atatürk ile ilgili anekdotlar

entry33 galeri0
    8.
  1. Kendisine ait olmadığı halde ona atfedilen laflar.
    (bkz: Adalet Mülkün Temelidir).
    1 ...
  2. 7.
  3. 6.
  4. Neydi o ingiliz prensi vardı ya hani bi tane onunla ilgili iki ayarı vardır. adam tahttan vazgeçmiştir o derece...
    birincisi bizim duayen gazetecilerimizden biri yüzünden hasıl olmuştur. kendisinden ismini hatırlayamadığım için çok çok özür dilerim. gerçi sanırım rahmetli oldu ama, ben yine de bu saygısızlığımdan dolayı özür dilerim.

    şimdi efenim ilk ayar dolmabahçe'de gerçekleşmitir. bu büyük gazeteci abimiz. * o zamanlar fotografcı yamağı olarak görüntülemeye gidiyor olayı. tabi o zamanın foto makinelerinin flaşı yok. manganez koyuyorlar o ateşlendiğinde birden patlayıp flaş etkisi yapıyor. tabi bu abim heyecandan biraz fazla koyuyor ve dahi flaşın patlama etkisiyle bu prens abim de sendeleyip elini yere koyuyor. o sırada atatürk de elini uzatmış hem yardımcı olayım hem de tokalaşayım babında. prens diyor ki elim yere değidi pis tutmayın o da kendine yakışır bir büyüklükle benim vatanımın toprağı elimi kirletmez diyor... bu ilk ayar...
    ikincisi gene dolmabahçe'deler sigara içiyorlar ikisi de kendilerine özel ülke bayraklarının bulunduğu sigaralar içiyorlar. o zaman filtreli değil tabi sigaralar. prens bir de bakıyor ki atatürk sigarayı ters yakmış içiyo heheh diyo içinden sonra diğer sigarayı da ters içiyo allahım diyor bu mudur yani... diyor ki şişş bilader sigarayı ters içiyosun... atatürk bakıyor prensin yüzüne hayır içmiyorum. benim ayyıldızım gökyüzünde ait olduğu yere gidiyor ama sizin bayrağınız şu anda kültablasında diyor...
    bu da ikinci ayar... prens tabi bu olaydan sona mı götü dağıtıyor bir daha kendini toparlayamıyor...
    ama, hikaye bu değil hikaye bir daha böylesinin gelememesi. böyle vakur ve kendinden emin. karşısındakine saygılı ama, ezilmeyen. hatta kendi haşmetiyle ezen...

    bilgi: prens edward mış. imhotep' e teşekkürler...
    13 ...
  5. 5.
  6. Mustafa Kemal in sevmedigi iki zumre vardi. Birincisi donmeler, ikinci ise masonlardi... Bir gun eski Adliye Vekili Mahmud Esat Bozkurt u cagirdi. Kendisine masonlarin taksimat, teskilat, ahvalini bildirir bir kitap verdi.Bunu guzelce mutalaa et, bir takrirle Halk Partisi grup baskanligina ver, grupta bunlara siddetli hucum yap ve grupca kapanmasina dalalet et. Senin de bu iste buyuk seref payin olacaktir; dedi. Grup danismani Mahmut Esat Bozkurt riyaset makamina bir takrir verdi ve takririnin okunmasini reisten rica etti. Hulasasi soyleydi: Masonluk koku disarida bir yahudi tarikatindan baska bir sey degildir, memleketimizde bunun ne isi vardir? Bunu da grup karariyla kapatalim...

    Ertesi hafta Recep Peker geldi ve kursuye cikarak su mujdeyi verdi: Arkadaslar yarindan itibaren Turkiye de masonluk kalmamistir ve butun localar kapanmistir... salonda bir kiyamet koptu, alkislar, bagirmalar kahrolsun yahudi usaklari sesleri tavanlari cinlatiyordu. Sukru Kaya ve arkadaslari sirra kadem basmislardi. Grup dagildiktan sonra Dr. Mim Kemal öke i one katarak meclisteki masonlar toplu olarak Reis-i Cumhur a gitmislerdi. Mim Kemal Reis-i Cumhur a hitaben: Efendimiz biz zaten maiyet-i devletindeyiz fakat siz Mesrik-i Azamiz olursaniz, bir pervane gibi etrafinizda donup dolasiriz, demis. Reis-i Cumhur:Peki bir sey soracagim, bana cevap veriniz de sonra... Siz Avrupa da hangi locaya baglisiniz ve mektubunuzun ismi nedir?

