala mustafa kemali dindar olarak göstermeye çalışıyor mesele inancı değil yalanlar ve bu yalanlar bazılarınca ata kabul edilen kişi hakkında gerçekten enteresan.
sevmek sevmemek o ayrı konu zorunda değilsin belki. ama saygı duymak zorundasın. saygı duymazsan şerefinden ve Türk olduğundan şüphe ederim. kurtuluş mücadelesini başlatmış ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti nin kurucusu olan gazı Mustafa Kemal Atatürk saygıyı kesinlikle hak ediyor. sevme Tamam ama saygı duy. yaptıklarını yaptırdıklarini bil öğren araştır daha sonra sevme.
ister sev ister sevme... inan çok ta tınlamıyordur. Doğrusunu söylemek gerekirse ben de çok tınlamıyorum.
Zira bu at gözlüğünden bakıp ta bir adamı islam düşmanı gibi yaftalamak bizim gibi ülkelerde sık karşılaşılan bir durum.
Bir şeyler okuyup dibini deşmeden laf sokuşturmak ama kendi bahçene bakmamak...
Sadece şunu anlamanızı isterim. - Sonrasında ister sevin ister sevmeyin - Bu adam sizin bile takdir edebileceğiniz hiç mi bir şey yapmadı? Yaptıysa neden bir kere de onları ortaya çıkarıp hakkını vermiyorsunuz.
Atatürk ne istedi? Bu millet, bu büyük millet biat kültüründen kurtulsun, ağalık, şeyhlik mertebelerinden kurtulsun. Bilime inansın ve onun peşinden gitsin. Geri kalmışlık son bulsun.
Bu arada haksızlıklar, adaletsizlikler olduysa oldu. Ama iskilipli Atıf Hoca bunlardan biri miydi? Şapka takmadığı için mi idam edildi.
Yeni Şafak gazetesinden alıntılar yaparak bir şeyler sıvamak kolay.
iskilipli Hoca, Mahmut Şevket Paşa'nın katli nedeniyle Sinop'a sürülmemiş miydi?
Teali islam Cumhuriyeti kurucusu ve yöneticisi değil miydi? Teali islam Cumhuriyeti neyi savunuyordu biliyor muyuz? Kuvvayı Milliye'ye karşı olan bu yapı ingilizler veya yunanlıların idaresi altına mücadele etmeden girmeyi daha uygun buluyordu. Şüphesiz ki o da millete daha az acı çektirecek bir yöntemin peşindeydi. Ben umutsuzluktan ve korkaklıktan doğan çözüm arayışlarını vatan hainliği olarak görmüyorum. Ama Teali islam Cemiyeti Başkanı olarak yayınladığı bildiride söyledikleri de bizlere yutturulmaya çalışıldığı gibi mazlum biri olmadığını da gösteriyor:
"Mustafa Kemal ve Kuvvayı Milliye maskaraları Yunan askerlerinin önünden kaçıyor. Zavallı saf ve gafil halktan topladıkları askerlere 'siz burada onlarla savaşın, biz de arkalarını çevirelim' diyerek sıvışıyorlar. Yazık ki halkımız Talât, Enver, Cemal, Mustafa Kemal gibi beş on eşkıyanın vücudunu ortadan kaldırmak için gereken fedakarlığı yapmıyor. ingilizleri kızdırdınız, üzerimize Yunanlıları musallat ettiler. Şimdi usulca oturup yenilginin sonuçlarına katlanmak yerine Yunanlılarla harbe tutuşuyorlar. Bu eşkıyaları ve asileri en kısa zamanda bertaraf etmek hepimize farzdır"
Harp yıllarında sizleri cephe cephe sürükleyen ve din kardeşlerinizin suçsuz yere ölmelerine sebep olanlar arasında Mustafa Kemal, Ali Fuat, Bekir Sami gibi zalimler de vardı. Siz bu zalimlerin cinayetlerine daha ne kadar göz yumacaksınız?
Elinize aldığınız bu fetva Allah'ın emridir, Padişah fermanıdır. Sizler bu katil canavarları daha fazla yaşatmamakla mükellef ve görevlisiniz. Bunların vücudlarını külliyen ortadan kaldırmak Müslümanlık için farz olmuştur."
Tüm bu açıklamalarının ardından Atatürk ne yaptı biliyor musunuz?
Kendisinin ortadan kaldırılmasını farz kılan bu kişinin kurduğu cemiyetin 1920 TBMM seçimlerine katılmak istemine olumlu yanıt verdi. Gün birbirimize karşı savaşma günü değil fikir ayrılıklarına rağmen bir arada savaşma günüydü. Ama sonrasında bu söylemler kurtuluş savaşının kazanılmasından, cumhuriyetin ilanından sonra da devam etti. "Yeni harfleri kullananlar cehennemde yanacak", "şapka giymek küfürdür, dinsizliktir" demeye devam etti ki o koşullarda bu söylemler karşımızdaki düşman ateşinden de tehlikeliydi.
Neden mi?
Çünkü arkasından şeyh sait isyanı çıktı ve biz o kaosta Milli Misak sınırları içinde kalan Musul ve Kerkük'ü ingilizlere kaptırdık?
Bugün iskilipli Atıf hoca'yı duygulanarak anan sizler aynı duyarlılıkta Menemen'de kafası kesilerek şehit edilen Kubilay'ı andınız mı?
Gavur izmir diye diline dolayanlar izmir'in işgalinin ilk gününde düşmana ateş edip sonrasında öldürülen Hasan Tahsin'i de böyle araştırdınız mı?
Hadi bunlar çok eskiden oldu diyelim. Büyüklerimizin dediği gibi at izi it izine karıştı diye kabul edelim. Peki ya Sivas'ta yakılarak öldürülen gencecik insanlara da bu şiddette üzüldünüz onları diri diri yakan ya da boğanlara karşı Atatürk'e beslediğiniz nefreti ikram ettiniz mi? Maraş'ta veya Çorum'da öldürülen onlarca alevi insanımızdan haberiniz var mı?
Bunlar belki de iyi günlerimiz. Belki bugün göz yumulan tarikatlar ve müritleri yarın öbürgün birbirini boğazlamaya başlayacaklar. Bir tarafta sünnilerin bir tarafta caferilerin ya da başka tarikatların camileri olacak.
Atatürk'ün hedefi bu milleti insanlığın hayrına bir şeyler yapmaya inanan ve de yapan bir toplum haline getirmekti. insanların sadece camilere gidip ibadet etmesini, ellerini açıp sadece Allah'a dua etmesini istedi. Şeyhlerden, evliyalardan, hocalardan medet umulmasını istemiyordu. Fethullah örneğini görünce haksız mıymış demiyor musunuz? O sizin kandırılabileceğinizi 100 yıl önceden görmüşken hala nasıl kızabiliyorsunuz? Adam şeyhine körü körüne inandığı için adamın penisini ağzına alarak sevaba girdiğini düşünüyor. Bunları yaşıyor bu ülke. Her gün namus uğruna kadınlarımız öldürülüyor. Aynı üzüntüyü onlar için de duysanız keşke...
Ben bu şekilde düşünen özellikle gençlerimizi de suçlayamıyorum. Çünkü bir Atatürk sevdasının ardında o kadar etkili uyundu ki bu zehirlenmelere karşı önlem alınamadı. Ama özellikle bu bildiriler Bülent Arınç gibi en yüksek devlet kademesindeki kişilerin ağzından yayılınca ne yapılabilirdi ki?