atatürkün dini sömürenleri engellemeye çalışmasının sonucudur.
adamlar milleti soyamayınca suçlu olarak atatürkü göstermiş ve milleti soymaya devam etmeye çalışmışlardır.
beyni yıkanmaya müsait olan kişiler de * buna inanmışlar ve sonucunda atatürk'e hakaret kampanyası başlatmışlardır.
vatan millet aşkını da geçtim, tarih bilgisinden, kütüphane kültüründen bihaber insanların üç beş türkçe cümleyi bir araya getirdiğinde zafer kazanmış edaları ile savurduğu nefret dolu, cehalet kokan cümlelerdir.
«Biz cahil dediğimiz vakit, mutlaka mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikatı bilmektir Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okuma bilmeyenlerden de hakikatı gören hakiki âlimler çıkar» (m. kemal atatürk)
bu yunanlıların atamıza ettiği hakaretler için yer yerinden oynarken, şu sözlükte bile pek çok hakaret görmek içimi burkuyor. kendi milletimiz atamıza bunu yapıyorsa, yunanlılar ne yapmaz.
yine de biz ve bizler gibiler oldukça, bayrağımız yere düşmeyecek.
şu anda sen rahat uyu atam diyemeyeceğim, biraz daha sabret atam.
Atatürk'ü insanların gözünden düşürmek mümkün değildir...
Atatürk bir güneştir.
Eğer bir insan güneşi balçıkla sıvaya bilinirse,
Atatürk'ünde ışığını söndürmeye o insanın gücü yetebilir.
Bazı insanlar ne yaparlarsa yapsın bu millet atasından vazgeçmez.
Çünkü Atatürk o kalpleri vatan sevgisiyle yoğurdu.
Bazı insanlar Atatürk dine hizmet etmedi, inançsızdı gibi düşüncelere sahiptir.
Ama durum hiç de öyle değildir.
Aslında açıklamaya gerek yok, durumu herkes çok iyi biliyor. Yine de bir örnek vermek gerekirse;
Atatürk gibi birisi hiç yoktu mesela.
Ne olacaktı?
Biraz düşünülürse bugün nasıl serbest olarak inançların yaşadığının kıymeti anlaşılır belki denilebilir fakat anlamak istemeyecek insanlar mevcuttur.
Uzun lafın kısası, insanlık hiç bir zaman doğru insanların kıymetini bilmemişlerdir çünkü onlarda hile, nefis çıkar yoktur ki bu da yobazlara hiç mi hiç çekici gelmez.
Ancak umutlar tükenmemelidir çünkü Atasına sahip çıkan onu seven insanlar da az değil. Onların içlerindeki Cumhuriyet aşkı ve Atatürk sevgisi, yobazların bütün oyunlarını bozacaktır.
ancak bok yiyenlerin yapacağı şerefsizliktir.
ecdadına sahip çıkacağına, biraz da atana sahip çık.
sonuçta sana türkiye cumhuriyetini osmanlı da bahsedilen ecdadın değil, mustafa kemal atatürk önderliğinde ki ordu savaşarak aldı.
bir kaç tane yeni yetme heyecanlı arkadaşın burada pervasızca yaptığı eylemdir.
neticesinde olabileceklere katlanmaları açısında aşağıda anayasadan alıntı yaptığım cezalar yer almaktadır.
özellikle madde 2 ye dikkat.
yazının en altında da örnek teşkil edebilecek cezalar bulunmaktadır.
------------------------------------------------------------------------------------
atatürkü koruma kanunu neticesinde;
madde 1- Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Atatürk'ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk'ün kabrini tahrip eden, kıran, bozan veya kirleten kimseye bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası verilir.
yukarıki fıkralarda yazılı suçları işlemeye başkalarını teşvik eden kimse asıl fail gibi cezalandırılır.
madde 2- Birinci maddede yazılı suçlar; iki veya daha fazla kimseler tarafından toplu olarak veya umumî veya umuma açık mahallerde yahut basın vasıtasiyle işlenirse hükmolunulacak ceza yarı nispetinde artırılır.
birinci maddenin ikinci fıkrasında yazılı suçlar zor kullanılarak işlenir veya bu suretle işlenmesine teşebbüs olunursa verilecek ceza bir misli artırılır.
madde 3- Bu kanunda yazılı suçlardan dolayı cumhuriyet savcılıklarınca re'sen takibat yapılır.
madde 4- Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
madde 5- Bu kanunu adalet bakanı yürütür.
Herşeyden önce belirtmek gerekir ki, hakareti ya da kamu malını tahribi cezalandıran kanunlar yapmanın bireysel hakları tehdit eden herhangi bir yönü yoktur. Hakaretin artık aramızda olmayan bir insana yöneltilmiş olması da, mazur görülmesini elbette gerektirmez.
