Atatürk Orman Çiftliği arazisinden 1 milyon metrekare daha imara açıldı
--spoiler-- Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Ankara Şubesi, Atatürk Orman Çiftliği’nde (AOÇ) yeni plan değişiklikleri ile son 2 ay içinde bir milyon metrekare arazinin daha imara açıldığını bildirdi. Oda Başkanı Tezcan Karakuş Candan “AOÇ kanunsuzca talan ediliyor. Plan değişikliklerini yargıya taşıyoruz” dedi. https://tr.sputniknews.co...rekare-daha-imara-acildi/
--spoiler--
Türkiye Cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder Mustafa Kemal Ataturk'un Ankarada uzun uğraşlar sonrasında yeşilendirip büyük orman yaratmıştır ve Atatürk Orman Ciftliği adını aldı bugün tarihler 2017'yi gösteriyor ve o orman çiftliğin 37 bin metrekarelik alan abd çapulcularına satılıyor senin ata yadigarı çiftligi üç beş abd çapulcusu satın alicak uzun lafı kısası aklınızı başınıza alın Mustafa Kemal Atatürk'ün bize emanet ettiği yeşillik ormana sahip çıkalım!!!!
Geçen gün yaptığım bir araştırmada "Atatürk Orman Çiftliği" ile alakalı şu bulgular dikkatimi çekti:
ilk biyodizel kullanım çalışmaları bu çiftlikte yapılmaya çalışılmış. "Tarım Traktörlerinde Bitkisel Yağların Yakıt Olarak Kullanımı"
Dünyada her geçen yıl giderek artan biyoyakıt teknolojisinin, Atatürk'ün talimatı ile 76 yıl önce Atatürk Orman Çiftliği'nde üretilerek kullanıldığı ortaya çıktı. Devlet Planlama Teşkilatı uzmanlarından Emrah Hatunoğlu'' nun hazırladığı "Biyoyakıt Teknolojilerinin Tarım Sektörüne Etkileri" tez, "çağın yakıtı" olarak tanınan biyoenerji türevlerinin Türkiye'deki geçmişine ilişkin ilginç bir detayı gün yüzüne çıkardı. Gelişmiş ülkelerde bile geçmişi 20-30 yılı ancak bulan biyoyakıtlarla ilgili, Türkiye'nin 1930'lu yıllarda raporlar hazırlayıp, üretime geçtiği tezde yer alan arşiv belgeleriyle kanıtlandı. Belgelere göre dünyadaki biyoyakıt teknolojisinin ilk örneği Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'na bağlı Atatürk Orman Çiftliği bünyesinde geliştirildi. 1934'ten itibaren bugünkü adıyla biyodizel üretiminin çiftlikte kullanıldığı kaydedilen tezde, "Atatürk'ün de talimatıyla dönemin milletvekilleri ve ilgili kurumların yetkililerinin 1934 yılında imzaladığı belge, Türkiye'de biyoyakıtlara ilişkin ilk resmi belge olması açısından önemlidir. Belge, çiftlikte 'Bitkisel Yağların Tarım Traktörlerinde Kullanımı' isimli çalışmanın devletçe başlatıldığını gösteriyor. Çalışma ile, çiftlikte tarımsal üretimde faaliyet gösteren traktörlerde bitkisel yağların yakıt olarak kullanımı sağlanmıştır. Böylece, o zamanki adı bitkisel yağ da olsa, biyodizelin araç motorlarında kullanımı gerçekleştirilmiştir" (Kaynak: Orkun TEKE)
atatürk orman çiftliği... atatürk'ün türk milletine mirası idi... vasiyetinde de vardır...
atatürk henüz hayattayken çok ağır eleştirldi, olmaz dediler, burası çorak arazi buradan verim alınamaz dediler. atatürk ne yaptı? dinlemedi buraya bu yapılacak dedi. bir sürü çaba bir sürü uğraş sonunda o verimsiz denilen arazide çiftlik yükseldi, gürbüzleşti, verimsiz ve çorak denilen toprak bereket kustu bildiğin. olayın teferruatı internette mevcut çok yüzeysel yazdım. köşe yazarlarının da konuya dair geniş kapsamlı yazıları var. merak eden araştırıp okuyabilir.
demem o ki; onlarca yıldır devrimleri inkar edilen, ön görüleri bir bir çıkan türk milletinin yobazlığın tüm karanlığında el feneri olan ve yol gösteren atatürk'ün müthiş ön görüleri sayesinde var olmuştu çiftlik. ve aynı atatürk türk milletine miras bırakmıştı.
azıcık haysiyeti, azıcık kalbi, azıcık beyni olan bu rezalatten acı duyar arkadaşlar. burası kurak Ankara'nın elle oluşturulan en büyük yeşil alanı. buradan yüzlerce insanın emeği ve alın teri var. şehirlerimizin durumu malum, kat kat beton ve daracık sokaklardan oluşuyor çoğusu. insanların azıcık yeşilliğe ihtiyacı var. çocukların toprağa basacak yeri yok yahu, daracık sokaklarda sıkışmak mı çocukların kaderi?
ama bu peşkeşi sadece AKP'ye de yıkmak olmaz, çiftlik yıllarca tüm iktidarların gözü önünde bitirildi. içinden yol geçirildi, ordu evi yapıldı, otel inşaatlarına göz yumuldu. kimse sahip çıkmadı, kimse kimseyi kandırmasın. ve tabi akp gelip son ve en büyük darbeyi indirdi. bir köşesinde Melih'in abuk demir yığınları, öteki köşesinde Aksaray denen ucube. ve bunların hepsi kanuna ve hukuka aykırı yapıldı.
ses çıkarmayan, direnmeyen, bana ne diyen her ankaralı mesuldür.