herşey değişir, takiyyeciler kaçacak delik ararlar vs ama bir de şu yönden bakmak lazım ki; gerçekten geri dönerse, sonuçta bir ölü canlanmış olacağından; "sktir hortlak vaaar" diye bağırmamak büyük cesurluk olur.
istiklal mahkemeleri geri gelecek ve muhtemelen nüfusumuzun yarısına yetecek ip kalmayacağından urgan sektörü krizi aşacaktır.
not: eksileyenler korkmayın geri dönmeyecek ama keşke dönebilseydi.
bu tür düşünce şekillerini "teyzemin bazı organları farklı olsaydı dayım olurdu" şeklinde değerlendirdiğim için uzak dururum ama bu sefer nedense gündeme uygun bir madde de ben eklemek istedim. işte olabilecekler:
- darbecilerin, demokrasi ve din düşmanlarının anıtkabire şikayet ziyaretleri son bulurdu.
- onun adını kullanan faşizm yanlısı darbeci dernekler kapatılır sorumluları yargılanırdı.
- atatürkçülük adı altında sadece kişisel çıkarlarını gözeten veya çeşitli gizli oluşumlara hizmet eden sahtekarlar, foyaları ortaya çıkıp cezalandırılacaklarından korktukları için soluğu amerika, rusya, israil vb. mekanlarda alırdı.
hiç bir şey olmazdı. madem herşeyi günün şartlarına göre değerlendiriyorsak, bu olayı niye değerlendirmiyoruz? atatürk geri gelseydi, millet severdi, sayardı ama seçim için oy falan da vermezdi. muhtemelen yaşlanmış siyasetçiler, asker ya da bürokratlar gibi evinde oturup, ayda yılda bir kez gelen habercilere tecrübelerini anlatırdı. *
yandaş medyamız ve acar savcılarımız tarafından ergenekon'un bir numarası olarak gözaltına alınacak ve bu durum türk demokrasisi için olumlu bir adım sayılarak ab raportörleri tarafından kutlanacaktır.
bu yüzden;
biz halk olarak zaten yanmışız yiğidim, bari sen kendini kurtar..
üzerinde çeşitli senaryolar üretilebilecek hayal. birkaç senaryo da benden olsun:
versiyon 1-kötümser senaryo: chp'nin başında seçimlere girer, akp nin ardından ikinci parti olarak çıkardı.
versiyon 2-iyimser mi kötümser mi karar veremediğim bir senaryo: istiklal mahkemeleri yeniden kurulur, ardından yuzde doksan dokuz oyla iktidara gelirdi.
versiyon 3- fazla iyimser senaryo: bu olayın etkisiyle milletçe bir evrim geçirir, muasır medeniyetler seviyesine ulaşma yolunda dört elle çalışmaya başlardık. atamız da bir daha mezarından çıkıp bizi denetlemeye gelme ihtiyacı duymazdı.
"yanılmışım. ben tek partiyle yola devam edip insanları tepeden aşağıya zorla değiştirmeye, devlet eliyle sıfırdan insan yaratmaya, kendi halkıma fethedilmiş ülke muamelesi yapmaya çalıştım. hiç gerek yokmuş. modernleşme bir süreç işiymiş onu anladım. bugün türkiye ölümümden sadece 11 yıl sonra demokrasiye geçtiği halde tahayyül edemeyeceğim şekilde modernleşmiş. keşke diktatörlük yapmasaydım. keşke TCF'yi hiç kapatmamış olsaydım" derdi.