kendisi haindir, melundur.allah kahretsin seni. vatanı düşmanlara karşı koru, ayasofya'yı koru, yokluk içinde mücadelenin başkahramanı ol. sonra da en büyük vasfı mercedes class'a sahip olmak olan bir zavallının hakaretine maruz kal. diyecek bir şey yok.
küçücük aklıyla, minicik beyniyle atatürk'e lanet okuduğunu sanan hain köpektir.
tüyü bitmedik yetimin hakkına çöken okçular vakfı, türgev vakfı, diyanet vakfı, ensar vakfı gibi oluşumlara tek laf etmez, ama kalkıp "vakıf malı, dokunulmazdır. dokunanı yakar..." der.
vakıf malı nedir peki? dersin onu da bilmez hain fetöcü köpek.
bakın vakıf nedir biliyor musunuz?
kurtuluş savaşı başladığında anadolu'nun verimli topraklarının 3'te 2'si vakıftı.
bu vakıflar medreselerin, mollaların kontrolü altındaydı.
halk açtı. toprağı yoktu.
buna mukabil köylülerin olması gereken vatan toprakları, ne idüğü belirsiz şerefsiz, şarlatan şeyhlerin, şıhların kontrolündeydi.
örneğin, osmanlı döneminde bir şehirde bir cami-medrese yapılıyor, 4-5 köyün gelirleri bu camiye ve medreseye vakıf olarak bağlanıyordu.
o köylülerin tüm ektikleri, biçtikleri, kazançları bu camiye ait oluyordu...
bu sisteme dair yüzlerce örnek verebiliriz.
anadolu topraklarındaki bu medreseler, dergahlar kendilerine vakfiyeler sayesinde bolluk yaşıyordu.
binlerce genç askerden kaçıp medreselere, dergahlara sığınıyor, eli silah tutması gereken, vatanı savunması gereken gencecik delikanlılar, şeyhlerin, şıhların kontrolünde ve halktan gasp edilen vakfiyelerin gelirleri ile adeta besiye çekiliyordu...
şimdi atatürk'e "vakıf" malları üzerinden lanet okuyan vatan haini fetöcü köpeklerin asıl amacı işte budur.
bunların asıl amacı, osmanlı'nın son yıllarında olduğu gibi, anadolu'nun tüm zenginliklerinin "vakıf" adı altında yine dergahlara, medreselere, şehylere, gavslara, tarikatlara bağlayıp, anadolu halkını bunlara köle yapmaktır.
ayasofya bahane, asıl dertleri budur bu cehennemden kaçmış iblislerin...
siz hala atatürk'ün asıl devrimlerini anlayamadınız. malesef anadolu halkı da anlayamadı...
şayet anadolu halkı mustafa kemal'in ne yapmaya çalıştığını bilebilse, mustafa kemal'in kendilerini işte bu vakfiyelere, şeyhlere, şıhlara köle olmaktan kurtardığını bilebilse bugün çok farklı bir noktada olurduk...
akp fetö desteğiyle daha hukuk sistemini ele geçirememişken şerefli namuslu hakimler iki suç ortağının kanunsuzluklarının önünü keserdi. dümeni bozulan akp'liler de tam kadro kürsüye koşup koro halinde "eyy hakim! eyy savcı! cübbeni çıkar da öyle siyaset yap!" diye pampum atarlardı.
şimdi o çağrıyı burdan ben tekrarlıyorum: cübbeni sarığını çıkar da saraya tetikçi mi olacaksın, derdin neyse öyle yap. müslümanlığı arada meze yapıp kendin gibi kirletme. senin işin dinle diyanetle değil.