yanlış önermedir. zamanında birkaç defa çok partili döneme geçilmeye çalışılmış ancak açılan diğer partiler cumhuriyet rejimine karşı tehdit unsuru olmaya başlayınca kapatılmıştır. atatürk yeni partilerin açılmasını desteklemiştir ancak henüz rejim değişikliği olan bir ülkede bunu yapmak zor olmuştur.
atatürk devrimlerini ve diktatörlük kelimesini anlamadan açılmış başlıktır.atatürk'ün çok partili döneme geçmek istememesi gibi bi durum yoktur.atatürk'ün teşviki ile kurulan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası şeriatın,cumhuriyet karşıtları halkın odak noktası olmasıyla tehlike yaratmıştır ve sonunda şeyh sayit ayaklanması patlak vermiştir.ikinci deneme yine atatürk'ün teşviki ile kurulan Serbest Cumhuriyet Fırkası,yapılan miting ve gösteriler ile yine şeriatçı cumhuriyet karşıtlarının odak noktası olması nedeniyle atatürk diktatörlüğüyle değil fethi okyar'ın kendi isteği ile feshedilmiştir.yapılan görüşmelerle tbmm'ce henüz halkın ve ülke şartlarının ülke şartlarına uygun olmadığı açıkça görülmüştür.
bilmeyenler için diktatör:Bütün siyasi yetkileri kendinde toplamış bulunan kimse
altı cephede savaş, içeride milyona yakın düşman, menemen'de kubilay'ı kessinler, osmanlı hanedanı mandalara aşık olsun, aç susuz sersefil samsun'a çık bir ülkeyi baştan yarat ve diktatör olma hakkın olmasın. enteresan.
+ kendi ağzıyla diktatör olduğunu söylemiştir fethi okyar'a atatürk. şimdi kraldan çok kralcılar saldırabilirler fütursuzca.
- ne saldircam lan sana zihinsel engelli ergen
atatürk ün söylediği her sözü böylesine benimsese ne güzel olacak insanın sevindiği durumdur.
onu diyen bunu da dedi, diyeceğimiz yüzlerce sözü vardır ata'nın. atatürk ün sözlerine hassasiyet gösterildiğini, önem verildiğini görmek ne güzeldir...
katliam var mıdır? evet vardır.
farklı düşünmelerinden ötürü insanlar asılmış mıdır? evet asılmıştır.
kendisinden başka insanların seçime girilmesi engellenmiş midir? evet engellenmiştir.
şimdi tartışmamız gereken bu yapılanlar diktatörlük müdür? değil midir?
değildir diye cevaplanacak sorunsaldır. eğer atatürk bunları yapmasaydı türkiye cumhuriyeti 2 yıl ya olacaktı ya olmayacaktı.
gelelim farklı düşünme şekillerine. vatanı bölme, isyan çıkarma, kürt ayaklanmaları tek partili rejimi bu memlekette recep tayyip erdoğan denen adam tartışmalı hale getirmiş ve dedelerinin haklarını korumaya çalışmaktadır. büyük atatürk* daha önce bunu denemiştir. ancak, ingiliz mandası yanlısı dincilerin iktidar olma ihtimalini engellemek, cahil halka demokrasi gelecek diye vatanı emperyalizme teslik etmekten çok daha hayırlıdır efendiler. ama atatürk'ün kafasında şu vardı.
şuan bu halk dinci ne derse onu yapacak kadar cahildir. ben bu halkı aydınlık düşüncelerle donatırım. ancak ömrü yetmedi.
hadi şimdi tartışın atatürk diktatör müdür? bilimsel sonuçlarla bile açıklanabilir ki değildir. ama asıl olan ne biliyor musunuz?
evet diye cevaplanacak sorunsaldır. atatürk zamanında referandum yaptı da benim mi haberim yok?
hani türk milleti zekiydi? madem türk milleti zeki neden referandum yapmadı? madem köylü milletin efendisi neden köylüye fikrini sormadı yeni rejimle ilgili?
bi de utanmadan tayyip'e diktatör derler. tayyip diktatör olsa atatürk gibi referandum yapmazdı.
peşin edit:şimdi "atatürk olmasaydı baban kim olurdu bilemezdin" diyen, annesine zerre kadar güvenmeyen, atatürk olmasaydı benim annem fahişe olurdu diyen çakma kemalistler çıkacaktır muhtemelen. *
yabancılar bile atatürk' ü bizim türk milletinden daha fazla tanıyorlar. yazık bize ki hala böyle bir soru sorulabiliyor. görülen köy kılavuz istemez diyorum onlara, atatürk' ün diktaatör olduğunu ispatlayan hiçbir olayı yoktur !
