atatürk ün türk milletinin kalbindeki sarsılmaz, tartışılamaz mevcudiyetini yıpratmak isteyen islamcı&komünist ittifak a.ş. nin büyük yalanlarından. birinci entry de adı geçen soner yalçın kişiside azılı marksisttir ve her kitabında atatürk e yahudi, mason iftiralarını inceden inceden sokar. aşağıdaki metin düşünemeyen beyinlerin kafasına dank eder belki;
''Doktor Mim Kemal'i öne katarak Meclis'teki Masonlar, toplu olarak Reisi Cumhur'a gitmişlerdi. Mim Kemal, Reisi Cumhur'a hitaben: "Efendim, biz maiyeti devletinizdeyiz fakat siz meşrik-i azamimiz olursanız biz pervane gibi etrafınızda dönüp dolaşırız." demiş. Reisi Cumhur,
"Peki bir şey soracağım, bana cevap verin de sonra. Siz Avrupa'da hangi locaya bağlısınız ve bağlı bulunduğunuz kişinin adı nedir?
"Biz Cenova'ya tabiiyiz ve reisimiz Barica Mişon cenaplarıdır." demişler. Bunun üzerine küplere binen Mustafa Kemal Paşa, onlara hitaben şu sözleri söyler:
"Haydi defolun buradan, cehennem olup gidin Yahudi uşakları. Benim milletim bana kahraman sıfatı verdi, ben sizin gibi bir çift Yahudiye uşak mı olacağım? Bu gece sabaha kadar Türkiye'deki bütün localarınızı kapatmadığınız takdirde yarın teşkil edeceğim Divan-ı Harbi Örfi ye hepinizi verir ve astırırım. Haydi defolun karşımdan!''
en başından beri bir pragmatist olduğu apaçık ortada olan atatürk askeri ve siyasi kariyeri boyunca pek çok kurumu, kişiyi hedeflerine ulaşmak için kullanmış, ve bunlardan bağımsız bir türkiye için engel teşkil edebilecekleri gözden çıkarmaktan çekinmemiştir, masonluk bunlardan biri olabilir veya olmayabilir, asıl düşüncesizlik demokrasinin bize kazandırdıklarını göz ardı edip, "aman atatürk bir zaman ittihatçıymış", "kadrosunda masonlar varmış" tarzı saçmalıklara takılmaktır, siyaset hiç bir zaman bir ilaç prospektüsü gibi "sabah bir devrim yapın", "akşam bir doz meclis açın" tarzı önceden belirlenmiş kurallardan oluşmaz, bazı hedeflere ulaşmak yetenek ve sezgi işidir, doğru zamanda doğru hareketleri yapmış ve "kazanmış" olan "nadir" liderlerden biri olan atatürk'ü bu şekilde yargılamak saçmalığın daniskasıdır, örnek olarak marxistler 150 senedir marx'ın "kehanet" ten başka şekilde nitelendirilemeyecek teorisinin gerçekleşmesi için hala beklemekle meşguller, biz ise önüne gelen fırsatları değerlendirmekten çekilmemiş bir devlet adamına sallamakla meşgulüz, en basitinden hilafetin kaldırılma meselesinde aklı başında hiç bir devlet adamı "din düşmanı" olduğu için böyle bir potansiyeli kaybetmek istemez, nitekim hilafet hemen kaldırılevermemiştir, ama açıkça görülebileceği üzere yükselen arap milliyetçiliği sonucunda bile ingilizlerin iddia ettiği gibi 1 milyar insana ulaşmak tamamen bir hayaldir ( aynı anda müslüman türk devletleri de sscb'nin işgaline maruz kalmakta ve bunu engelleyebilecek bir güç de bulunmamaktaydı, şiilerin zaten halifeyi takmadığını söylemeye gerek yok) bunların üstüne irtica genç cumhuriyet için bir tehlike halini almaya başladığında yapılacak en iyi şey halifeliği kaldırmaktı.
