güneşi balçıkla sıvamaya kalkan, atatatürk'e bok atarak tam anlamı ile yemek yediği kaba pisleyen; örümcek kafalı gürühun eninde sonunda başına gelecek durum...
Gerçekten tebrik edilesi bir eylemdir. Kendini bilmez hadsizlerin ordan burdan atıığı pisliklerin kendine dönmesi gayet uygun bir durumdur. Hiç kimsenin O na birşey söylemesine gerek yoktur o söylemesi gereken herşeyi söylemiştir zaten ve ona hala laf atanlar varsa lütfen bu ülkede bu kadar rahat yaşayabilmenin temeline baksınlar !!
ne yazik ki son zamanlarda, her gecen gun, daha da fazla gormeye basladik icimizdeki hazimsizlarin varligini. bunu hayatimizin her alaninda da goruyoruz, yalnizca sozlukte de degil.
nasil baslamisti hikaye? basima bir is gelmeyecekse ataturk u sevmiyorum diyen o hanim kizimiz katildigi televizyon programinda bu gaflete duserek baslamisti. kimilerimizin ne yazik ki farkinda olmadigi bir gercek olan, icimizdeki cehalet pinarlarinin bugun ifade ozgurlugu cercevesinde bu tip aciklamalarda bulunabilmelerini bile onderimiz mustafa kemal'e borclu olduklari durumu onumuzde yeterince acik bir sekilde durmamakta midir oysa?
bu ulkeyi, herhangi bir musluman ulkeden ayiran en buyuk ozellik nedir diye sorsak kendimize; cagdaslik, bilimsellik, laiklik gibi unsurlarin disinda hangi cevabi bulabiliriz? mustafa kemal ve bugun bize miras kalan devrimleri tam da bu unsurlarin onemini vurguluyor iste.
cumhuriyetin ilk yillarindan beri en buyuk ic tehditimiz olan irticanin karsisinda tek dayanagimiz olan laiklik yipratilmaya calisiliyor yaklasik cok uzun zamandir. ve ne yazik ki son donemlerde bu faaliyetler gercekten tehlikeli boyutlara gelmeye basladi. ve bu sardirganligin hedefinde de, en buyuk engelleri olan laiklik ilkesi bulunuyor. mustafa kemal'in ve cagdas toplumumuzun da en hassas noktasi oldugu bilinen bu ilkeye her bir yandan saldiran yozlasmis insanlarin karsisinda dim dik duran, laiklik ve kemalizm odakli, mustafa kemal'in izinden yuruyen insanlara yonelik de yine son zamanlarda artan inanilmaz bir saldirganlik sergilenmesi gercekten uzuntu verici. hayatin her alaninda oldugu gibi sozluk gundemi de bu durumdan nasibini almis gozukuyor. turbanli kadina ev vermeyen kemalist ev sahibi ve benzeri bircok tartisma ortami uzerinden oncelikle laiklik, mustafa kemal ve bu yolda yuruyen bireyler yipratilmaya calisiliyor.
***
universitelerde turbanin serbest birakilmasini isteyen bir basortulu hanimin, 7.4(marmara depremi) yetmedi mi? diye pankart actigini gordugumda tuylerim diken diken olmustu. icinde bulunulan bu cehaletin verdigi mesaji idrak edebilecek kapasitesinde oldugunuzu dusunuyorum. evet, kamusal alanlarda turbanin yasak olmasi seklinde vukuu bulan laiklik ilkesi, irtica faaliyetlerinden ve turbanin ideolojik bir simge haline gelmesinden dolayi bu duruma gelmistir ne yazik ki. ve laikligi dinsizlik olarak algilayan icimizdeki cehalet pinarlari, devletimiz dinsiz oldugu icin marmara depremi meydana gelmistir, ve bundan ders alarak artik islami bir siyasal duzene gecmemiz gerektigi ortadadir, bu pankarta gore. bu mu gercekten? en buyuk onermesi cagdaslik olan turkiye cumhuriyeti'nin yapitasi konumundaki laiklik ilkesine karsi, bu denli orumcek beyinli bir zihniyetle savas acabilecek duzeyde rasyonalizmden uzak olan bu yaklasimlar bizi nerden alir ve nereye goturur? gercekten, soyleyecek soz bulamiyorum bu cehalet karsisinda. hepimizin inanclari olabilir tabii ki, fakat inandigimiz islamiyet bile bize pozitivizmi emretmiyor mu? tipki 1 erkege 4 kadin anlayisina sahip geri kafali bircok islam ulkesine dedigimiz gibi, bu tutumlar da dinin yozlastiginin ve kimi menfaatlerin hizmetine girdiginin bir gostergesidir.
