Sadece Atatürk'e hakaret etmek için saçma bir kafayı yaşayan insanların kullandığı cümle topluluklarıdır. Atatürk'ü peygamber sanan bir türk vatandaşı yoktur. Onu babası ve idolü gören insanlar vardır.
yoktur.
evet yoktur, ama teyo sultana sorgusuz sualsiz domalacak yüzbinler mevcuttur. hatta bazı mallar şunu söyleyebilmiştir:
teyoya karşı gelmek peygambere karşı gelmektir.
başlık aslında siklenecek bir başlık değildir, siklenmesi gereken bu fikirlerin sahibidir.
bu iş için nijeryalı bir firmayla görüşmeler devam etmektedir.
''benim naciz vucüdum, elbet birgün toprak olacaktır ama; türkiye cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır!'' mustafa kemal..
aslında tüm ölümsüzleştirmeye çalıştıklarımız bunlardır!..
Aslında peygamber etmekten çok ölümsüzleştirmeye çalışan kitledir. Aldanıştadırlar, çünkü atatürk'te yaşanyan bir insandı. Evet belki bu ülke için hayli fazla şey yapmış olabilir ama kendisinden önce gelen pek çok eski devlet adamından pekte farkı yoktu. Daha doğrusu atatürk'ün görüşleri sadece türk milletini bağladı , evrensel değildi. işte bu yüzden diyorum, fazla abartmaya gerek yok. Her yere resmini asıp heykelini dikmek insanı maddeleştirmekten başka birşeye yaramaz.
--spoiler--
artık türkiye, din ve şeriat oyunlarına sahne olmaktan çok yüksektir. bu gibi oyuncular varsa, kendilerine başka taraflarda sahne arasınlar.
(1924)mustafa kemal atatürk.
--spoiler--
--spoiler--
sen ki atam, nazım'a göre bir sarışın kurtsun. sen ki atam, can çekişen bir hastaya şifa vermek üzere allah tarafından görevlendirilmiş bir elçi, bir adı konmamış peygambersin. sen, sarı saçlım, mavi gözlüm neredesin?"
terör örgürlerine, destek vermek hizbullahçıları pkkcıları açılım adı altında serbest bırakmak, türkiye'nin milli duygularını göçertmek, ülkenin kurucuları hakkında asıl iddialarda bulunmak, 19 mayısları, 23 nisanları, 10 kasımları kaldıran zihniyetin ürünüdür, herkesi kend gibi zannetmektedir bunlar, şeyh şıh ayağı yalayan atam sen kalk ben yatam dememektedirler!.
Her 19 mayıs, 29 ekim, 30 ağustos gibi bayramlar haricinde herhangi bir sağ görüşlü partinin seçim kazanması, anayasa değişiklikleri, ordu mensuplarının tutuklanması, terör örgütlerine destek, başbakan, cumhurbaşkanı gibi şahsiyetleri şikayet etmek, rant kapılarının kapanması, türkiye ekonomisinin büyümesi, işsizliğin azalması, imf ye olan borcun bitirilmesi durumunda anıtkabir denilen tapınaklarını tavaf eden kitledir. Tavaf ederken sıklıkla kullandıkları cümle (bkz: atam sen kalk ben yatam) dır.
--spoiler--
türkler arapların dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. arapların dinini kabul ettikten sonra, bu din, ne arapların, ne aynı dinde bulunan acemlerin ve ne de mısırlıların vesairenin türklerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir tesir etmedi. bilâkis, türk milletinin milli rabıtalarını gevşetti; milli hislerini, milli heyecanını uyuşturdu. bu pek tabii idi. çünkü, muhammedin kurduğu dinin gayesi, bütün milliyetlerin fevkinde, şamil bir arap milliyeti siyasetine müncer oluyordu.
bu arap fikri, ümmet kelimesi ile ifade olundu. muhammedin dinini kabul edenler, kendilerini unutmaya, hayatlarını allah kelimesinin, her yerde yükseltilmesine hasretmeye mecburdurlar. bununla beraber, allaha kendi milli lisanlarında değil, allahın arap kavmine gönderdiği arapça kitapla ibadet ve münacatta bulunacaktı. arapça öğrenmedikçe, allaha ne dediğini bilmeyecekti. bu vaziyet karşısında türk milleti birçok asırlar, ne yaptığını bilmeksizin, adeta bir kelimesinin manasını bilmediği halde kuranı ezberlemekten beyni sulanmış, hafızlara döndüler. başlarına geçebilmiş olan haris serdarlar, türk milletince karışık, cahil hocalar ağzıyla, ateş ve azap ile müdhiş bir muamma halinde kalan, dini, hırs ve siyasetlerine alet ittihaz ettiler. bir taraftan arapları zorla emirleri altına aldılar, bir taraftan avrupada allah kelimesinin ilâhî parolası altında hıristiyan milliyetleriylerine ilişmeyi düşünmediler. ne onları ümmet yaptılar ne de onlarla birleşerek bir kuvvetli millet yaptılar. mısırda, belirsiz bir adamı halifedir diye yok ettiler, hırkasıdır diye bir palaspareyi, hilafet alameti ve imtiyazı olarak altın sandıklara koydular, halife oldular. gâh şarka, cenuba, gâh garb veya her tarafa birden saldıra saldıra, türk milletinin allah için, peygamber için topraklarını, menfaatlarını, benliğini unutturacak allahla mutevekkil kılacak derin bir gaflet ve yorgunluk beşiğinde uyuttular. milli duyguyu boğan, fani dünyaya kıymet vermeyen, sefaletler, zaruretler, felaketler his olunmaya başlayınca, asıl hakiki saadete öldükten sonra ahirette kavuşacağını vat ve temin eden dini akide ve dini his, millet uyandığı zaman onun şu acı hakikati görmesine mani olamadı. bu feci manzara karşısında kalanlara, kendilerinden evvel ölenlerin ahiretteki saadetlerini düşünerek veya bir an evvel ölüm niyaz ederek ahiret hayatına kavuşmak telkin eden dini hissi; dünyanın acısı duyulan tokatıyla derhal, türk milletinin vicdanındaki çadırını yıktı, davetlileri, türk düşmanları olan arap çöllerine gitti. türk vicdanı umumisi, derhal, yüzlerce asırlık kudret ve küşayişiyle, büyük heyecanlarla çarpıyordu. ne oldu? türkün milli hissi, artık ocağında ateşlenmişti. artık türk, cenneti değil, eski, hakiki büyük türk cedlerinin mukaddes miraslarının son türk ellerinin müdafaa ve muhafazasını düşünüyordu. i̇şte dinin, din hissinin türk milliyetinde bıraktığı hatıra mustafa kemal atatürk.
--spoiler--
not:peygamber olmak için vahiy inmesine gerek yoktur.
kemalist olarak tabir edilen, kemalizm dinine mensup topluluktur.
sen ki atam, nazım'a göre bir sarışın kurtsun. sen ki atam, can çekişen bir hastaya şifa vermek üzere allah tarafından görevlendirilmiş bir elçi, bir adı konmamış peygambersin. sen, sarı saçlım, mavi gözlüm neredesin?"