kendisiyle görüşen masonları azarlayarak kovduğu ve 33.dereceden masonluk teklifi bile reddederek mason localarını kapattığı bilindiği için cevabının olumlu olması pek mümkün görünmeyen soru.
insan bu durumda merak etmektedir, tekke ve zaviye yasağına karşı pek hassas duran bazı kesimler neden şu an tekke ve zaviyelere göre çok daha organize oluşumlar olan ve cemaatlerin aksine devlete karşı hareketlere girişmek konusunda pek bir aktif olabilecek bu locaların atatürk tarafından kapatılmış oldukları halde açık olmasına tepki göstermez?
Türkiye Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Locası Üstadı ve locanın resmi yayın organı Tesviye Dergisi'nin editörü Celil Layiktez tarafından konuya ilişkin bir makale yayınlanmıştır. buna göre;
--spoiler--
"Karargah subayı Mustafa Kemal'in ise mason olup olmadığı kesin olarak bilinmiyor. Ama subayların içinde, masonların sayısı çok fazlaydı. Selanik'teki Hareket Ordusu'nu organize eden ittihat ve Terakki, Emmanuel Karasu'nun başkanı olduğu locada organize oluyorlardı. Hatta o kadar çok subay var ki, bir kısım subay er üniformasıyla hareket ordusuna katıldı. Mustafa Kemal'in mason olup olmadığı ise kesin olarak bilinmiyor."
--spoiler--
1-) "siz bir mason olsanız ve bu konu ile ilgili bir makale yazsanız atatürk mason olsa bu satırları kullanır mısınız?"
kullanmak zerde kazanı gibi göt ister. kullanamazsınız bu ifadeyi. bu ülkenin doğusundan batısına, güneyinden kuzeyine, her köşesinde mutlaka sizi çiğ çiğ yemeye gönüllü insanımız şükür mevcuttur.
2-) peki siz bu şartlar altında; "atatürk mason değildir iddialarını çürütecek bir yazı yazsanız, hangi yolu tercih eder, hangi ifadeleri kullanırsınız?
tam da bu alıntıdaki tarzı benimser ve değildir diyenlere "ben bu ülkenin mason locasıyım ve "Mustafa Kemal'in mason olup olmadığı ise kesin olarak bilinmiyor" dersiniz. böylece zihinler bulanıklaşır, atatürk masondu diyenlere yol açar, değildir diyenlere de "acaba atatürk mason olabilir mi?" sorusunu en az bir defa sordurursunuz.
üstelik bu herzeyi de "mason localarının kapatılması emrini veren atatürk'tür" bilgisini de hiçe sayarak yersiniz.
olsa bile gene de ''tarihsellik'' işin içine girer. bilindiği gib ii abdülhamit'in kardeşi olan v.murad'da masondur. o dönemde masonluğun merkezi doğu fransa idi, buna bağlı olarak da osmanlı da ''doğu birliği mason locası'' bulunmaktadır.[büyük doğu olarak da bilinir]ve bunların üyeleri arasında ik üç tane de din adamı bulunmaktadır ve üçte biri müslümandır. ama ''mason'' kavramı o dönemde[osmanlı içinde] daha farklıydı tabi ki. özellikle osmanlıdaki reformlar bu localar bir takım roller oynamışlardır. bürokrasi ve ordu ile de sıkı ilişkiler iersindedirler. ve reformların ilk başladığı yerler de kışlalar olmuşlardır. son olarak da osmanlıdaki localar batıdaki gibi ideolojik rol oynamamışlardır.
bu tür spekülasyonlar masonlar tarafından çıkarılmış kasıtlı bir yalandır. amaç her büyük düşünür, dahi gibi ileri zekalı kişilerin sadece masonlar içinden çıktığını göstermeye çalışmak ve masonluğu yaymaya çalışmaktır. atatürk'ü de kullanarak bazı kesimin atatürkten daha fazla soğumasını, atatürk'ü sevenlerin de sempati duymasını sağlamaktır.