--spoiler--
Atatürk neticede bir tek adamdı. Fikirleri asla tartışılmaz ya da onlara karşı gelinmezdi. itiraz edeceklerin akıbetleri belli değildi.
Mustafa Kemal bir Osmanlı paşasıydı. Abdülhamit'in kurduğu okulda okudu. ittihat ve Terakki Partisi üyesiydi.
Enver, Talat, Cemal Kupa üçlüsünden farklıydı Atatürk. Evet, hırslıydı. ihtiraslıydı. Planları vardı. Ama Enver gibi tedbirsiz ve akılsız değildi. En az onlar kadar vatanseverdi. Kupa Üçlüsü (Enver, Talat, Cemal) Turan ülkesine ciddi biçimde inanmış askerlerdi.
Bu üçlü Almanlarla işbirliği yaptı. Sırtlarını Almanlara dayayarak her şeyi halledeceklerini sandılar. Daldıkları hülyalardan bir türlü uyanamadılar. Abdülhamit'in 33 yıl savaşa sokmamayı başardığı Osmanlı imparatorluğu 1. ve 2. Balkan Savaşları'yla neredeyse çapulcu ordularına yenildi ve önemli topraklarını kaybetti.
Enver,Talat, Cemal üçlüsü bu yenilgi üzerine soluğu yurtdışında aldılar. Durum o kadar kötüydü ki, halk üzerinde ittihat ve Terakki üniformalı bir subay gördüğünde hemen üzerine saldırıyordu.
Mustafa Kemal darmadağın olmuş ve iflas noktasına gelmiş orduyu toparlaması için bizzat Vahdettin tarafından Samsun'a gönderilmişti. Resmi tarih hayranları nedense bu ve buna benzeyen birçok gerçeği görmezler.
Sonuçta Mustafa Kemal Kurtuluş Savaşı'yla ülkeyi düze çıkardı. Ancak Misak-ı Milli sınırları içindeki Musul-Kerkük'ü ingilizlere bırakmak zorunda kalmıştı. I. Meclis'te bu konuda sert tartışmalar olmuş, Atatürk'e sert muhalefet yapan Ali Şükrü Paşa, Topal Osman tarafından öldürülmüştü.
Atatürk döneminde bu tür sert tedbirler pek sık görülecekti. Neticede Mustafa Kemal 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet'i kurdu ve modern Türkiye'nin temellerini attı. Bugün Cumhuriyet'i hararetle savunanlar nedense Cumhuriyet'le ne anlatılmak istendiğini hiç anlamadılar. Cumhuriyet demokrasi olmadan hiçbir anlam ifade etmez. ingiltere bildiğin krallıktır, ama demokrasi vardır. iran, Azerbaycan, Suriye gibi ülkelerde Cumhuriyet vardır ama demokrasi yoktur. Serbest seçim yoktur. Ülke tek bir kişinin ya da zümrenin yönetimi altındadır.
Bizdeki Cumhuriyet sonraları Kemalizm illetine bulaştırılınca maalesef ortaya hiç istenmeyen bir yönetim çıktı. Bugünlerde çok sık yaşadığımız, "Atatürk diktatör müydü?" tartışması biraz da bu kavramların içlerinin yeterince doldurulmamasından kaynaklanır. Ya da bir kesim tarafından kavram kargaşası yaratılarak meselenin özü anlaşılmaz.
Atatürk diktatör müydü, sorusunun cevabı bellidir. Elbette diktatördü. Başka türlüsü olabilir miydi? Olabilirdi, ama bunun nedensellik ilkesinin açığa kavuşturulması gerekir.
Bir kere Cumhuriyet ilan edildi, ama ülkede başka parti yoktu. Serbest Cumhuriyet Fırkası ve Terakkirperver Cumhuriyet Fırkası kuruldu. Ama bunlar kısa sürede kapatıldı. Eğer bu iki parti seçimlere girse muhtemelen Cumhuriyet Halk Fırkası yenilgiye uğrayacaktı. Tamam, Atatürk dehaydı, iyi komutandı. Ama Atatürk'ün izlediği politika ülkenin yapısına ters ve halkı dışlayan bir modeldi. Serbest seçim yok, demokrasi yok, haklar yok.
Dayatılan her reforma ya da inkılâba kimsenin itiraz etme şansı yoktu. istiklal Mahkemeleri'nin kayıtları hâlâ tam olarak açıklanmadı. Taha Akyol'un muhteşem kitabı "Ana Hangi Atatürk?" Atatürk'ün ne tür siyasetler izlediğini, nasıl fikir değişikliğine gittiğini, onun kafa yapısını örneklerle anlatır.
Ayrıca Andrew Mango'nun Atatürk biyografisi Atatürk'ün daha hayattayken kendi putunu nasıl yarattığını ve tüm ülkeye diktirdiği kendi heykelleriyle Kemalizm ideolojisinin temellerini attığını ortaya koyuyor.
Atatürk neticede bir tek adamdı. Fikirleri asla tartışılmaz ya da onlara karşı gelinmezdi. itiraz edeceklerin akıbetleri belli değildi. Cephede omuz omuza çarpıştığı asker arkadaşlarını harcamaktan hiç imtina etmemiştir Atatürk.
Hatta ömrünün sonuna doğru, "Arkamda bıraka bıraka bir diktatörlük bırakıyorum" dediği rivayet edilir. Bu yüzden ismet Paşa'yı Başbakanlık görevinden aldığı ve ölene kadar hiç konuşmadığı bilinir.
Atatürk'ün diktatör olduğu tezine verecek cevabı olmayıp sağda solda küfür edenler o dönem dünya siyasetinin böyle olduğunu savunurlar. Ama yanılıyorlar. ingiltere ve Fransa'da demokrasi vardı. Serbest seçimler yapılıyordu. Bizde yoktu, yapılmıyordu. Ta ki 1946 yılında Batı dayatıncaya kadar. O dönem Almanya ve italya'da faşist yönetimlerin iktidarda olması bir şey değiştirmez. Kaldı ki bu iki ülke ikinci Dünya Savaşı'ndan yenik ayrıldılar.
Atatürk diktatördü. Belki durumun sandığı kadar kötü gideceğine inanmıyordu. Belki demokrasiye inanmıyordu. Muhalif gördüğü herkesi sindirmiş, azıcık isyan eden her kitleyi de sert bir şekilde bastırmıştı. Sabiha Gökçen'in Tunceli'yi bombalaması hâlâ unutulmaz.
Kim bilir daha bilmediğimiz neler var... Umarım onları da yakın gelecekte öğreniriz.
--spoiler--
gülünesi bir konudur. hangi diktatör ülkesini dış dünyaya açmıştır? diktatörlerin en belirgin özelliği zaten ülkelerini dış dünyaya kapatıp kıçlarını sağlama almaktır. ama atam'ın böyle bir derdi hiç olmamıştır. ayrıca diktatör dediğin ülke mallarını kendi malı gibi görür. atam'ın da böyle bir derdi var mıydı? böyle bir çağdaş ve ülkesini düşünen adama diktatör diyorsunuz ya ben ne diyeyim size? allah ıslah etsin. amin.
anlaşılacağı gibi çözümü belli olmayan haliyle her kafadan farklı bir söylemin ortaya çıktığı soru. tanımdı bu.
atatürk'ün döneminde avrupanın yarısı diktatörlükle yönetiliyordu. almanya, fransa, rusya, portekiz, ispanya vs... yani demokrasi avrupa'da bile yaygın değildi.
atatürk bir demokrat olsa idi atatürk olur muydu? demokrasi sayesinde bir atatürk, bir fatih çıkmış mı? çıkmaz çıkamaz. demokrasi dediğimiz şey önüne gelene iftira atan şarlatanların, silahlarından biridir. demokrasi çoğunluğun azınlığı ezmesidir. demokratk liderlerin amacı çoğunluğu elde etmektir, haliyle asla bir kahraman olamazlar. kurtuluş savaşı zamanında siyasi partilerin ve demokrasinin olduğunu düşünsenize. o zaman ne olurdu halimiz.
bugün atatürk diktatördü diyenlerin çoğunluğunun ortak özelliği var. bunlar tabi ki anlayacağının gibi kendini osmanlı torunu sanan islamıcı kimselerdir. osmanlıya hayranlık beslerler ancak atatürk'e diktatör derler. sonra da kanunla korunduğuna göre bir şeyleri gizleniyor derler. peki hayran olduğu osmanlı zamanında siyasi partiler var mıydı? osmanlı padişahları allahın kanunları ile korunuyor, bir dediğine iki diyenin kellesi gitmiyor muydu? nedir bu ikiyüzlülük? aynı şey komünistler için de geçerli. lenin demokrat olsaydı lenin olur muydu?
atatürk bir demokrat olsaydı belirli bir partinin kahramanı olurdu, türk milletinin başbuğu olamazdı.
ek olarak belirteyim diktatörlük, demokrasi denilen sömürgecilikten daha iyi bir yönetim şeklidir.
Erzurumlu erzurumluya sormuş,
- kardaş sen dadaş mısan ?
- ya ne poham ?
Neyse. Haklı ve yerinde bir soru. Kişisel servet yapması, 15 yıl süren muhalefetsiz iktidar, tüm aykırı seslerin tasfiyesi, şehir meydanlarına yapılan yüksek maliyetli heykeller .. Bu sorunsalın sebebidir.