Kamal hayatta iken haricî memleketlerin matbuatında onun diktatör olduğu açıkça yazılabiliyordu. Buna rağmen Türkiye'de hâlâ "dünyanın takdir ettiği lider Atatürk" tarzı ifadelerle Kamal'ı takdim etme say ve gayretinde olanları müşahade etmekteyiz.
Dönemine göre olması gerekendi.siz 600 yıllık imparatorlukla yönetilmiş topluma al kendin yönet derseniz tabiiki bunu yaparken belli güçleri elinizde tutmanız gerekir.çünkü alışkanlıkları değiştirmek zordur.
yasama, yürütme ve yargıyı elinde tutan; muhaliflerini ortadan kaldıran ve seçimlere gitmeyen biri gayet de diktatördür.
kemalcilerin muhalefet faaliyetlerine izin verildiği, demokratik seçimlerin gerçekleştiği ülkenin seçilmiş cumhurbaşkanına diktatör demesi bu yüzden komiktir.
atatürkçü bir insan olarak katıldığım önerme. fakat kendisini diğer diktatörlerden ayıran şey elinde bulundurduğu gücü şu an başımızda bulunan kişiler gibi kendi çıkarları ve kendi iyiliği için değil, milletinin çıkarları ve milletin iyiliği için kullanmasıdır.
atatürk elinde bulundurduğu gücü sadece nihai amacı için kullandı. neydi bu amaç? "türkiyeyi batılı,çağdaş medeniyetler seviyesine getirmek." bu uğurda temellerini atmış olduğu cumhuriyet ve demokrasiye tehdit olabilecek tüm unsurları ortadan kaldırdı. istiklal mahkemeleri kurdu, partiler kapattı, cahil halkın kanına giren ve girebilecek dincileri astı. evet şu an böyle düşünülünce bunlar sadece bir diktatörün yapacağı eylemler, fakat istenilen sistemin oturtulabilmesi için, halkın gelişmesi ve kalkınabilmesi için gerekli hareketlerdi bunlar. bu yüzden her zaman gurur duyduğum bir lider olmuştur atatürk.
diktatör olmadığını varsayalım. gerçek demokrasi bazında düşünelim bu konuyu. halifelik kaldırılacak, şapka ve kıyafet devrimi, alfabe, takvim devrimleri, medeni kanun, ceza kanunu vs. bunlar olacak, bunlar yapılacak demeseydi de halk oyuna sunalım denseydi ne olacaktı? gerçekleşebilirmiydi bütün bunlar? gerçekleşmeyecekti tabi ki. masaya yumruğunu vurup bunlar yapılacak dendi ve bütün bu devrimler yapıldı, halkın hoşuna gitse de gitmese de. atatürkü dünya üzerinde gelmiş geçmiş en özel liderlerden biri yapan nedenlerde bunlardı. fiilen bitmiş ve çökmüş türk milletini küllerinden doğurdu ve bu millet ile çağdaş ve özgür bir ülke inşa etti.
diktatör kötü bir terimdir evet. halkı kurtaran ve halka özgürlüğünü geri kazandıran bir lidere diktatör terimini yakıştırmak hoş birşey değil evet. ama o zamanın şartlarını göz önünde bulundurduğumuzda atatürk tıpkı napolyon bonaparte gibi, tıpkı general park chung-hee gibi halk için zamanın gerektirdiği eylemleri yapmış bir liderdir. diktatör eylemler yaptı belki de ama asla unutulmamalıdır ki türk halkı seçmeyi, seçilmeyi, cumhuriyet ve demokrasi rejimini tamamen atatürke borçludur.
Topraklar işgal halindeyken bakanlar kurulunun tasarısı incelensin, uygunluğu tespit edilsin, üzerine tartışılsın... ohoooo. Sen kararı verene kadar düşman ülkenin batısından girsin doğusundan çıksın. Öyle mi?
