--spoiler--
onun için damadına kalkıp devletin parası ile gazete televizyon grubu aldı da kimse sesini çıkartamadı
*
mesela bu meclis sülalen karşı çıkarken canını dişine takıp diktatör dediğin atatürk açtı bu meclisi
yasaları yapsın diye
ama sen; açık meclisi yok sayarak, daha geçen gün khklerle kanunları kendisi yapanı yalıyorsun, arsız
*
atatürk diktatördü!..
o yıllarda almanya ve avusturyadan kaçan tam 142 bilim adamı, birçok batı ülkesi dururken türkiyeye gelip ilimlerini sürdürebilmişlerdi ama daha on gün önce bilim özgürlüğü yok edildi diye 50 bilim adamımız tübadan istifa etti, senin ileri demokratın elinden
gazetelerde yazamadılar, televizyonlarda söyleyemediler bile korkularından
insan biraz utanır
*
bir test yap istersen
çık sokağa şu sözcükleri bağır, bak bakalım insanların aklına kim geliyor:
korku
gemicik
kayıp trilyon
evrakta sahtecilik
villa, mücevherat, ticaret
hapisteki gazeteciler
bağımlı yargı
baskı
nefret
faşizm
*
çık dene, diktatörü gör
*
bugün 10 kasım
hayatta olmayan, silinmek istenen, hakaret edilen, artık hiçbir yaptırım gücü bulunmayan diktatör için bir millet sokaklara dökülüp onu özlemle, saygıyla, minnetle anacak
onun için ağlayanları göreceksin
istersen herhangi bir köy kahvesine girip ona bir laf söyle, başına geleni göreceksin
senin atatürk diktatördü diyerek yalakalık yaptığın, altmış koruma arasında sokağa çıkamazken
*
şimdi mi aklına geldi atatürkün diktatör olduğu?
üç çeyrek asır sonra
ama daha dünkü hukuksuzluğu, baskıyı, tehdidi, korkuyu duymadın
mesela; yazılmamış kitapların suç sayıldığından, gazete patronlarına yazar kovdurulduğundan, ayağa kalkmayanların hapse atıldığından, hırsızlık dosyasının kapağını açan savcıların sürülmesinden, muhalefet şerhi koyan hâkimlerin gönderilmesinden, yargının iktidara bağlanmasından, insanların yatak odalarına kamera sokulmasından, on binlerce insanın telefonlarının dinlenmesinden haberin olmadı
*
çünkü
utanman yok
--spoiler--
''Ben diktatör değilim. Benim kuvvetim olduğunu söylüyorlar; evet bu doğrudur. Benim isteyip de yapamayacağım bir şey yoktur. Çünkü ben, zoraki ve insafsızca hareket etmesini bilmem. Ben, kalpleri kırarak değil, kazanarak hükmetmek isterim.''
Padişahların demokrat olması zaten beklenemezdi. Çünkü zaten yönetim sistemin böyle birşeye elverişli değil. Adam tek zaten. Niye demokrat olsun? Ama keşke hepsi olsaydı. Olanlarda zaten Osmanlı'ya en güzel dönemlerini yaşattılar.
ulan o yıllarda millet boku yemiş ülkenin içine sıçmışlar , herkes topraklarımızı paylaşıyor. biri çıkıyor ve milleti birleştiriyor. sen gelmişsin diktatör diyorsun. başka bir babayiğit çıksaydı o zaman başka yollarla kurtarsaydı vatanı. çare ne ise onu yapmıştır. diktatörlük gerektiğinde diktatörlük yapmıştır. iyi etmiştir.
jakoben yaklaşımın bir manasıyla ifade ettiği gerçektir.
devrim yapacaksın, meclisim var, demokratiğim diye övüneceksin ama millete sormayacaksın.pardon? bu diktatörlük değilde nedir?
muhalefeti kapattıracaksın, basına sansür ve yasak getireceksin. bu diktatörlük değilde nedir?
istiklal mahkemeleri kurup, direkt kendine bağlayacaksın, verdiği kararlara temyiz hakkını tanımayacaksın. aynı soru
halkın seçtiği diğer partiden belediye başkanlarını istifaya zorlayacaksın, tüm mülki amirlerini partili yapacaksın. tekrar soruyorum.
laiklik adına milletin giyimine kuşamına, diline, dinine, müziğine karışacaksın. sorayım mı yine?
diktatörlere selam yollayacaksın, heyetler gönderip işbirliğine gireceksin. sormuyorum artık.
velhasıl kelam gücenmeyin mustafa kemal e diktatör denmesine. evet diktatördür. biraz siyaset bilseniz gocunmazsınız. söz konusu devrimler demokratik sistemde yapılamaz zaten. diktatörlük şarttır, elzemdir.