    Biz Cenovaya tabiiz ve Reisimiz Barca Mison cenaplaridir; demis. Bunun uzerine kuplere binen Mustafa Kemal Pasa onlara hitaben: Haydi defolun buradan cehennem olun gidin. Yahudi usaklari! Benim milletim bana kahraman sifati verdi ben sizin gibi bir cift yahudiye usak mi olacagim? Bu gece sabaha kadar Turkiye deki butun localari kapatmadiginiz taktirde, yarin teskil edecegim, Divan i Harb-i Orfi ye hepinizi verir ve astiririm. Haydi defolun karsimdan, diyerek onlari kovdu, onlar da yildirim telgraf ve telefonlarla vaziyeti Izmir, Istanbul ve Adana ya bildiriler ve sabah olmadan hepsini kapanma kararlarini getirip, henuz sofrasindan kalkmayan Reis-i Cumhur a verdiler ve derin bir nefes aldilar. Reis-i Cumhur Mustafa Kemal bu suretle butun mason localarini kapatti.(Ibrahim Arvas, tarihi hakikatler, s.71-72)
    13 ...
  7. 4.
  8. Cumhuriyet'in ilânından sonra istanbul'da bir resepsiyon verilir.
    tüm dünya ülkelerinin elçileri ve ateşeleri de davet edilir.

    davet güzel bir şekilde devam etmektedir fakat ingiliz ateşesi olan binbaşının bakışları Mustafa Kemal'in gözünden kaçmaz.
    bütün davet boyunca kendisine dik dik bakmıştır ve bakmaya devam etmektedir.
    ne olduğunu öğrenmek için yaverini gönderir.
    yaver Mustafa Kemal'e şöyle der:

    - paşam kendisine neden ters bir tavır takındığını sordum, o da bana Mustafa Kemal'in Çanakkale'de babasını öldürdüğünü söyledi.

    bunun üzerine Mustafa Kemal şöyle der:

    - git sor bakalım babasının Çanakkale de ne işi varmış?
    15 ...
  9. 3.
  10. izmir kurtulur, çok tatlı bir yorgunluk, Ankara'ya hareket edecekler. Trene binerler kompartımana çekilirler.

    Ertesi gün kompartmanın kapısını yaveri çalar, Ata açar; yorgun, bitkin, kravatını yıkamaktadır.

    Yaveri: "ya paşam bu ne hal hiç uyumadınız herhalde niye böylesiniz?" der.
    Ata: "kompartımanıma yastıkla battaniye koymayı unutmuşsunuz. Kolumu yastık yaptım ağrıdı, setremi yastık yaptım üşüdüm. bende uyumadım kalktım." der.
    Yaveri: "aman paşam! Birimize haber vereydiniz hemen size bir yastıkla battaniye getirirdik!" der.

    Ata der ki: "Geç farkettim hepiniz en az benim kadar yorgundunuz. Hiçbirinize kıyamadım, önemli olan benim uyumam değil milletimin rahat uyuması".

    ATAMıZ SAYESiNDE NE KADAR RAHAT UYUYORUZ Ki HALA U Y A N A M A D ı K !!!

    **
    166 ...
  11. 2.
  12. (bkz: türk soforu en asil duygunun insanıdır)

    başlı başına ayardır bu günümüzde trafikte bayanları sıkıştıran, taciz eden, hayvani şoförler için, kapak olarak söylemiştir atam geleceği görüp.
    6 ...
  13. 1.
  14. mustafa kemal'in çiğnemesi için ayaklarının önüne serilen yunan bayrağını görünce verdiği tepki bir çok kişiye ders olmalıdır...**
    7 ...
© 2025 uludağ sözlük