***
en cok korktugum ve bu ulkenin en buyuk sorunu olan cehalet iste bu gibi orneklerle kendisini gosterir oldu son zamanlarda. en buyuk onceliklerimize, ulu onderimize, bu yolun bekcilerine yapilan her hakaret en saygi deger varliklarimiza, ailemize edilen kufur gibi tokatliyor bizi.
biz, neredeyse en kucuk yapi tasindan cagdas, modern bir devlet kuran halkimiz ve onumuzdeki mustafa kemal devrimleri ornegiyle, devletimizin, devletimizi olusturan milletimizin, topraklarimizin, bagimsizligimizin, ilkelerimizin gerekliliklerini yerine getiriyor muyuz gercekten? anamizin ak sutu gibi helal olan bu haklarimizi ve hazinelerimizi kullanmali, onlara sahip cikmaliyiz. akli selim olan her insanimiz, turkuyle, kurduyle, alevisi, farkli mezheplisiyle en buyuk ortak menfaatimiz olan turkiye cumhuriyeti'ne sahip cikmalidir.
unutmayin, muhtac oldugunuz kudret damarlarinizdaki asil kanda mevcuttur. ve bu asalat, herhangi bir irki da iceren, hicbir zumrenin tekelinde degildir.
atatürk'e bok atan kişinin kendi kendine yaptığı şeydir. hoş, onlar bunun farkında değildirler. çünkü boğuldukları şeyden hiçbir farkları yoktur, aynı onun kadar değersizdirler. vatan, millet ve bu gibi değerlere sahip olmayan kişiler elbette her şeye ve herkese hakaret edebilirler. çünkü bu değerlere sahip olmayan kişilerde namus, şeref ve vicdan gibi sonradan edinilemeyecek, ancak bunlara sahip olan bir çevre ve aile ile edinilebilecek sözcüklerin karşılığı yoktur, bünyelerinde bulunmaz. kaldı ki atatürk'e bir insanın bok atmaya çalışması gülünç bir durumdur. sevgilisiyle bile arasını düzeltemeyen, kabaca bir kişiyi idare edemeyen kişilerin binlerce kişiyi kapsayan bir savaşı yönetmiş ve savaş sonrasında ekonomik,kültürel ve siyasal anlamda o toplumun kalkınması için elinden geleni yapmış olan bir lider için sıcacık evinde, götünü yaya yaya girdi girmesi oldukça komiktir. hakettiği de budur, bokta boğulmaktır. ancak çok zahmetlidir ve çok koku yapar. bu yüzden tek kurşun işi bitirebilir. ancak tek kurşun da olsa o kurşunun da bir bedeli vardır. ancak ulu öndere hakaret eden, bok atmaya çalışanların değil bir kurşunluk, üç kuruşluk değeri yoktur.
atatürke bok attığını sanan insanımsı mahlukat kendinde eksik gördüğü şeyleri atatürke pay biçmesi durumudur, kendisi de biliyor ki atatürk olmasaydı anası bir babası binbir olurdu ama kendini insan zanneden bu mahluklar atatürkü sözleriyle bu ülkeden soyutlayabileceğini düşünüyorlar yazıkki bu kafalarda geçtim oksijeni beyin bile bulunmaz...
