babam derdi ki ; bir kimseyi eleştireceksen eğer evlat ya o kişi ile aynı seviyede olacaksın yada ondan daha üstte.cevabını uygun gördüğüm üzerinde düşünüldüğünde ne demek istediğimi anlayabilicek yazarların da görmesi muhtemel başlığın kendisidir.
zall bu konuda son sözü söylemiştir. televidyon'a yaptığı açıklamada "sadece" atatürk konusunda hassasiyetlerinin bulunduğunu ve o konuda taviz verilemeyeceğini belirtmiştir. diğer konular anlaşıldığı kadarıyla önem arzetmemektedir. en nihayetinde tutmayalım sizi diyeceklerdir. bu ülkede zaten dine sövmek serbesttir.
kesinlikle katıldığım önermedir eleştiriye açılabilir ama saygı çerçevesi içinde olmak şartı ile eğer Atam bir şey yaptı ise mutlaka makul bir sebebi vardır.
insanların düşünce tarzını ortaya çıkarabilecek ince çizgi, altın konu. Bizim mahallede liseli bir kız var misal. Tuğçe adı. Kısa etekli ve baklava çoraplı. Kendini eleştiriyorum çünkü tanıyorum. * Klavye başında şu yazıyı okuyan sik kafalı yazar Hasan'da beni eleştirebilir ama tanıdığı kadar. Yani buraya yazdıklarımdan ibaret olan cümlelerden başka beni tanımıyor. Ben tuğçe'yi teşhircilik yaptığı için eleştiriyorken hiç tanımadığım ama tuğçe'nin varlığından haberdar olan cüneyt'te, tuğçe'nin onu reddetmesinden dolayı eleştiyor, bok atıyor olabilir. Sik kafalı hasan'ın bir suçu yok yani. insan tanıdığı kadarıyla bir başka insanı eleştirir. Normaldir. Peygamber olması veya lider olması sadece beğenildiği ve sevildiği insan sayısını artırdığından tepkinin şiddetini belirler. Ne kadar tanıdığı ve doğru tanıyıp tanımadığı tepki vermeden önce anlaşılması gereken en asıl konudur. Seveni bolca bulunan bir karakteri eleştiren bir yazının tanımadığın insanlar tarafından okunmasını hesap edip sessiz kalmak gerekmez tabi ki ama kişinin burda bir önemi pek yok. En azından tuğçe'nin yok. Hasan'ın yok.
ülkede fikir özgürlüğü var aslında, şu an üniversitede bir çok arkadaşım atatürk'ü rahatça sevmiyorum diyebiliyor. ve bu insanlar çok da rahat üniversite de derslere giriyor, hatta derslerde bile atatürk'ün hangi konularda yanlış yaptığını bile tartışıyorlar.
konu atatürk'ü eleştirmek değil, laikliği delmektir. siz bunun farkında değilsiniz.
atatürk'ü eleştirenlerin fikirleri hep sabit, hiç bir şekilde atatürk'ü onlara sevdiremezsiniz. hatta kör cehalet o dereceye gelmiştir ki, "eğitim" kelimesinin manasını bilmeden üniversite de ders görüp, mezun olup, doktor olanlar dahi var.
kör cehalet demişken; cahilliğin derecesini biraz daha arttırayım size, atatürk'ü kötülerler, hz. muhammed'i (s.a.v) överler, ancak hz. muhammed'e (s.a.v) inen kitap, kuran-ı kerim yerine, gidip said nursi kitaplarını ezberlerler.
bir kişiyi eleştireceksen, onun bulunduğu buhranlı dönemden bu ülkeyi nerelere getirdiğini anlamaya çalışacaksın, onun kurduğu sistemi inceleyeceksin. onu ilk önce anlayacaksın.
atatürk'ü eleştirirsin; "ulan adam her gün rakı içiyordu, müslüman bile değilmiş ha" birlikte derse girdiğimiz adamın eleştirel saçmalığına bakın mesela.
gündeme gelelim biraz daha. laiklik meselesi.
şu hani herkesin içinde yara olup da "türban" derdine bir parti ye %47 oranında oy vermeleri.
- oğlum atatürk müslüman değildi bile lan, anamızın, bacımızın başına türbanı takmayı bile yasakladı.
bu türk milleti müslümanlıkla yüceldi buna kalıbımı bende basarım. ama ne zamanki din istismar edildi, yenilikler "dinsizlik" olarak adlandırılıp ülkeden kovuldu, işte o zaman düzen bozuldu. ileri görüşlülük ve tarihten ders alan bir atatürk laikliği getirdi bu ülkeye.
eleştir!
ancak, ilk önce onu anla!
ilk önce yaptıklarını öğren!
cemaat yurtlarından geçmeyen öğrenci var mıdır bilmiyorum ancak, bir yurt anısı ile entrymi bağlayacağım.
--
10 kasımda akşam namazını kılan bir arkadaş namazdan sonra salondaki çay keyfimizin üzerine gelir, o gün alınan bir gazetedeki atatürk posteri üzerine şu konuşma geçer.
- (posteri göstererek) hacı bu adam kim biliyor musun?
- atatürk ne olmuş?
- bugün bu adamın ölüm yıl dönümü..
- öylemi bilmiyordum ilgilenmiyorum da zaten.
- nasıl ilgilenmiyorsun !? bu adamın hayatını okudun mu hiç sen?
- hayır okumadım, okumak da istemem..
- o biraz önce kıldığın namaz var ya?
- ee?
- bu adam sayesinde o namazı rahat kılabiliyorsun haberin var mı?
- doğru aslında..
--
demem o ki; atatürk'ün eleştirilmesi gereken yönleri vardır elbette, bir insan her zaman doğru yapacak değil, ancak; yanlışlarından önce biz müslümanlığı bu adam sayesinde bu ülkede rahat yaşıyoruz, bunu bilip, onu anlayıp, ondan sonra konuşmak gerekir.
peygamber hakkında her şey söylenebilirken, atatürk hakkında hiçbir şey söyleyememektir. kimsenin hakaret ettiği veya buna niyetli olduğu yoktur; ama ortada kutsal diye bir şey kalmayacaksa, bütün tabular yıkılacaksa, "bazı tabulara dokunmayın" demenin de bir anlamı yoktur...
ikisini de eleştirmek çok saçma ve yararsızdır. ama şu var ki birileri çıkıp bir ülkede o ülkenin kurucusu için "atatürk'ü sevmiyorum", "ben atatürk'e hiçbir şey borçlu değilim" diyebiliyorsa o ülkede diktatörlükten bahsedilemez. ama aynı şeyi bir ateistin iran'da hz. muhammed için söylediğini düşünürsek diktatörlüğün ne anlama geldiğini daha iyi kavramış oluruz.
Pardon da islam peygamberinin neyini eleştirebiliyorsun, en ufak bir eleştiri yapsan, sen benim kutsalıma laf edemezsine geliyor iş, kaldı ki islam tarihinin ne kadarını öğretiyorlar, Beni Kurayza'dan haberi olan müslüman var mı ? yada kendisini eleştirdiği için öldürtüğü Esmâ bint Mervân'dan.
Atatürk'e gelince eleştiriyi geçtim adamın annesine varıncaya kadar ne hakaret edildi ve hala ediliyor.
Sırf adam alkol, sigara kullandı diye bile eleştirildi kimileri tarafından, alkol ve sigara tercihtir, insanlar tercihleri yüzünden eleştirilemez. sen yaptıkları işlere bak onları eleştir, eleştirebilecek kapasiten varsa.