birinde ülkenin her karış topragı canları pahasına korunup sahip çıkılmış.
diğerinde para uğruna satılıyor.
biri birlik ve beraberlik içinde olan türkiye olmuş dil din ırk ayrımı yapılmamış.
rte'in bu konudaki tutumu belli.
biri kurucu.
diğeri yiyici.
karşılaştırmayı yapmak bile saçmalıktır.
biri dersimde 50.000 kişiyi öldürmüştür (hangisi söylemiyorum dikkatinizi çekerim)
islamı ayaklar altına almış,
bir gecede tüm ülkeyi cahil bırakmış,
sadece kafasındaki sarıktan ötürü onlarca insanı katletmiş,
kutsal kitaplara ''gökten indiği varsayılan kitaplar'' deme cüretini göstermiş,
ırkçılık yapmış, ülkedeki her insanı türk kabul etmiş,
bin yıllık tarihini inkar edip islam öncesi pagan döneme methiyeler düzmüş,
ateist,
mason,
ibrani kökenli,
totaliter,
istanbul işgali sırasında ingiliz casusluğu yapan bir kişiliktir.
Diğeri... diğerini ben anlatmayayım, diktatörlüğe ve demir yumruğa lanet eden mısırlı gençler size kim olduğunu anlatsın...
atatürk’ün getirdiği çağdaş anlayışın günümüz gençliğinde yaygın olduğunu, atatürk’ün çabalarında haklı çıktığını görebilir miyiz? maalesef. türk genci son yapılan araştırmalara göre dini önder olarak gören, polat alemdar’ı idol alan, milliyetçi muhfazakar bir yapıya sahip. üniversitelerde türbanın yolları aranıyor. üniversite gibi bilimin beşiği olması gereken yerler bile türban karşısında, inanç karşısında diz çökmeye başlıyor. atatürk’ün cumhuriyeti emanet ettiği gençler, cumhuriyet, laiklik, bağımsız bilim gibi kavramların başını beklemektense, yurt dışında yaşamak için fırsat kolluyor.
peki, o zamanın öğretmenleri şimdi ne halde? tüm fakülteler içinde en çok aşiretlerin, tarikatların el attığı fakülteler eğitim fakülteleri oldu. içinde en çok türbanlı yetiştiren fakülteler öğretmen yetiştirenler oldu. hayatta en hakiki yol göstericinin bilim olduğunun ifade edildiği bu coğrafyada inanca saygı adı altında inanç her şeyi ve her yeri ele geçirdi. buna en çok alet olanlar da eğitimciler oldu. atatürk’ün 1924’te göğsünü kabartan öğretmenler türbanlarıyla okullarda öğretmenlik yapmanın yollarını aramaya başladı. öğretmenlik, dersanecilik, özel okullar, tarikatlara adam toplamak için araç oldu.
ülkede anayasayla korunan atatürkçülük de içi boşaltılıp yok ediliyor. atatürk artık sadece büstlerde yer alan bir savaş kahramanı. aydınlanma adına yaptıkları tasvip edilmiyor. “rakı sofrasında devrim yapması” eleştiriliyor. sigara içmesi gençlere kötü örnek olacak diye eleştiriliyor. ama şeyhlerin, tarikatların yediği herzeler kötü örnek değil. milliyetçi muhafazakar sinirli gençlerin adam öldürmesi kötü örnek değil.
son sözüm şudur ki atatürk öylesine dinleştirildi ki artık onun ne söylediğini anlamaya anlatmaya mecalimiz yok. herkes otomatikman atatürkçü. recep tayyip erdoğan da atatürkçü, tarikat okullarının öğretmenleri de. bu adamlar atatürkçüyse, onun söylediklerine inanan bunca insan neci? bilimin tek önder olması gerektiğine ve yakından takip edilmesi gerektiğine inanan bunca bilim adamı neci? öğrencilerine demokrasi, laiklik, bilimsel analitik düşünce aşılayan, çağdaş medeniyet seviyesine çıkılması gerektiğine inanan bunca öğretmen neci?
Atatürkün Türkiyesinde saygı vardı sevgi vardı anlayış vardı hoş görü vardı yalan üçkağıt yoktu, şeref vardı haysiyet vardı, ama recep tayyip erdoğan Türkiyesinde yalan üçkağıt alavere dalavere adaletsizlik kalleşlik şahsiyetsizlik aldı başını gitti gerçi şimdi cumhuriyet halk partisi iktidara geçerse bir şey değişmeyecek sonuçta cumhuriyet halk partisi şu an Atamızın kurduğu Atamıza yakışır bir parti değil.
ikisi de sonuçta türkiye'dir. türban neden yasak olsun ve inanç neden atatürkçülüğe zıt olsun ki. bir müslüman inancının her yere yayılmasını isteyebilir ve bu gayet doğal bir şey.
biri "beyni sulanmış hafızlar" deyip medrese kaçkını - sözde ilâhiyatçı prof. dr. - şemseddin günaltay'a islam tarihi kısmını yazdırıp, yaverine sahte deli raporu aldırmıştır. karısını öldürdüğü halde.
ve en yakın dostunun evini bastırıp vesika ve kitaplarını yaktırıp, kendisine mecliste muhalif olan ali şükrü bey'i ortadan kaybettiren, 929'da ekonomik krizle halkı aç bırakıp öğretmen maaşlarının 3-5 ay geciktiği adamın türkiyesi.
biri de hafızlara, türbanlılara özgürlük verip 28 şubat karanlığından kurtaran, ekonomik krizlere rağmen elinden geleni yapıp amerika'ya ve kemalist zihniyete boyun eğmeyen, basın ve yayın özgürlüğü sağlayan, öğretmen maaşlarını geciktirmeyen adamın türkiyesi.