Atatürk'ün güçler birliğini uygulamasının nedenini diktatörlük olarak görenler bir düşünsün bakalım eğer o zaman güçler birliği değil de güçler ayrılığını uygulamış olsaydık şu an ne durumda olurduk..
Düşündünüz mü?
dayatılan şeylerin dogmalara dönüşmesi sonucu aklınıza bile getirmediğiniz bir eylemi: Mustafa Kemal'i ve yaptıklarını; enine boyuna, tarafsız bir şekilde incelediğinizde ortaya çıkacak olan sonuçtur. yaptıklarını doğru bulursunuz, bulmazsınız o başka. Benim atam değildir. saygı duyarım, yaptığı iyi işler için şükran duyarım. mesele bundan ibarettir.
atatürk kişiliğinin gereğini değil devrimin gereğini yapmıştır. bu onu diktatör yapmaz. baktığınızda günümüz şakirtlerinin ne mal olduğu ortadadır. modernizm adına gereken neyse o yapılmıştır!
Hercool hocam bu istatistikler bizzat kemalizm in asil beyni ittihat ve terakkinin istatistikleridir yani yobaz yalani degildir ittihat ve terakki de zaten cumhuriyetin fikir babasi sayilabilecek siyonizmin piyonlarindan olusuyordu ya yobaza inan ya yobaz olmayanlara kendinle celismek zorunda degilsin.
yahu şu osmanlida %60 okuma yazma oranı vardi geyiğine inananlara gülesimde gelmiyor artik, yahu kardesim ben ic anadolunun bazı zengin ve köklü ailelerin dedelerini taniyordum eskiden, hic biride okuma yazma bilmiyordu, fakir veya siradan halkı hic sorma. atatürkün yaptigi bazi hatalar var ama mantıklı yoldan eleştirin, böyle insan sizi ciddiye alamiyor, ayrica matbaayi bile 1850den sonra izin vermiş bir devletin yada saltanatin(ki 1850 den sonra bile halen istemeyerek izin verdi) gercekten bu kadar egitime deger verdigin inanmak komikden öte bir şey.
Osmanlı zamanında tutulmuş bir istatistik olmadığı için o döneme dair okuma-yazma oranı hakkında bilginiz de bilgimiz de yok. O dönemlerde, sadece Osmanlıda değil, dünyanın hiçbir yerinde böyle bir istatistik yapılmamıştır. ilk istatistik olarak varsayilan 1895 de ittihat ve terakkinin yaptiginin oranlar %40 hatta %60 lara kadar cikmistir. yavuz bahadiroglu, kaynakli bir kac cumleyle aciklayacak olursak
su cume;
erçek okur-yazar oranını tespit etmenin en sağlam ölçüsü, gazete ve dergi tirajlarıdır
1908-1914 tarihleri arasında Osmanlı Devleti sınırları içinde yayınlanan 801 dergi ve gazetenin toplam satışı yüz bin civarındadır.
1920-1925 yılları arsında gazete ve dergi çeşidi 252lere, okur sayısı 40 binlere düşmüştür.
Harf Devriminden (1928) sonra, gazete ve dergi sayısı 50lere, okur sayısı de 20 binlere gerilemiştir.
Anlaşılan o ki, Harf Devrimi, bize anlatıldığı gibi okuma-yazmayı kolaylaştırmak için yapılmadı. O zaman neden yapıldı? diyeceksiniz. isterseniz bunu bize ikinci Adam ismet inönü anlatsın:
Harf devriminin tek amacı ve hatta en önemli amacı okuma yazmanın yaygınlaşmasını sağlama değildir. Okur-yazar oranının düşük oluşunun yegâne sebebi alfabenin öğrenilmesinin zor olduğu değildi Devrimin temel gayelerinden biri yeni nesillere geçmişin kapılarını kapamak, Arap-islam dünyası ile bağları koparmak ve dinin toplum üzerindeki etkisini zayıflatmaktı... Yeni nesiller, eski yazıyı öğrenemeyecekler, yeni yazı ile çıkan eserleri de biz denetleyecektik. Din eserleri eski yazıyla yazılmış olduğundan okunmayacak, dinin toplum üzerindeki etkisi azalacaktı. (inönü, Hatıralar, C.II s. 223).
