sıkar. sıkar diyorum ama kaynatılan suya bırakılan kurbağa olayı düşünüldüğünde gerçekleştirildiği takdirde yine kimsenin sesini çıkarmayacağı, çıkarsa dahi ertesi güne yine unutacağı açıktır. sonra hükümetten birisi çıkar "ya bırakın şimdi heykelleri, önemli olan atatürk'ü anlamaktır" gibisinden laflar yapar. "hee tamam" denir konu kapanır. adım adım unutturulmaya çalışılan atatürk'ü unutturma çalışmalarının bir adımı da kendilerince başarıyla tamamlanmış olur.
ananınızın babanızın çoluğunuzun çocuğunuzun resimlerini evinizin baş köşesine asar sergilersiniz.hele ananız yada babanız veya her ikiside ölüp gitmişse resim/resimlerini çerçeveletip asmak farz hale gelir.
insan olanlar bu duruma saygı ve sevgi derler.anaya babaya saygı, sevgi, minnet.
ancak insan olmayanlar bu duruma tapınma sözcüğüyle yaklaşırlar.
ölüp gitmiş insanların resimleri yakınlarının evlerini işyerlerini süsler.hele de o insan sadece ailesine çevresine değil ülkesine hatta insanlığa büyük hizmetleri olmuşsa resimlerinin asıldığı yer sayısı artar hatta birde işin içine heykeller girer.dünyanın her yerinde çok önemli insanların heykelleri parklarda,caddelerde,meydanlarda,okullarda sergilenir.
ve her normal insanın o resimleri heykelleri gördüğünde aklından asla tapınmak gibi bir istek geçmez.
sevgi,saygı minnet gibi duygular tapınmak değildir.aksi halde analarının babalarının resimlerini evlerine işyerlerine çerçeveletip asan herkes analarına babalarına tapınıyorlar demektir.
sonuç olarak mustafa kemal atatürke duyulan minnetin bir tezahürüdür dört bir yandaki heykeller resimler.onu unutturmaya çalışan emperyal maşalarına karşı bir önlemdir bir nevi.
tabi şunuda belirtmeden geçmek olmaz.kemalistlerin bireylere tapınmak,biat etmek,el etek öpmek gibi alışkanlıkları yoktur.
son olarak bir örnek daha vereyim,her yurdunu vatanını seven insan önemli günlerde türk bayrağını evinde işyerinde dışarıdan görünecek bir yere asarlar.vatanını seven her türk için türk bayrağı kutsaldır.değerlidir.el üstünde tutulur.gurbette akrabaları olanlar bilirler çok gurbetçinin türk bayrağı yüzünden başı derde girmiştir.bayrak gerektiğinde başını derde sokmayı göze alacak kadar kutsaldır değerlidir zira.biz bayrağımıza bu gözle bakarız.ve hiçbir normal insan bu tutumumuzdan dolayı bize siz bayrağa tapınıyorsunuz demez.çünkü saygı duyulan kutsal sayılan şey bir bez parçası değildir.ortalama zeka düzeyindeki herkes bunu idrak eder.
dolayısı ile kutsal sayılan,değer verilen kişiler,kurumlar,semboller dosta düşmana sergilenmek istenir.bu insanın doğası gereğidir.türk milletide atasını unutmadığını,kurduğu cumhuriyetin ve devrimlerinin bekçisi olduğunu dosta düşmana anlatmaya çalışmıştır yıllar yılı.fikri vicdanı ve irfanı hür olmayanlar bunu anlayamazlar.
keşke olsa diyoruz. hatta daha ileri gidip o heykelleri eritmek için yanan ateşe putperest kemocanları atsak. küllerinden de sabun yapıp avrupaya ihraç etsek. hem sanayimiz gelişir, hem memleket pisliklerden temizlenir, hemde ihracata katkıda bulunmuş oluruz. *
sanayimize katkı sağlayacak bir durumdur. fakat başlamışken beton olan heykelleride çok isteyenlerin bir tarafına sokmak gayet iyi fikirdir. biz onu heykel ile değil bıraktığı mirasla yaşatırız. alın hepsini münasip yerinize sokun.
memleketin selameti ve gelişmesi için bir an önce uygulamaya konulması gereken icaptır. hem sanayi hem de sosyal yaşamda büyük bir ferahlama ve rahatlık getirecektir.
atatürk heykeline özel olarak değil ama ben heykele karşıyım. fatih sultan mehmed in heykeline flnda karşıyım. heykel yerine çeşme yapın şöyle sanat eseri gibi işe yarasın en azından.