Atatürk Samsun'a gitti biz de buna dans edip eğleniyoruz şeklinde kafa yapısına sahip birine açıklama bile yapılmasına gerek duyulmayacak başlıktır. O zaten anlatsanız da anlamaz milli mücadele nedir. Boşverin onu.
lise gençliğine farklı okullardan kızlarla tanışma olanağı sağlayan yorucu, güneş altında kavurucu, ne yaptığını bimez pervasızca hareketlerle bezenmiş hezeyan ifadesidir. Ben bu faaliyetlerde çoğu zaman şu soruyu sormuşumdur kendime benim burda ne işim var bu nasıl bi elbisedir kardeşimm....işin aslı saçmaydı be sazlı sözlü kutlamlarda genççllik ve spor namına türk gençliği köçek edilmemeli...
insanlar belli şeyleri (şiir, yazı, hatıra v.b.) yıllar sonrasını sezerek yazar ve gelecek nesilleri hayretler içerisinde bırakırmış. Bu konuda aynı kulvarda iki isim var unutulmazlardan biri Ömer Hayyam diğeri Neyzen Tevfik
Bakın bu konuda Neyzen Tevfik neler söylüyor yıllar öncesinden:
Be Hey Dürzü
Ne ararsın Allah ile aramda!...
Sen kimsin ki orucumu sorarsın?
Hakikaten gözün yoksa haramda
Başı açığa niye türban sorarsın?
Rakı, şarap içiyorsam sana ne.
Yoksa sana bir zararım, içerim.
ikimiz de gelsek kildan köprüye,
Ben dürüstsem sarhoşken de geçerim
Bir milletin kurtuluşunun başlangıcını kutlaması saçma değil gerekliliktir. Ancak yıllar boyu ülkemizde egemen olan militarist görüşler yüzünden kutlama adını verdiğimiz bu törenler kutlama olmaktan çıkmış bir çeşit askeri ritüel halini almıştı. Bu durumda en çok başından beri bu tür milliyetçi, halkın benliğini kazanabileceği birlikte olabileceği organizsyonlara karşı olanlar için bulunmaz bir fırsat oluşturdu. Ve sonunda da eline bu fırsatı geçirenller uygun zamanda bunu da aradan çıkarttılar. Olay kaba saba bir benzetme ile kapıyı açık unutan kişinin evinin soyulması gibidir. Bizler kapıyı açık bıraktık hırsızlar da girdi. Başından beri bu kutlamaları sokağa döksek? Yakup kadrinin* bahsettiği gibi ayaklarımız şişene kadar sokaklarda yürüsek? Evimize bir zaferi tekrar yaşamanın bilinci ve çoşkusu ile dönsek? Ne gerek vardı bu kutlamaları dört duvarlı stadyumlara sokmaya? Yakup kadrileştik, düş görüyoruz. Birileri kendi gerçeğini yaşıyor.
milli mücadelenin başladığı tarih olarak bilinen 19 mayıs'ı her yıl anmak; bazı dini duygulardan geçinen atatürk ve türk düşmanlarını kızdırması dolayısıyla yavaş yavaş kaldırılmaya çalışılmaktadır. atatürk samsuna çıkmasaydı, halkı örgütlemek için bu ilk adımı atmasaydı, şuan ingiliz ve fransız götü yalayacak ve halifem de halifem diye tutturacak olan yobaz beyinler bu kadar özgür bir biçimde akıllarına gelen her saçmalığı başlık olarak açamayacaklardı belki de. bu tip düşünme yoksunu türk gençliği, kimlerin hangi oyunlarına geldiğinin farkında değildir. minnet ve vefa duyması gereken; dünyanın hayran olduğu, imrendiği bir lideri, hem de kendi liderini, saygıyla anmak yerine dil uzatma cüretine sahipse, bunu yine o büyük lidere ve onun kurduğu bu hoşgörü cumhuriyetine borçludur. amaç dans etmek değil o günü kutlamak, unutturmamaktır. milli bayramlarımızı ve bağımsızlık savaşımızı hatırlatan bu özel günleri kaldırmak o ülke gençliğinin tarihini hiçe saymasına, hangi zorluklarla bu günlere gelindiğini bilmemesine sebep olur. ki o büyük lider, güzel insan bile doğum gününü soranlara "19 mayıs" cevabını veriyorsa, varın siz karar verin bu bayramın önemine. atatürk'ün cumhuriyeti emanet ettiği bu gençliğin hâli, tavrı ve düşünceleri böyle oldukça, mezarında dâhi rahat edemeyeceği aşikardır. emin olun sizin için allah'a çok dua ediyorum, akıl ve fikir eksiğinizi gidermesi için..
içinden geçenleri erkekçe çıkıp dile getiremeyenlerin yani 19 mayısa küfredemeyenlerin dolaylı yoldan kinlerini kusma halidir.burada kurban dans etmek fiili oluyor.
atatürk samsuna gitti diye stadlarda dans etmek, atatürke hakareti dini bir vecibe olarak görmekten çok daha anlaşılır bir olaydır. bu gün de atatürke hakaret ettim acaba kaç sevab kazandım diyen arkadaşlar, bilin ki öyle olmuyor bu işler.
samsuna tütün içmek için çıkmadığını bir de osmanlı devletinin avpupa ülkelirince pay edilmek üzere olduğunu göz önünde bulundurursak ve bunun girişimin türkiye cumhuriyetinin kurulması için atılan ilk adımlardan biri olduğunu gözden kaçırmazsak bunun için dans edilir. yeni yıl geldi diye kırmızı don giyen insanlarla kıyaslandığında 19 mayıs kutlamalarında dans etmek bana daha mantıklı geliyor. hem bunu sadece dans etmek olarak görmemek gerekir. bir çok gencin bir ve beraber hareket etmesi, ülkenin kurtuluşunu anmak ve ulu önder M.Kemal ATATÜRK'ü yad etmek adına yapıldığını idrak edersek bu kutlamaların ne kadar özel bir anlam taşıdığını anlamış oluruz diye düşünüyorum.
hiçbir zaman yapılmamış eylemdir. çünkü biz atatürk samsuna gitti diye değil, kurtuluş savaşımızın başlangıcı olarak 19 mayısı kabul ettiğimiz için statlarda kutlamalar yapıyoruz. böyle bir olayı "adam samsuna gitmiş neyi kutluyoruz" şeklinde düşünmek abesle iştigaldir, kınanması gerekir.
işi gücü olmayan yiyip içip gezmek ve her saat başı atatürk demek dışında bir icraatı olmayan kemalistlerin hobisiydi, ellerinden alındığı için ağlıyorlar durduramıyoruz.
şimdi başlığın dans kısmını bilemeyeceğim de, atatürk samsun'a tatile gitmiş bir hava oluşmuş başlıkta. samsun'a muhabbete gitmedi, anadolu sathına yayılan mücadeleye liderlik etmeye gitti. bunu hatırdan çıkarmayalım.
Olayı sadece görünen olarak ele alırsanız söyleyeceğiniz söz budur.
"Atatürk Samsun'a gitti diye..."
Atatürk Samsun'a gidince ne oldu? işte bunu anlamak mesele.
Milli Mücadelenin resmi başlama tarihi olarak bilinir. Kongreler, ciddi kararlar herşeyin başlangıcı, Samsun'a gidiştir.
Çook derine inerdim ama, bu kadar basit bir kısmını dahi anlamayıp "gitti" diye basit bir yüklemle nitelendirenlerin anlamayacağı ortada.