asıl olay yeni yetişen gençlere atatürk ü unutturmak ve zihinlerden silmektir.bunun sonucunda da yeni neslin nerdeyse tamamı o (bkz: iki kişiden biri)(değilim diyen kalırsa tabi) olucaktır.
milli eğitim bakanının bile dolandırıcı olduğu bir ülkede gerçekleşmesine şaşırmadığım olaydır. bu herifler atatürk ilkelerinden bir halt anlasaydı zaten bir yerlerinden belli olurdu. eğitimin e sinden anlamayan insanlar başa gelirse olacağı budur. kendileri gibi bir sürü insan yetiştirir, mutlu mesut üç maymunu oynarlar.
türk olmaktan gurur duyuyorum fakat türkiyeli olmaktan değil. her ülke ilerleme çabasında, biz? ee nerde akp hükümetini savunanlar, o her şeyi güzele bağlayanlar şimdi nerede? hadi mantıklı bir açıklamasını yapın? Şeriat yakındır, kaçın!
geç kalınmış bir uygulamadır.
şimdi atatürk kaç senesinde öldü: 1938
biz kaç yılındayız: 2011
2011-1938=73, devlet bahçeli esprisi yapmayacağım.
dünya, insanlar, sınıflar, kavramlar... değişiyorken, atatürk'ün ilkelerinin tutarlığından bahsetmek, rize'ye bu sene hiç yağmur yağmayacağını söylemek gibidir.
devamında feto öğretilerinin getirilmesi olasıdır,artık tüm öğrenciler salya sümük olur onu işleye işleye... hey 2 kişiden biri senin ta var ya (bkz: neyse boşver yak bi sigara)...
yok. hiç olmadı da zaten. ülkeyi diktatörlükle yöneten adamların, atatürk ilkelerinini silip atma fikri yavaş yavaş işliyor. önce laikliği yok saydılar, sonra devletçilik, şimdi de hepsi...
üstelik bu kararları tek başına alan bir hükümetten bahsediyoruz. her şeyi dikte eden; yani zorla kabul ettiren bir hükümet...
milletin iradesi sosyal, siyasi ve ekonomik alanlarda yok sayılıyor. hükümete karşı çıkan çatlak sesler birer birer içeri alınıyor. nerede atatürkçü var, nerede milliyetçi var; hepsinin kalemi kırılıyor. ''sen sus, biz işimizi görelim'' deniyor.
tabii, biz yine boş konuşuyoruz. isteyen istediğini yapıyor ve bu insanları sandık başında destekleyenler çıkıp da hiçbir şey demiyor. işte o insanlar ve bu işin baş sorumluları, gerici, çağdaş olmayan ve milliyetçilik gibi, cumhuriyetçilik gibi, halkçılık gibi bu ülkeyi bir arada tutan bütün değerleri ayaklar altına alarak, hayal ettikleri türkiye'yi yavaş yavaş oluşturuyorlar.
ömer çelik'in milli eğitim bakanlığı'na tayin edilmesi, bugünün habercisiydi. kendileri intihalden suçlanmak yanısıra, laiklik karşıtı bir kişidir. kendisinden bekleneni yapmaktadır. tabii ki onu oraya atayan, laik olmadığını defalarca tekrar eden başbakandır. dış destekli karşı devrim, saman altından su yürütmeye veya suyu yavaşca hissettirmeden ısıtmaya devam etmektedir.
bu durumun en temel nedeni, Ak parti hükümetinin çıkartmış olduğu kanun hükmünde kararname çıkartma yetkisidir. Eğitim gibi bir konuda, ki bence bir ülkedeki en önemli konudur, hükümetin tek taraflı kararını açıkçası yanlış buluyorum. Muhalefetle, sivil toplum kuruluşlarıyla da görüşülüp yapılmalı eğitimdeki reformlar.
