"onu sevme zorunlulugum yok" demeyi bile ona borclu oldugunu unutan vatan, millet, toprak, bolunmezlik ne demek bilmeyen, bilmek istemeyen insanın hissedigi zorunluluk.
insanın yaşadığı topraklarda özgür ve bağımsız olmasını sağlayan yüce bir kişiliği sevmemesi o insanın kendisine hakarettir diye düşünülmesi gerekir ama tabii ki asla zorunlu bir durum olamaz bir kişiyi sevme ya da sevmeme çünkü bu bir haktır.
zorunluluk değil yaşadığı anın kıymetini bilen her türk gencinin yapması gerekendir. tarihle ilgili hiçbir bilgisi olmayan, düşünceleri sapmış gençlerden zaten beklenmiyor bu durum.
öyle bir şey yoktur. var diyenlere sorarım atatürk'ü sevmediğinden dolayı hapse girmiş ya da linç edilmiş dövülmüş 1 kişi var mı diye? ha dersenizki atatürk 'ü sevmeyen bürokrasi de yükselemez memur olamaz vb. bu ayrı konudur türkiye'de memurların siyasi görüş sahibi olmaları her hangi bir partiye üye olmaları yasaktır. değil atatürk her hangi bir konuda fikir sahibi olamazlar. abde demokrasi var onların kutsalları yok diyenlere de bonus (bkz: hyde park ta kralice aleyhine konusma yasagi)
Sevgi elle tutulabilir, gözle görülebilir, koklanıp sınıflandırabilir bir şey de ben mi bilmiyorum, oksijensiz kaldım sanırım doğarken. neresinden tutsam elimde kalıyor bu zorunluluk. senin kalbinde hissettiğin bir duyguya nasıl müdahale ederler, sondaj mı var kalbe inen yoksa logar mı açtılar. insan mecburen sever mi yahu, duygusu kimyası nasıl değiştirilir. şimdi benim özgürlüğüm yok atatürkü zorla sevdirdiler dersen, gülmek bile gereksiz kalır bu özgürlüksüzlüğüne- yeni bir kelime- sevme sen, atatürkün de kemikleri sızladı şimdi sen onu sevmiyorsun diye, bir sindirememişlik kokuyor buralar, ilk önce tependeki türbanını çıkarırsan at kılı kopacak demokles kılıcını gör, gözlerini ufka çevir. durmak yok yola devam.
g*tünden element uyduranların, atatük ü karalıyımda nasıl olursa olsun, koy g*tüne rahvan gitsin mottosu güden insanlardır. şimdi burada bu insanlara ne kadar birşeyler anlatılırsa anlatılsın anlamayacaklarından nafiledir. ama hani o içini dökme olayı varya, hah işte onu yapalım bari.
yok efendim ''o içki içmiş lan'', ''lan adam çarşafı yasaklamış olum'', ''medreseleri kapamış nan hayret bişi yaa'', bıdı bıdı. senin içki muhabbetinde zevzeklediğin lafları, o ve o'nlar uyumadan, dinlenmeden kan dökerek, bir olarak ömrünün büyük bölümünü rahat edesin diye savaşmış, bu duruma getirmişler. bunlara saygı duy lan bari. bu kadar kolay değil mi kötülemek, karalamak? atatürk e saygın yoksa bari atalarına saygı duy lan. kimseyi sevme zorunluluğun yok ama bari saygı duy olum. senin kırıp kıçını oturduğun yerlerin mimarı lan o insanlar. senin sevgilinle gezdiğin mekanlarda zamanında kan dökülmüş lan. senin kuran ı okuyup öğrendiğin sonrasında hocaların vasıtasıyla ''onlar tü kaka, kafir onlar'' diye beyinlerini yıkadıkları yerin mühendisi olum. hiçkimseye yok bari kendine olsun, biraz silkelen, biraz düşün, beynini yor, oku ve öğren. bak oku denilmiş ilk emir değil mi? onu yap bari.
kendi düşünebilme yetisiyle bir akla sahip, atatürk tam olarak kim olduğunu ne yaptığını bilen bir türk evladının, atatürk'ü sevmemesi gibi bir durumun oluşamayacağını düşünmekle çürütülen yanlış önerme.
bir dehayı, son yüz yılın dünyayı en çok etkileyen adamını, askeri yönü ayrı muhteşem, siyasetçi yönü ayrı saygıdeğer olan bir insanı sevmeyenlere acil şifalar dilettiren durumdur. ayrıca bu bir yalandır. bu memlekette 'ben mal geldim mal gidecem' diyen kimseye zorla akıl, zeka vs. enjekte edilmemektedir.
atatürk bir ideolojiyi yansıtır. şahsını sevip- sevmemek değildir, mesele.*bir millete bağımsızlığını kazandıran, onurlu, ayakta ve ilerici bir millet oluşturan düşünce biçiminin arkasından çocukça ve kişisel atıflarda bulunmak, inanın kişinin yediği kaba s.çmasından başka bir şey değildir.
ilginçtir, olmadığı iddia edilse de, içten de, dıştan da sürekli dayatılmış, hissettirilmiş, belletilmiş bir zorunluluktur. elle dokunmadan, gözle görmeden de yaşanabilen, duyumsanabilen bir zorunluluktur.
bu zorunluluktur ki insana iki saattir konuşuyoruz daha bir kere atatürk demedik dedirtir, öyle bir zorunluluktur ki sevmeme hakkının başına başıma bir şey gelmeyecekse şart koşulur, ve de ilginçtir başına bir şey mutlaka getirilir, dava açılır, vs.
atatürk'e bu adam diyen akademisyen* mahkûm olur, görevinden uzaklaştırılır, vs.
bunun nedenleri tartışılır elbet. ama en görünürü olan atatürk'ün mezarında rahat bırakılmayan, kendi söylediklerine rağmen aşılması engellenen bir kemalist ideolojik inşaa* olmasıdır.
öyle bir inşaa ki bu, her elde farklı bir şekil alıp, atatürk'e yaslanmak istemeyen herkesi ve her şeyi tehdit eder bi' nitelik kazandırılabilir kendisine kimilerince.
10 kasım'da atatürk ile manşet atmadığı için yaftalanan gazetelere yapılanlarla bir kere daha ortaya çıkmış zorunluluktur. öyle ki kimi sevip sevmeyeceğimizi anayasa belirler.
kimse kimseyi sevmek zorunda değil,ama saygısızlık yapmak haddine de değil.
kaldı ki mevz-u bahis olan atamız.
sen bugun kıçını rahatça gerip ' sevmek zorunda mıyım' diyebiliyorsan,yine atattürk'ün sayesindedir.
onun bizim için neler yaptıgını görmezden gelmek vatan hainliğidir.
kadir kıymet bilen, her fırsatta referans verdiği dininin peygamberi "ölülerinizi rahmetle anınız" buyuran bir millette belki de olması gereken zorunluluktur. insanlara babasını tanıma fırsatı veren, rahatlıkla padişah olabileceği halde "halkıma yaraşır" diyerek cumhuriyeti kuran, bugün kendisini diinsizlikle suçlayan bazı sıkmabaşlıların da adam yerine konması için sayısız yeniliği bu ülkeye getiren bir insanı sevmek bu kadar da zul olmasa gerek.
mustafa kemal atatürk'ü sevmek, bir zorunluluk değildir. ki sevgi, zorlamayla olacak bir olay değil zaten. bir insan, ancak içten gelen bir duyguyla diğer insanları sevebilir. o yüzden, zorunluluk kısmı ortadan kaldırılmalı. ama saygı duymak zorundadır. bugün, bu topraklar üzerinde "atatürk'ü sevme zorunluluğu" gibi bir konuyu tartışabiliyorsak, büyük çoğunluğu atatürk ve bizim için canlaırnı veren insanlar sayesindedir. kimse, bunları görmezden gelemez ve saygısızlık edemez.
düzenleme: başlık başıma kaldı, hadi hayırlı olsun.
Kimse kusura bakmasın , eğer senin babaannen veya anneannen geçmişte gaddar insanlarca tecavüze uğramamışsa , deden bu ülke için canı pahasına savaşmışsa , sen şu anda ülkende müslüman olarak yaşayabiliyorsan , özgür yaşıyorsan ve en önemlisi aslında yaşayabiliyorsan bunların hepsini Atatürk'e borclusun.
Eğer atatürkü sevmeyen varsa bu demektir ki , bu insan ailesini sevmiyor , dinini sevmiyor , yaşamayı sevmiyor.
herşeyin aşırısının zararlı olduğunu gösteren bir gerçek daha. insan atatürküde sevmek zorunda değil, müslüman olmak zorundada değil. herhangi bir tanrının varlığınada inanmayabilir. bu onun seçimidir. atatürk hakkında anlatılanlara inanmamakta aynı şekilde kuranın gerçekten kutsal olduğuna inanmakta yine insanın seçimidir. kötü olan kemalistin gelip "bugün yaşıyorsan bunu atatürke borçlusun" demesi ya da muhafazakarın gelip "seni yaratan biri var" demesidir. neden insanlar kendi düşüncelerine ortak arıyor bilmiyorum. bunu söyleyen kemaliste "ingiliz işgal etti diye yaşamıcakmıydım" diyebilir ya da muhafazakara "putlara tapanlar ile dalga geçerken sen hiç görmediğin ve göremiyeceğin birşeye tapıyorsun" diyebilirim ama demiyorum, neden diyeyimki arkadaşım? birilerinin haksız olduğunu kanıtlamak gibi bir tasası neden olurki insanın. bırakın artık herkes düşündüğü gibi yaşasın.
bu bir zorunluluk değil,tarihini bilen herkesin yaşaması gereken bir duygu olmalıdır.başka ülkelerdeki bir çok diktatörü bile hala bu kadar seven varken,tüm dünyaya örnek olmuş bir devlet adamını,bir kurtarıcıyı sevmek çok da zor olmamalı.
anaokulundan itibaren insanlara öğretilen bir kronolojik sıralamanın onun profesör olabilmesi için bile ilk şart olması ne acı.
futbol maçına gidip komşusuna küfreden insanların; burada atatürk düşmanlarına sövmesini yadırgayan normal insanların olması ne acı.
kimsenin kimseyi sevme zorunluluğu olmadığı bir gerçektir. mesela sevmediğin birinin yaptığı yemeği yemezsin. yeme de zaten. ıyy ne pistir o şimdi, ne iğrençtir. o zaman bu bağlamda bakarsak (bkz: düz mantık); atatürk'ün kurduğu bu cumhuriyet'te de yaşamazsın değil mi? ey insan defol git o zaman bu topraklardan. lan... bak hala duruyo...
Seversin , sevmezsin o ayrı. Ama saygı duymak senin insanlık görevin. Kimse Atatürk ü veya yeryüzünde yaşayan,yaşamış herhangi birini sevmek zorunda değildir. Ama sevip sevmemek arasında tercih yapmak zorundadır.
Önünde iki hap vardır. ikisinden biri seçersin sonuçta. Ama daha da önemli olan hapları kimin sunduğudur.