emir timur olsun, babür şah olsun, baybars olsun, hüseyin baykara olsun bugün pek bilinmeyen, üstünde durulmayan, adı anılmayan ve hatta düşman/kötü/yıkıcı gösterilen türk başbuğları tek parti dönemi türkiye'sinin, özlenen ülkenin kahramanlarıydılar. bugün bu medeniyet yapıcı, sanat düşkünü, bireysel olarak da bir hayli entelektüel olan uluğ atalarımızın türk çocuklarının kalbindeki yerini II. abdülhamid, yavuz gibi elemanlar işgal ediyor. esasında tek parti döneminin kimleri örnek aldığı ile, şimdiki bizi yönetenlerin kimleri örnek aldığı bir düşünülür, tek parti dönemimiz ile şimdiki dönem arasındaki fark göz önüne alınırsa asıl büyük insanların hangi taraf olduğu daha iyi anlaşılacaktır.
ikisi de Bilge kağan, Kürşad, Fatih vb. gibi binlerce aklı selim, entelektüel, ileri görüşlü, bilge, harp sanatına adını yazmış derecede usta generaller, tarihin görüğü en büyük liderler.
Atatürk'ün ideolojisine, devlet ve Millet anlayışına bakılınca bire bir Büyük Timur imparatorluğu, Selçuklu, ilhanlı, Göktürk, Hun vb. Türk devlet ve millet anlayışını taşıdığı, modern Türkiyeyi de Göktürk imparatorluğuna çok benzer bir ideolojide ve yapıda kurduğu nettir.
Askeri stratejilerinde de bire bir Timur, Kürşad gibiler den esinlenerek bire bir Türk yöntemlerini kullandığı çok açıktır.
16 YY ortalarında sığır gibi yok yere amaçsızca II viyana kuşatmasını deneyen, üstelik Türk askeri geleneklerine hiç uymayan saçma sapan bir planla ve hazırlık aşaması ile Viyena'ya giderek sırf aptallık yüzünden yenilmiştir. Bütün bu süreçte de Türk atalarının aksine, savunma/vurma şeklinde savaş biçimine geçmiştir. Bu sayede iyice her savaşı kaybetmeye başlamıştır
Bundan güç alan Batı o günden itibaren (16. YY ortası) sürekli şekilde Osmanlı topraklarının tamamına sefer düzenlemiş, hızla toprakları almaya başlamış, en son Çanakkale'ye kadar dayanmış ama Atatürk orada da gene Ergenekon Efsanesindeki Bozkurt gibi birden ortaya çıkıp ta 166. YY dan bu yana geri çekilen ve sürekli savunmaya geçen Türk milletine her şeyin başlangıcı olan o taarruz emrini vererek tekrar binlerce yıl olduğu gibi tamamen taarruz ederek savaşmayı hatırlatmış bu sayede de zafer kazanmıştır!
Tabi bütün bu zafere rağmen Sevr anlaşması ile Türk topraklarının tamamı gene Hilafet tarafından itilaf devletlerine teslim edilmiştir.
Atatürk tıpkı Timur gibi düşmanı özellikle ta Anadolu'nun en içlerine (Kurt'un inine) kadar çekmiş, lojistik bütün bağını kesmiş, sonra da 2. bir taarruz emri ile savaş tarihinde emsali az görülür bir zafer kazanmıştır.
11 gün gibi bir sürede 180 Bin kişilik koca Türk ordusu 450 KM kadar yol kat etmiştir. Ki bu yolun her bir metresinde tarihin en kanlı savaşlarından biri verilmiştir!
Bugün dahi modern bir ordunun 11 gün gibi bir sürede 450 KM gibi bir yol alması çok çok zordur. Bu yapıldığında 19YY başları, motorlu taşıt yok denecek kadar azdı, at üstünde ve yürüyerek, koca topları kanılarla çekerek bu mesafeyi savaşarak almış ve Düşmanı Akdeniz'e dökmüşlerdir.
Atatürk batılı bütün savaş strateji eğitimlerinin bildiği gibi Hanibal, Timur gibi askeri dehalar ve benzerlerine dair bütün harp sanatı tarihinde çok bilgiliydi. Üstüne çok iyi bir matematikçi, geometri uzmanı olması ve cesareti ile zaten ihtiyacı olandan çok fazlasına sahipti.
Savaş hamlelerine bakılınca Timur, Hanibal vb. taktikler ve özellikle inanılmaz derecede Matematik/geometri kullandığı açık görülür.
Herkese ingiliz yazar Jaremy James'in "The Byerley Turk" (Türkçe ismi= Türk Atı) adlı romanını kesinlikle okumasını tavsiye ederim.
Kitap aslında ingiliz yarış atı diye bildiğimiz bütün thoroughbred yarış atlarının atası bir Türk savaş atından bahsetmektedir!
Kitapta ata verilen ismi ile Atların Kralı, Ateşin Oğlu = Azaraks'ın hikayesi! Hikaye 16 YY II. Viyana kuşatması döneminde (Spoliler: devamında ingiltere ve irlanda da bir sürü savaş) geçtiği için o dönemi de tamamen objektif olarak sanki olayların içindeymişcesine anlatıyor! Viyana kuşatması enden kaybedilmiş okurken düşününce net görülüyor!!!
Tarihi muhteşem anlattığı gibi çok duygusal bir kahramanlık öyküsü! Bir atın kahramanlık öyküsü olur mu? Türk Savaş Atı ise olur!!! Albay Byerley'nin Azaraks'ı 5 kişinin zor zapt ettiği, önüne geleni yıkıp en son Kralı yere yıktığında Azaraks için;"Bu at Kralların Atı Değil, Atların Kralı" denmesinin bir çok sebebi var!