Ancak bütün bunlar, Atatürk'ü Koruma Kanunu'nun hatasız bir şekilde tasarlandığı anlamına gelmiyor.
Bu tür kanunların bireysel haklar ve düşünce özgürlüğü adına en büyük tehlikesi, eleştiri-hakaret ayrımında oluşacak içtihatların niteliği. Zira bu ayrım sağlıklı bir şekilde yapılmadığı müddetçe, kanunun belli düşüncelerin susturulmasına hizmet edecek şekilde kötüye kullanılabilmasi de mümkün olabilir. Bir başka deyişle, uzun yıllardır Atatürk'ün 'tartışılamaz' ve 'aşılamaz' kılınmaya çalışılması yönündeki çabaların oluşturduğu algı, yargıya hakim olduğu ölçüde, Atatürk'ün düşünceleri ve uygulamalarına yöneltilen 'olumsuz eleştiri'lerin de 'hakaret' olarak değerlendirilmesi fazlasıyla mümkün.
Kanunun 'tuhaf' olarak nitelendirilebilecek bir yönü de yok değil. Zira kanun, Atatürk'ün şahsına yönelik hakaretlerden çok, heykellerini korumaya odaklanıyor. Kanunda, Atatürk'ün şahsına hakaret etmenin cezası maksimum üç yıl olarak belirtilmişken, heykeller için öngörülen maksimum ceza 'ağır hapsi' de içermek üzere beş yıla kadar çıkabiliyor.
zannımca hoş olmayan harekettir. eleştirmek başka hakaret başkadır. lakin kemalistler şunu bilmeli. en ufak eleştiri de küfür ederseniz. muhatabınız da size karşılık verir. soruyorum;
-belgelerle ve kendi el yazmalarıyla eleştirdiğimiz m. kemal i niye düzgün cümlelerle savunamıyorsunuz?
eleştiri artarak devam edecek bu da bilginize. önleyemezsiniz.
Kurduğu Cumhuriyetin okullarında okuyup, kurduğu sistemde makama gelip atatürk'e hakaret edeyen beyin yoksunu insanlar var bu ülkede. yazık hepsine acıyorum.
yasak olmalıdır. ancak sadece atatürk'e değil, geçmişimizdeki bütün devlet adamlarına hakaret yasak olmalıdır. sadece atatürk değil, mete han da yavuz sultan selim de olmasaydı olmazdık. çünkü yaşanan bir tek farklı olay kelebek etkisi yaratır.
son yıllarda alenen yapılsa da artık nirvanaya ulaşmış eylemler bütünüdür.
sabah bir haberde izledim. bir portresine montajla rte fotoğrafı yapıştırılmış ve pişkin bir surat ifadesiyle resim önünde poz vermiş bir cahil.
bu yaratığa atatürk'ü anlatamazsın. yaptıklarını anlatamazsın. çünkü anlamaz. anlayamaz.
peki bu cahillere ne yapmalı?
hakaret mi etmeli? hayır çünkü ondan da anlamayacak.
''karımı istesin veririm'', '' istesin haremine girerim'', '' ona dokunmak ibadettir'' diyen bir zihniyete anlatamazsın.
size ''sadece allah'a kulluk edin'' diyen bir ayeti anlayamayacağınız gibi.
cehalet almış başını gitmiş. kraldan çok kralcılık yapılmaya başlanmış. okumayan, okuduğundan zerre anlayamayacak bir zihniyete anlatamazsınız bunu. biri de çıkmış diyor ki ''m. kemal'i düzgün cümlelerle savunamıyorsunuz.'' biz savunuruz da sen anlayabilir misin ey cahil! ya da savunmamıza gerek var mı? sen bu vatanın evladı değil misin?
ciddi anlamda sinir bozucu. o iğrenç gülüşüyle, o resmin altında poz veren o yaratığı hatırladıkça sinirim daha da artacak.
heykellerini kaldıracaklar, beyni yıkanmış geri zekalı ergenler türlü hakaretler edecekler. iktidar hırsıyla yanıp kavrulanlar ve onlara yalakalık yapacak olanlar bu hakaretlere devam edecekler ve biz doğru kelimelerle savunmaya çalışacağız.
bence bu gereksiz. ve gerçekten haksızlık. ama madem savunacağız bari bir şairin sözüyle savunalım.
''Bana şiirlerinde küfür etme diyorlar usulsüz..
Lan bu kadar orospu çocuğunu nasıl anlatayım küfürsüz?'' CAN YÜCEL..