madem ki danimarkalı karikatüristin biri peygamberin resmini çizince ortalığı ayağa kaldırıyorsun, sen ne diye başkasının değerine dil uzatıp saygısızlık yaparsın.
Zamanında insanlara kendine davranılmasını istediğin gibi davran demişler, demişler de anlayana demişler.
kendini dindar diye tanımlayan bir kadın çocuğunu okula yazdıracaktı. eşi aynı ilçede bir başka okulda müdür olan diğer kadına aynen şu istekte bulundu: "X eşine söyle de Atatürk'ü sevmeyen bir öğretmen bulsun bizim kızı ona yazdıralım." bu benim bizzat şahit olduğum bir olaydır. bence ahmet hakan'ın dediği gibi masum bir liseli haylazlığından öte bir olay bu. ortada bir nefret söz konusu. çünkü bu kızların ( genelleme yapmak istemem ama çoğunun ) aileleri özenle Atatürk düşmanı öğretmen arıyorlar. yani alt yapılı bir nefretle haylazlığı birbirine karıştırmak en basit tabiriyle saflıktır. lütfen nefretleri masumlaştırmayınız.
ikisi de aynı şeydir. ister başı kapalı yanı türbanlı olsun ister normal başı açık olsun. ikisi de birbirinden hadsiz, şerefsiz, haysiyetsizdir. Bu konuda kanun yasa vardır, her iki şekline de uygulanması gereken yaptırımdır. Kısacası yazıklar olsundur bu durum halinde bulundukları için. Ülke vaziyeti nereye gitmektedir, gidecektir görmekteyiz.
her ne hikmetse "türbanlı" olmaları hususi olarak göze sokulan öğrencilerdir. türbansızlar atatürk aşığı ya, atatürk derken şevke geliyorlar kendilerinden geçiyorlar ya. ha birileri de yine müslüman memleketinde salyangoz satacaklar ya, birileri yine birkaç aykırı örnek üzerinden dini karalayacaklar ya. gün doğdu işte buyurun bakalım.
"Böyle bir olayın mesele yapılabilmesi için şu dört unsurun bir araya gelmesi gerekir: BiR: Türban... iKi: imam-hatip... ÜÇ: Atatürk büstü... DÖRT: Haylazlık." diyen Ahmet Hakan'ın çok doğru bir gözlemidir; zira zamanındaki karikatür olayında da,
"Böyle bir olayın mesele yapılabilmesi için şu dört unsurun bir araya gelmesi gerekirdi: bir: Önem verilen bir değer mesela Peygamber... iKi: Gayrimüslim bir karikaturist... ÜÇ: Bir karikatür... DÖRT: Mizah."
başkasına saygı duymayan, başkasından nasıl saygı bekler... herhalde böyle.
türbanlı ya da türbansız kim olursa olsun atatürk'ü sevmese dahi saygı sınırlarını işgal etmiş olan insanların böyle olaylar karşısında cezalandırılması kanısındayım. olaydaki kapalı kızları, daha önce gördüğüm açık kızların ve kürt bir öğrenci vatandaşın da yaptığı hareketlerle değerlendirmek ve gereken yaptırımı uygulamak gerekir.
savcılığa suç duyurusunda bulunulması gerektiğini söyleyen insanlar gördüm. geçen haberlerde kandil gecesi hz. muhammet için tweeter yazı yazan bir gazeteciye idam kampanyası başlatmışlardı. çoğu insan kınadı türkiyede. eğer siz bu çocukları savcılığa şikayet ve dava açma gibi düşüncesi olan insanlar varsa, bu kınadğımız insanlardan farkımız ne?
bu çocuklar atatürk gibi saygın,zeki,çalışkan ve sayamakla bitmeyen güzel özellikleri olan insanı tanısalar, bunu yaparlar mıydı? çevresinde ki insanlar atatürk düşmanı ise genellikle dindar havalarında olan çoğu kesim atatürk düşmanı böyle bir aileden gelenler nasıl olurda atatürk bağrına basmayı beklersin.ben dindar havalarda olan bir ailenin çocuğuyum. dindar havalarında diyorum çünkü kulaktan duyma dindarlıkla yaşıyorlar ve ben lisede iken açık söyleyim atatürk sevmezdim. babamın ve akrabalarımın konuşmaları beni etkilemişti ama tanıdıkça saygı duydum ve sevdim. bunların ki kendini bilmezlikten başka bir şeyde olmayabilir ama her ne olursa olsun. ceza verilecek ise atatürkün "nutuk" kitabını okuma cezasını verilmesinden yanayım.
gençliği türbanlı,türbansız,dindar,dinsiz diye tasnif ederek daha büyük bir hatanın içinde olduğumuzu unutturan görüntülerdir. aslında gençleri layıkıyla eğitemediğimizin belgesidir. yanlış kimin yaptığının konuşulmasıyla değil, onu oluşturan şartların ortadan kaldırılmasıyla doğruya kavuşur.
Bu konunun türbanı, türbansızı, dinsizi, muhafazakarı olmaz kardeşim. Tabi Atatürk'e saygı duyulması lazım ve bu yapılan davranış hiç uygun değil fakat bazılarının abarttığı gibi ilahlaştırmak da insanı şirke götürür. Okulda sen çocuğa durmadan dayatırsan atatürk'ü tabi dalga geçer eğitim sistemi yanlış burası bir.
Sadece eğitim sistemi mi insanların bakış açısı yanlış. Başlığın Atatürk'e yapılan saygısızlık olarak atılması yerine koyuyorsun türbanı. Bakın bu ülkede maalesef ki insanlar 2'ye ayrılıyor. Türban takanlar ve Türbana takanlar. Artık insanlar bu türban konusunu konuşmak yerine neden Atatürk'e böyle bi saygısızlık yapıyor, nerede yanlışımız var da bu çocuklarımız böyle yapıyor denmeli fakat biz işin kolayına kaçıyoruz. Konuyu saptırıyoruz Türbana oh ne ala.
Burada mühim olan bir kızın türbanlı yada türbansız olması değil, aslında bu meselede cinsiyette pek önemli değil. Sonuçta dalga konusu haline getirilen mesele Atatürk! Kim olursak olalım, hangi kesimden olursak olalım, milletimizi tek çatı altında toplamayı becerebilmiş ve önderliğin hakkını vermiş bir kişilikten bahsediyoruz.
Ama ne yazık ki bu nesil, değerler ve kişilikler bütünlüğüne dikkat etmeyen hatta yetmiyormuş gibi dikkat etmediği hususları dalga konusu haline getiren bir nesil.. Yazık.. Çok yazık!
suudi arabistan'da allah'la dalga geçti diye idam cezasına çarptırılan genç için suudi yönetimini gericilikle suçlayanların, atatürk'le dalga geçen 2-3 kızla ilgili söyledikleri ithamların çelişkisidir.
misal lafı edilen "atatürk olmasaydı hangi ecnebilerin altında yatmamız ihtimali" mevzusu buna güzel bir örnek. benzeri ifade ve düşüncelerin suudi yönetiminin icraatlerinden hiçbir mantalite farkı yoktur. niye atatürk'le dalga geçemez miyiz? geçilmez mi?
fakat yaptıkları başörtülerine, tesettürlerine, dinlerine, mensup bulundukları camiaya mal edilmemelidir.
olay kılık-kıyafetten ibaret hale getirilmemelidir. zira bunu yapmalarının sebebi başörtüleri değildir. bilindiği gibi bu tip görüntüler bol çeşitlidir. her şekilden insanlar bu nevi pozlar da bulunmuştur. biz de küçükken paşanın büstüne çıkıp elimizi omzuna atarak otururduk falan mesela.
bir de fotoğraf çekinmeyenleri düşünün neler ederler.
insanları gülsüm inek gibi sürgüne göndermeye falan kalkmazlar inşaallah.
kendimi bu tarz insancıklar için küfredip günaha sokmak istemiyorum. fakat sanırım tutamıyorum kendimi. koduğumun beyinsizleri. o an tesadüfen karşıma çıksa biri de şuan ki tüm sinirimi atsam. mesela;
duyumlara göre olayın geçtiği yer kartal anadolu imam hatip lisesi imiş.
iletişim adresi ve telefonu esentepe mah. pamuk sk. no: 3
kartal
istanbul
02163871544
02163871310