osmanlıyla kıyaslayanlara da gülüyoruz zaten. burada kıyaslama yok. atatürk diktatördü deniyor sadece. padişahların diktatör olması mustafa kemal in diktatör olmadığı manasına gelmez la.
birden aklıma üstadın yorumunu getiren başlık: "Mustafa Kemal'in yaptığı şey, denizde boğulan kızı kurtarıp kenarda tecavüz etmeye benzedi" Necip Fazıl'ın Türkiye hakkında bu sözü söylemesinden sonra bir diğer Üstad Cemil Meriç'in Türkiye hakkında "Tecavüzcüsüne aşık olan aptal kız" dediğini biliyor muydunuz. (Necip Fazıl atatürkün gerçek yüzünü söylediği için hapse atılmıştır.
Tarih sağlam kaynaklardan okunduğu taktirde çok rahat kanaat getirilebilecek bir mevzuu. Ama atatürk'e bir kötülük atfedip etmemesi tartışılır. çünkü o devrin şartlarına göre diktatörlük biraz olsun icap ediyordu.
doğruluğu şüphe götürmez bir gerçektir.
tarihi kendine göre yazdıran, siparişle tefsir yazdıran, ezana karışan, halkları yozlaştıran bir adam başka ne olabilir ki?
Atatürk bir gün yakın çalışma arkadaşlarıyla Beyoğlu´nda yeni açılan Turkuvaz isimli bir lokantaya gitti.
Lokantanın sahibesi, Atatürk´ü karşısında görünce hemen özel bir masa hazırlamaya girişti. Ama Atatürk onu engelledi, bulduğu boş bir masaya ilişti. Modern görünümlü insanlar keyif içinde yemek yiyor, mekânın şıklığı dikkat çekiyordu.
Burada gördükleri çok etkilemişti Atatürk´ü... Böyle bir lokantanın yaşaması gerektiğini düşünerek kadına, "Sizin için ne yapabilirim?" diye sordu.
Kadın da böyle bir lokali geliştirmek için çok para gerektiğini ama hiç parası kalmadığını anlattı.
Bunun üzerine, yaverinden çek karnesini istedi Mustafa Kemal ve o günler için hatırı sayılır miktarda bir para yazdı. Çeki kadına uzatacaktı ki tam bu sırada uzanan bir el, onun elini tuttu.
Bu elin sahibi, genç bir doktor olan Reşid Galib´ti.
Atatürk´ün kulağına eğildi Reşid Galib ve fısıldadı:
- Bu parayı vermemelisiniz efendim!
Şaşkınlıkla "Neden?" diye sordu Atatürk...
- Çünkü bu para amaca uygun harcanmış olmaz!
"Allah, Allah... " diye söylendi Türkiye Cumhuriyeti´nin kurucusu ve çıkıştı:
- Benim param değil mi, nereye istersem oraya harcarım!
Genç doktor kibarca direndi:
- Hayır efendim, sizin paranız değil. Milletin parası... Size, sadece emanet o para!
Atatürk genç doktorun gözlerinin içine bakarak önce çeki yırttı, sonra da oturduğu yerden kalkarak mekândan ayrıldı, Ankara´ya döndü.
Birkaç gün sonra istanbul´da kalan Reşid Galib´e bir telefon geldi. Karşıdaki ses, "Maarif Vekilliği´ne atandığını" (Milli Eğitim Bakanı) müjdeliyordu.
Böyle bir insana diktatör diyemezsiniz. Her devlet başkanı gibi otoriterdi ama diktatör asla.
kemalistlerin kabullenemediği gerçektir.
müjdat gezen? şu bizim ayıcı başı.
sözleri gözlerimi yaşarttı, evet öyle bir cumhuriyet kurmuş ki, seçim yok, sandık yok. neden? halk cahil!
evet, bayağı demokratmış kendisi. direktmen dolmabahçe sarayına kurulmasından belli.
olağanüstü ve zor koşulların olağanüstü lideriydi, değişen dünyada yapması gerektiğine inandığını yaptı. onu aynen taklit etmek hata olur, hem zaman hem koşullar çok farklı. kuruluşlar ve yenilikler daima sancılı ve zordur. başarısız olmuş eski sistem yerine denenmemişi yapıyorsun sonuçta. kaldırdığı kurumlar ve eski ortam başarılı olsaydı zaten kimsenin rahatını bozup yapmak aklına gelmezdi ve desteklenmezdi. fikirleri uygulamaları o günün insanlarını bırak sonradan gelen nesillerinde savunmasını aldı. lider ortam müsaitse yön verir. güllük gülistanlık zamanlarda değil.