ogün deli'nin "akis kitap" tan çıkardığı kitabında bu konulardan bahsetmektedir. şöyleki:
atatürk gerçekten sirozdan mı öldü?
yoksa bir cinayete, tıbbi yollarla hazırlanan bir yok etme planına mı kurban gitti?
türkiye cumhuriyeti'nin kurucusu atatürk, çevresini saran suikast planlarından habersiz, olabileceklere karşı tedbirsiz miydi?
atatürk'ün gerçek hastalığı neydi?
uygulanan yanlış tedavi, kullanılan ilaçlar ve yan tesirlerinin sorumluları kim?
atatürk'ü öldürmek niçin sordu?
atatürk'ü öldürmek için uluslararası organize olmuş, sistemli ve gizemli bir organizasyon nasıl oluşturuldu?
atatürk'ün türkçe din fikrinin gerçek yüzünü biliyormuyuz?
gerçek bir dindar olarak atatürk'ü nasıl tanımlamak gerek?
yahudilerin cumhuriyet dönemindeki lobicilik faaliyetleri nelerdi?
kimse atatürk kadar güzel allah diyemez sözleri kime ait?
bunun gibi sorulara cevap verilerek yazılmış bir kitaptır.
atatürk adının, kendine inanmayanlar veya sadece bir isim uğruna koşup da ne dediğini düşünmeyen insanlar tarafından kullanılmasıyla öldürüldü aslında. öldürülüyor da...
saat dokuzu bes gece
atam dolma bahcede
gözlerini kapamiş butun dünya aglamiş
doktor doktor baksana
lambalari yaksana
uzun uzun uzun kavaklar
dökülüyor yapraklar
ben atama doymadim doysun kara topraklar
iş bu şiiri bir eziyet gibi ezberleten düsünce öldürmüştür. vicdan azabi gibi bir şiir bu be, insani herşeyden sogutur.
diyelimki sükast. ve diyelimki iddia edildiği gibi altından ingilizler çıktı.
ne geçicek elimize.
yapılacak bir şey ve bu yapılacakları yapacak bir gücümüz varsa,
ingilizlere karşı okadar çok yapacak işimiz var ki.
istanbula giren, kadınlara tecavüz eden, çocukları kesen ingilizler değil mi.
Hadi yap bakalım ne yapıryosun, görelim.
-ama öyle deme ben landındayken ...
diye konuşuluyor bu aralar. şimdi bu moda.