atatürk kürt olsaydı

entry13 galeri0
    1.
  1. '' yine de bu kadar sevilir miydi ? '' diye düşündüğüm durumdur.
    1 ...
  2. 2.
  3. 3.
  4. 4.
  5. türk kürt demeden bütün türk milletini bir çatı altında toplamıştır, vatanı dağılmaktan kurtarmıştır. vatanı düşmanlardan kurtaran herkes sevilir.

    ulusal kurtuluş mücadelesine kürt, türk , yaşlı, çocuk, kadın demeden tüm türk milleti savaşa katılmıştır. şimdi o mücadeleyi veren kürt sevilmez mi?
    2 ...
  6. 4.
  7. Belki de çok iyi olurdu. Yok efendim etnik kökene bakilmazmis, yaptıklarına bakılırmış. Bırakın bu martavallari, Kemal kurt olsaydı, türklerle kürtler şimdiye 74 defa savasmislarsi.
    2 ...
  8. 5.
  9. alman olsaydı:
    "almanlıktan aldığım zevki başka hiç birşeyden almıyorum, bir de bilardo var ama yok lan almanlık daha iyi"
    dermiydi gibi saçma sapan bir sorudur.
    0 ...
  10. 6.
  11. 7.
  12. 8.
  13. kesinlikle çok şey değişirdi bu kadar sevileceğini düşünemeyiz elbette.
    1 ...
  14. 9.
  15. 10.
  16. ahmet altanın eski senelerde(karanlık senelerde) kaleme aldığı yazısı. çok şeyi açıklıyor. 18 yıl geçmiş aradan ve insanlardaki mantık hala aynı. aklım almıyor.

    --spoiler--
    Mustafa Kemal, Selanik’te değil de Musul’da doğmuş bir Osmanlı paşası olsaydı, Kurtuluş Savaşı’nı Türklerle ve Kürtlerle birlikte gerçekleştirdikten sonra kurulmasına önayak olduğu cumhuriyetin adını “Kürdiye Cumhuriyeti” koysaydı, kendisi de Meclis kararıyla “Atakürt” adını alsaydı...

    Kürdiye Cumhuriyeti’nin bütün vatandaşlarına “Kürt” deneceği için hepimiz “Kürt” sayılsaydık, Taksim’e, Kadıköy’e, Kızılay Meydanı’na, Kordon’a “Ne mutlu Kürdüm diyene” pankartları asılsaydı...

    “Kürdiye’de” Türk olmadığı, herkesin aslında Kürt olduğu söylenseydi, kendilerini Türk sananların aslında “deniz Kürdü” oldukları iddia edilseydi...

    Kürtlerin “yedi bin yıllık” bir tarihi bulunduğunu, Anadolu’nun esas sahiplerinin Kürtler olduğunu, Moğolların, Hunların, Etrüsklerin aslında Kürtlerin atası sayıldığını, Osmanlıdaki Kürt paşalarının kahramanlıklarını derslerde okusaydık.

    Teoman, Cengiz, Atilla, Osman gibi isimler almamız yasaklansaydı, Berfin, Beruj, Tiruj, Nevruz gibi isimler almak zorunda kalsaydık...

    Türkçe televizyon kurulması yasak edilseydi, bütün televizyon yayınları Kürtçe yapılsaydı...

    Romanlarımızı, hikayelerimizi, şiirlerimizi Kürtçe yazmak zorunda kalsaydık, yalnızca Kürt şarkıları dinleseydik, gazetelerimizi Kürtçe çıkarsaydık...

    Okullarımızda yalnız Kürtçe okutulsaydı ve Türkçe okutulması yasaklansaydı...

    “Biz Türküz, bizim bir tarihimiz, bir dilimiz var” dediğimizde sorgusuz sualsiz hapislere atılsaydık.

    istanbul’da, Ankara’da, izmir’de, Bursa’da, Edirne’de polis sürekli olarak bizi izleseydi, “özel timler” bizim “Kürdiye Cumhuriyeti’ni” parçalamak isteyen “ayrılıkçılar olmamızdan” kuşkulanıp hepimize sürekli “suçlu” muamelesi yapsaydı, sırf Türk olduğumuz için hakaretlere uğrasaydık.

    12 Eylül darbesinden sonra bütün batı bölgesindekiler hapishanelere doldurulsa, inanılmaz işkencelerden geçirilse, boğazlarına kadar çamurların içine battıkları hücrelere konsa, tazyikli sularla iç organları perişan edilse, azgın köpeklerle bacakları parçalansaydı...

    Evlerimiz basılsa, ayrılıkçı “Türk teröristlere” yardım ettiğimiz iddialarıyla apartmanlarımız yakılsa, biz evimizden bir eşya bile alamadan çıkarılıp, Diyarbakır’a, Hakkari’ye sürgüne gönderilerek, çadırlarda yaşamak zorunda bırakılsaydık...

    Biz Türkler buna razı olur muyduk, “işte hepiniz Kürdiye Cumhuriyeti’nin vatandaşı olarak birer Kürtsünüz, ayrıca Türklük diye niye tutturuyorsunuz, isterseniz başbakan bile olabilirsiniz” sözlerini bir hakkaniyet işareti olarak kabul eder miydik?

    Yoksa, Türk kimliğimizin, dilimizin, kültürümüzün, bu ülkenin “eşit” vatandaşları olarak kabul edilmesinde ısrarcı mı olurduk?

    Bu ülkenin Türk ve Kürt vatandaşları var ve tarih “Türk” çizgisinden yürümüş, bugün bizim “Türk” olarak kabul edemeyeceklerimizi Kürtlerin kabul etmesini istemişiz, bu yersiz istek sonunda patlamış, ülke önce teröre arkasından bir iç savaşa yuvarlanmış.

    Türkiye’nin bu kanlı karmaşadan “demokrasiyle” ve Kürt vatandaşların “kimliklerinin” kabulüyle kurtulacağına inanan insanlar, bu düşüncelerini dile getirdiklerinde, bizim yöneticilerle taraftarları hep aynı soruyu soruyor:

    - Nedir demokratik çözüm, nedir Kürt kimliği?

    Biz Türkler, bir “Kürdiye Cumhuriyeti’nde” yaşasaydık ne isteyeceksek, bu isteklerin bugün Kürtler tarafından dile getirilmesini kabul etmektir demokrasi.

    Kendimiz için isteyeceğimizi, bizimle eşit oldugunu kabul ettiğimiz insanlara vermemek için bu kadar kan dökmeye, ülkeyi bir çıkmaza sürüklemeye değer mi?

    Değmez diyenler “demokrasi” istiyor işte.

    Demokrasiyi getirmek çok mu zor zanaat?
    --spoiler--
    1 ...
  17. 11.
  18. atakürt derdik olur biterdi.
    0 ...
  19. 12.
  20. Atatürk'ün Türk kimliği güçlü siyasi bir kimliktir, etnisite içermez .. O yüzden gazinin etnik kimliğinin kürt, arap , rum vb. olması hiç bir şeyi değiştirmezdi...
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük