ibrahim tatlıses'in sadece esastan değil usülden de göçtüğü laftır. bir kere tatlıses'in ve onun gibilerin tezlerine göre şanlıurfa fransız egemenliğinde bir yer olacağından, sweetvoice değil tatlıses'in fransızcası olacaktır. (şimdi bakıp yazmaya üşendim mi, evet?)
nedense sonunda kendisine karşı küçültücü imalar taşıyan yorumlar yazılmasına neden olan sözdür. bombalı saldırıdan sonra eğlence programına devam ederek insanları kendisine karşı tepkili olmaya yöneltmiş olması buna neden olmuş olabilir.
aslinda gayet destek bulan bir oneridir bu, ".. baban kimdi bilemezdin şerrrefsiz" turunden balig ifadelerde de gordugumuz uzere ulkemizde ataturk olmasaydi turklugun ortadan kalkacagina inanan ciddi bir kitle var. gercekten oyle mi olurdu, bir sey soylemek spekulasyon olur. ama turklerin cogunlukta oldugu ama ataturk turkiyesinin degil manda yonetiminde yasayan bir yer var ornegin, oraya bakarak bir hukum verebiliriz.
hatay 1925-36 yillari arasinda fransiz mandasinda kaldi, sonra da bir yil bagimsiz oldu ve anavatana katildi. turkiye manda ve himaye altinda kalsa, hatta isgal edilmis olsaydi bile en gec 2. dunya savasi sonrasi dekolonizasyon surecinde bagimsiz olurdu, yani hatay yeterince iyi bir ornek. peki 10 kusur yil fransiz mandasi altinda yasayan bu ilimizde; jean pierre'lerden, françoise'lerden, jacques'lardan geçilmiyor da biz mi bilmiyoruz.. kurtulus savasini dramatize etmek icin boyle abukluklara basvurmaya gerek yok, kendi haqlinde de gayet onemli bir savastir.
atatürk olmayaydı adımız agop olurdu yok efendim marki olurdu diye büyütülen nesillere verilen sikindirik eğitim sistemi irdelenmeden , resmi ideolojinin kafası paramparça edilip halkın zihnini hamasetle şişirmekten başka işe yaramayan bu motto kemalizmi 'nin köküne kibrit suyu dökülmedikten sonra ipo çıkmış tribünlere oynamış ne farkeder ?
mevzuya tatlıses'in ingilizcesi diye yaklaşmak televole yaklaşımıdır. koy onun götüne gitsin. başka diyecek şeyler görebiliyor musun bu önemli. sen ibonun aksanını, yabancı lisanını eleştirip onla daşşak geçiyorsun da o'nun dediklerini nesiller boyu diyenler gibi sen de sanki demedin ? sanki mustafa kemal senin baban, senin deden olmadı? sanki sana sınıfın duvarında yüksek bir yerden hiç bakmadı ?
tatlıses kucağına oturtacağı kızları düşünür , tatlıses cebini daha çok nasıl dolduracağını hesap eder, şark kafalı klasik bir şehir ağası, ahlaksız bir tüccardır. bunu zaten biliyoruz da sen kendini bir çimdikle bakalım uyanacağın kaç kabus var onu idrak et !
"benim anam kürt babam arap" diyen ve de belirttiği durumda olan tatlıses'in mantıken "arkadaş o zaman benim soyadım neden tatlıses?" sorusu yerine sarfettiği cümleymiş efendim. bin anlamsız tarafına bu taraf da eklenerek, anlamsızı binbir yapmış. hayır madem isim orijinine o kadar önem veriyorsun, kendi anadilinde ya da aidiyetinde bir isim istiyorsun, o zaman ilkin "tatlıses"i sorgulaman gerekmez mi? kürtçe ve ya arapça'da "tatlıses" diye bir şey var mı? anladık atatürk'ü seviyorsun, yere göğe sığdıramıyorsun, peki bir "atatürk büyük adam falan filan da ben neden kendi dilimde isim alamıyorum? neden bunu sağlamamış?" demek daha mı ilginç olurdu?
şimdi de biraz empati kurmayı deneyeceğim. adım özgür. kendi dilimde bir isim değil, 1984'te kendi anadilimde isim almak yasaktı, ceza gerekçesiydi, ısrar edenler hapis yatıyordu... bu durumda, benim "adım özgür değil de free olacaktı" gibi bir kabus yaşamam mı gerekiyor?
tüm bunları da geçtik. elbette bir insanın, inkar edilen, baskı altına alınan bir şeyi varsa savunması normaldir. bulgaristan'da türklere zorla bulgar ismi veriliyorsa, bu zorunlu durumdan ötürü, belki de sırf bu zorunlu durumdan ötürü hepimiz itiraz edelim falan filan. Ancak burada durum farklı. Beynimize süreki pompalanan bir "borçuluk" narkozu var. Başımıza sürekli kakılan "ulan bakın sizi çok yüce bir konuma getirdik. Ya Arap olsaydınız?" gibisinden bir durum var burada. Sorarım şimdi, başka kimliklere ve dillere olan nefret de neyin nesi? Neden "hepimiz Ermeniyiz" sloganı ya da mazallah ismimizin "abraham" olma olasılığı bu denli içimizi korkutur? Ve sevgili seyirciler, bu yaptığımıza ırkçılık denilemez mi?