Hangi kansız açtı lan bu başlığı? Katil oğluna çürük aldırıp, pan oğluna bedelli yaptıran, "Türk'üm" diyemeyen sahte diplomasız (evet öyle) Yahudi Cesaret Madalyalı BOP Eşbaşkanı ile kıyaslanacak adam mıdır Atatürk; be hey aklına sokum verdiklerim!
iki dönem de kominikler için ideal bir dönem değildir hiç şüphesiz.. Sonrasında iki dönemde de belli bir ideoloji merkezinde toplum mühendisliği yapıldığı ya da yapılmaya çalışıldığı görülmekte. Biri seküler milliyetçi ve yüzünü Batı'ya dönen bir Türk gençliği yetiştirmek için kolları sıvarken diğeri de dindar kindar nesil yetiştirmek için her yere imam hatip dikip Atatürk döneminin zıddı olarak dini merkeze almıştır. Bundan başka Atatürk türkiyesi dış politikada Ortadoğu ile pek ilgilenmez iken RTE türkiyesi ise yıllardır Ortadoğu'da söz sahibi olmaya çalışmakta ve Ortadoğu'da bizi ilgilendirmeyen en küçük konuya bile dahil olmaktadır. Kısacası neo Osmanlıcılık gütmektedir. Güya yıllar önce Emevi Camii'nde namaz kılacaktık falan filan. Bundan başka iki dönemde de yasaklar ve kapatmalara rastlamak bolca mümkündür yani Atatürk dönemi de pek demokratik değildir. O dönemde de muhalifler rahatça yazıp çizememiş, Takrir-i sükun kanunu ve istiklal mahkemeleri gibi vasıtalarla sesleri kesilip hizaya getirilmeye çalışılmıştır. iki dönemin de iyisi kötüsü vardır kısaca.
--spoiler--
biri de hafızlara, türbanlılara özgürlük verip 28 şubat karanlığından kurtaran, ekonomik krizlere rağmen elinden geleni yapıp amerika'ya ve kemalist zihniyete boyun eğmeyen, basın ve yayın özgürlüğü sağlayan, öğretmen maaşlarını geciktirmeyen adamın türkiyesi.
--spoiler--
yani diyorsunuz ki dinciler her yerde cirit atmaya başladı ve sizin saltanatınızda yenilen pislikler çok hoşunuza gidiyor.
türbanlılara özgürlüğü, kabataş'ta türbanlı bacılarımın üzerine işediler diyerek mi verdi senin çok dindar masum rte? türbanlılar zaten özgürdü. ulan din yasak olsa kuran okuyacak cesareti bile bulamazdınız. din gibi akıl dışı bir şeyin siyasetten uzak tutulması insanların yararına olsa da siz hala din denen felaketten başka bir sik getirmeyen masallara tutunmakta kararlısınız.
amerika'ya boyun eğmiyormuş puhauahauahhauaha. rte o yüzden rahip brunson'u şak diye abd'ye verdi değil mi? osur osur ipe diz.
hey çomar! sağlığın için a haber izlemeyi azaltmalısın.
1920-1930 lar ile 2002 ve sonrasını karşılaştıracak kadar akıl yoksunu olan malum parti sempatizanının versusudur. bir tanesi "işgal"den çıkmış ordusu dağıtılmış halk ile mücadele vererek yüzbinlerce şehit ile yeni kurulan bir ülke diğeri cumhuriyetin kazanımları üzerine oturmuş ve 80 yıl sonrasındaki türkiye.
o beğenmedikleri atatürk olmasa bu taptıkları adamlar siyaset nedir iktidar nedir bilemeyecekti. 22 senede atatürkün miras bıraktığı her şeyi sata sata bu sürünün gözünü boyadılar. elde satacak bir şey kalmayınca da işte son 5 senedeki hale geldik. ekonomik krizler dış politikadaki rezillikler parasızlık. yolsuzluk yapa yapa zimmetlerine para geçire geçire elde avuçta hiçbir şey kalmadı. üretim tamamen bitti hayvancılık bitti tarım bitti sanayi yerlerde sürünüyor ülkede milyonlarca sığınmacı adı altında işgalci var..
Türkiye önce sopayla terbiye edilmeye çalışıldı. Ona mustafa kemal dur dedi. Şimdi ise parayla terbiye edilmeye çalışılıyor. Ona da recep tayyip erdoğan dur diyor. Her ikisinin de belli alanlarda özgünlükleri ve yaptığı çok iyi işler vardır. Hangisi daha büyüktür derseniz inanca vurulan kilidi çözüp vicdanları hür bırakan recep tayyip erdoğan daha büyüktür.