Cumhuriyetin ikinci Adamı ismet inönü Paşa böyle buyuruyor! inkılâbın amacını böyle açıklıyor. Okuma-yazma zordu, bu yüzden alfabeyi değiştirdik diyen tüm Cumhuriyet filozoflarını yalancı çıkarıyor
Devlet, milletine neden yalan söyler?
Konuyu kapatmadan inönüden bir alıntı daha yapalım: Uzun yıllar devlet (Osmanlı Devleti) eğitim sorununa eğilmemiş, kütlesel eğitime önem vermemişti. Vermiş olsaydı, şüphesiz ki daha yüksek olurdu. (a.g.e).
Eğitime önem verecek zaman mı vardı? Osmanlı son zamanlarını Avrupanın kışkırttığı isyanlardan doğan savaşlarla geçirdi. Aralıksız 17 yıl savaştıktan, insan, para ve silah kaynaklarını iyice tükettikten sonra, Birinci Dünya Savaşına girdi, onun yaraları sarılmadan Kurtuluş Mücadelesi vermek zorunda kaldı.
Tarihe kasıtlı değil, iyi niyetli yaklaşmak lâzım.
Yukarda verilen ismet agzindan en can alici cumle sudur :( Harf devriminin tek amacı ve hatta en önemli amacı okuma yazmanın yaygınlaşmasını sağlama değildir. Okur-yazar oranının düşük oluşunun yegâne sebebi alfabenin öğrenilmesinin zor olduğu değildi )
Bizzat tarihi yasayan sahsiyet bile okuma yazma oranin dusuklugunun sebeblerini acikliyor bu degildi dese bile siz yarim tarihinizle hatta bilmediginiz oranlarla muhalefet ediyorsunuz.
--spoiler--
yine aynı noktalardayız. facebook gibi aptal ortamlara paylaşılan kaynaklardan gelmiş söz ediyor birileri.
kendi okumadığı kaynakları sanal alemden alıp birinin yansıtması da cabası. zaten bu şakirtlerin alayı aynı bul bi yerlerden, okuma, sadece biri kaynak yazmış onu yapıştır geç. bakalım söz konusu kaynaklar nereden alınmış olabilir?
kaynaklar hep aynı kaynak yalanlar hep aynı yalan.
atatürk her önder gibi biraz sertti lakin asla diktatör değildi.
--spoiler--
Guldurmek zorunda degilsiniz ozelden size verdigim kaynaklarin pdf linklerini atiyorum ayrica bu paylasimlar cok begenildigi icin tek ana merkezden alinmadir peki ben o kaynaklari okudugumu ve bu yazilarin ciktigi asil yeri gosterirsem Adambovary esektir diye baslik acmama musade edecek misin, he cok merak ediyorsaniz http://belgelerlegercektarih.wordpress.com tum paylasimlarin alinti yapildigi ana sitedir her hangi bir konuya bu rumuzunla yorum yaparsaniz suanki rumuzumla itina ile cevap verebilirim saygilar.
diktatörlük kötü bir kavram olmadığı için kemocanların kızmaması gereken önermedir.ayrıca istiklal mahkemeleri,izmir suikasti idamları,menemen olayları idamları,dersim katliamı v.s.v.s. gibi olaylar sebebiyle kimseyi diktatör ilan edemezsiniz.ne yani adam kendine muhalif olanı,mahkeme kurup astırmasın mı? o kadar bize bu ülkeyi hediye etmiş,bu kadarcık lüksü olmasın mı? çok ayıp ediyorsunuz bazen.