CELAL BAYAR (1883-1985): Parlamenter, devlet adamı, Türkiye Cumhuriyeti'nin 3. Cumhurbaşkanı. CEVAT ABBAS GÜRER (1887-1943): Mustafa Kemal'in başyaveri. FALiH RIFKI ATAY (1894-1971): Gazeteci ve yazar. FETHi, ALi OKYAR (1880-1943): Devlet adamı ve Serbest Cumhuriyet Fırkası'nın kurucusu. FEVZi, MUSTAFA ÇAKMAK (1856 -1950): Asker ve siyaset adamı. HASAN RIZA SOYAK (1888-1970): Yönetici ve siyaset adamı. iSMET iNÖNÜ (1884-1973): Sakarya Meydan Savaşı ve Büyük Taarruz'dan sonra kazanılan zafer üzerine Mudanya Mütarekesi'nde Büyük Millet Meclisi'ni temsil etti. iZZETTiN ÇALIŞLAR (1882-1951): Asker, Kurtuluş Savaşı komutanlarından ve siyaset adamı. KAZIM KARABEKiR (1882-1948): Asker, Milli Mücadele kahramanlarından ve siyaset adamı. KAZIM ÖZALP (1880-1968): Devlet adamı. KILIÇ ALi (1888-1971): Asker ve siyaset adamı. MAZHAR MÜFiT KANSU (1873-1948): Siyaset adamı ve idareci. MUSTAFA CANTEKiN (1878-1955): Doktor ve siyaset adamı. MUSTAFA NECATi (1894-1929): Devlet adamı. MUZAFFER KILIÇ (1897-1959): Mustafa Kemal'in yaveri MÜFiT ÖZDEŞ (1874-1940): Asker ve siyaset adamı. YUNUS NADi ABALIOĞLU (1880-1945): Gazeteci. NURi MEHMET CONKER (1882-1937): Atatürk'ün çocukluk ve silah arkadaşıdır. REFET BELE(1881-1963): Birinci Dünya Savaşı'nda Filistin Cephesi'nde ikinci Gazze Muharebesi'nde başarı sağladı. RUŞEN EŞREF ÜNAYDIN (1892-1959): Mustafa Kemal Paşa'yı Türk basınında ilk defa tanıtmasıyla ünlüdür.
bugün bu topraklar üzerinde rahatça yaşıyorsak, nefes alabiliyorsak, ezan sesi duyabiliyorsak en büyük nedenleri olan bu insanlara sonsuz teşekkürü esirgememek her vatanseverin borcudur.
ağlamayacaksanız izleyin, veya benim gibi yapın çocuk gibi ağlayın. içiniz açılacaktır:
--spoiler--
anne dedesi keskin nişancı olarak sarıkamış'tan, baba dedesi ise doktor olarak gelibolu'dan sağ çıkan yazarı fazlasıyla ağlatmıştır.
--spoiler--
ismet inönü hariç olmak üzere her birinin ellerinden öpmek istediğim, en asil duyguların vücut bulmuş hali olan güruhtur. nur içinde yatın, rahat uyuyun!
anıları önünde saygıyla eğildiğimiz insanlar.
bazıları anlamak istemeseler de, bugün başka milletlerin kölesi değilsek, özgürce yaşayabiliyorsak, kendi bayrağımız ve devletimiz varsa, ibadetlerimizi gönül rahatlığıyla yapabiliyorsak atatürk ve silah arkadaşlarına çok şey borçluyuz demektir.
nur içinde yatsınlar.
gerçek anlamda asker ve vatanseverlerdir.
her biri memleketin ayrı bir köşesinde görevlerini en layık biçimiyle yerine getirmişlerdir.
atatürkün elinden ünvanı alındığında ve askerlik görevine son verildiğinde,yakalanma emri çıkarıldığında, erzurum da kazım karabekirin yanına gitmiş dışarda tüm askerler onu yakalamayı beklerken kazım karabekir ona tabii olduğunu ve atatürkü kendi komutanı olarak kabul etmiş ve kendiside kendi askerleriyle ona katılmıştır. orada yakalaması gerekirken esas görevinin hükümete değil halka olduğu bilincini kavramış ve milli mücadeleye katılmıştır.
aynı şekilde ismet paşanın gösterdiği başarılar, atatürkün fevzi çakmağa olan derin saygısı dolayısıyla kazım karabekirin yargılandığı mahkemede idam sehpasından geri çevirmesi ilişkilerini zedelemiş fakat silah arkadaşı oldukları gerçeğini değiştirmemiştir.
daha sonra yaşadıkları dönem şartları gereği acı olabilir, kazım karabekir atatürke kırgın olabilir, atatürk ismet paşaya kırgın olabilir fakat her biri zamanında bu ülke için gerçek anlamda liderler olmuşlardır.
türk genci ecdadını böyle bilmelidir.
maksat tapınmak değil değerini bilmektir.