vardır böyleleri.
vatan hainleridir. yüce insan dev kalpli kişi bu ülkeyi kurmak için o askerlere ölmeyi emretmiştir ve çoğu laik asker vefat etmiştir. bazı dinci gerici yobaz askerler ise ölmeyerek vatan hainliği yapmıştır.
Burada amaç ölmek değil ölmeyi de göz önünde bulunduracak şekilde savaşmaktır. Yani arkamda kalanlar ne yapar ne eder diye düşünmemektir. Çıkıp oraya aslanlar gibi çatışmak, varını yoğunu ortaya koymak, gerekirse bir düşman kurşunuyla şehit olmaktır. Bu ne büyük gururdur, onurdur, şereftir...
atatürk'ün ölmeyi emrettiği o askerlerin hiçbiri ölmemiştir. evet belki bedenleri savaş meydanlarında toprak altında kalmış olabilir ama ruhları bu bayrağın dalgalanmasından şeref duyulan her karış toprak üstünde yaşayacaktır.
öncelikle şunu belirtmek gerek: bir kez daha 6 yaşındaki çocuğun sözlüğe üye olup sınırlı mantık dünyasında vardığı her sonucu direkt olarak ifade etmesi sorunsalı ile karşı karşıyayız. (bkz: tanım sıçmak) (bkz: başlık sıçmak)
atatürk ölmeyi emrederken gidin körü körüne ölün hepiniz demek istememiştir. ölümüne savaşın demek istemiştir. sırf ölümüne savaşmanız bile bize zaman kazandıracaktır ve şuan taktiksel olarak bundan başka çare yoktur demek istemiştir.
başlığı açan şakirtimsi arkadaş
islamın "kafirleri bulduğunuz yerde acımadan öldürün" ilkesini ihlal
etmiş olacak ki, bunu şu anda hapiste olmamasından anlıyoruz, bu husus da
"kafir öldürünüz emrini teğet geçen şakirt" başlığı altında irdelenebilir.