altı yüz yıl süren tek başlı osmanlı imparatorluğundan sonra taze kurulmuş bir türkiye cumhuriyeti. ne bekliyordunuz ki bir millet padişahım çok yaşa sloganlarıyla uyutulmuş iki defa meclis sistemine geçmeyi denemiş ama başarısız olmuş bir savaş ülkesi. evet o zamanın şartlarına göre halkın yüzyıllardır alıştırılmış krallık yönetimine tepki vermemesi için bu gerekli bir zorunluluktu. sen dört tarafın cephelerle düşmalarla kaplı bir ülke de hangi demokrasiyi bekliyordun. diktatörlüğü sevmem ama eğer gerekliliği varsa yapılacak zamanlarda olacaktır. tıpkı otuzdokuzlu yıllar almanyası gibi. iyi mi oldu kötü mü oldu orası tartışılır. ama tek gerçek bu halden kurtulana kadar tek adam devrinin devam etmesi gerekliliğiydi.
diktatör bütün siyasi yetkileri kendinde toplamış demektir tabi zorba anlamıda vardır. su zamanda hangi yönetim veya hangi hiyerarşik düzende en tepedeki kişi az veya çok diktatörlük yapmıyorki, hele günümüzde sözüm ona demokrasinin sembolleri olan partiler bile neredeyse genel başkanları tarafından diktatörlükle yönetiliyor ama doğru ama yanlıs,bence doğru..yani hayatın her alanında bir diktator,söz sahibi olmak zorunda yoksa muhalefetten öteye gidilemez.
gel gelelim ataturke; savaş zamanı özellikle ceddimizin içinde bulunduğu savaş durumunda elbetteki bir john connor a ihtiyaç vardı bu mustafa kemal olmus veya kazım karabekir olmus çok önemli değil çünkü savaş zamanı yapılcak şeyler üç aşağı beş yukarı bellidir nitekim atatürkte öyle yapmıştır.
asıl önemli olan ülke rahata erip kendi içine dönük meselelerini konusmaya baslasınca yani seçenekler olusmaya baslayınca ne yapıldı nasıl yapıldığı önemlidir. atatürk meclisi kurmustur fakat aynı mecliste muhalefetin başı büyümeden kesilmiştir,çok partili dönemlere geçilmeye çalısılmıs fakat yine muhalefetin güçlenmeye başlandığı zaman kapattrılımıstır.acaba hangi demokrasiye göre istiklal mahkemeleri kurulmustur;atatürk ülkenin geleceğini düşünmüş ve halkı ayrışmalara götürecek kişileri cezalandırmıstır eywallah fakat hangi demokrasiye,hangi meclise sorulup ta aynı istiklal mahkemeleri tarafından onlarca hoca efendi hunharca asılmıştır. bu yapılanlar kimine göre göre milletin bekası için yapılmıstır ki öyle farzedilse bile bunları yapan güç bir diktatörün gücü değilde neyin gücüdür acaba
dediğim gibi diktatörlük bana göre iyi bişeydir fakat önemli olan diktatörlük yapacak kişidir o kötüyse herşey kötü o iyiyse herşey iyidir(olamayabilirde), atatürke diktatör denememesinin sebebi yine onun zekası ve başarısıdır. birisi size geliyor ve aslında yapmak istemeyeceğin veya yapmaktan çekineceğin birşeyi öyle güzel öyle afilli anlatıyor ki sanki siz gerçekten anlatılan şeyi istiyorsunuz,hedefliyorsunuz onun için çalışmaya başlıyorsunuz işte atatürkte farklı olan budur yapmak istediklerini etrafındakilerinde hedefi olması gerektiğini onlara çok iyi bir şekilde empoze edebiliyordu. atatürk iyi diktatör veya kötü diktatör demiyorum sadece akıllı ama çok akıllı bir diktatördü diyorum, hattı zatında oda bir diktatördü.
yıllardır tartışılan bir konu atatürk diktatörmüdür.atatürk demokrattı, bir halk meclisi kurarak emperyalizme karşı mücadeleyi başlatan mustafa kemal daha sonra devrimlerini türk halkına benimsetmiştir. bu günkü diktatör yönetimleri ülkelerini oluşturdukları cunta ile yönetiyorlar. mustafa kemal ise büyük millet meclisini kurarak diktatör olmadığını kanıtlamış, dünyaca takdir ve övgüler kazanmış,türk milletini dünya milletleri arasına sokmuş en büyük türktür. onu sevmeyenler ise halkın gözünden düşürme çabasıyla diktatör karalaması yapmaktadırlar. mustafa kemel atatürk milletinin kalbinde ve beyninde sonsuza kadar yaşayacaktır. o bu milleti kulluktan kurtarıp özgür vatandaş yapmıştır.
o öyle bi dönemdi ki mutlak hakimiyet için bu güç lazımdı ona. çok şükür ki doğru birinin elindeydi tek olma gücü. allah ondan razı olsun. sakın ola klavyenizin karşısında rahat-rahat sözlükte dolaşırken ülkenizi, özgürlüğünüzü kurtaran adama böyle basit sıfatlar takmayın. tarih bile objektif yorumluyor, siz sakın insanlık dışı yorumlamalarda bulunmayın. o dönemde öyle olmalıydı ve oldu.
monarşiyi devirip padişahlığı kaldıran ve bir ülkeyi demokratik bir siyasal hayata sokan, dahası devrimler gerçekleştirerek bu soru cümlesini kurabilecek kadar salak insanların dahi yaşayabileceği bir ülkeyi dünyanın en özgür ülkesi kılan, onuncu yıl nutkunda tüm ülkeye seslenerek bugünleri söyleyen (kendisine,ülkesine,şehidine,toprağına hıyanet edebilecek dahili ve harici hatta devlet adamlarının olabileceği) yüce insan hakkındaki en komik hakaret cümlesi.
eğitim sistemimiz nedeniyle aynı tornadan çıkmış olduğumuzdan, aksi düşünenleri kolayca vatan haini atatürk düşmanı ilan ettiğimizden ,bu tür konuları tartışmaya yeterince açık olmadığımızdan , düzgünce fikrimizi söylesekte genede eksi oylama bombardımanına tutulacağımızdan ,korkularla terbiye edilen bir toplum olduğumuzdan şahsi kanatimce sorulmaması gereken , mazallah sorulduğunda da mevcut yasaklar , toplum baskısı göz önüne alınarak mümkünse cevaplanmaması gereken sorudur.
toktamış ateş'in her vize ya da finalde sormadığı sorudur. sakın ola ki kanıp sadece bu soruya çalışıp girmeyin sınava. mesela bugünkü final sınavında çıkmadı. vizede de çıkmamıştı. isyanım var sözlük.
Neşe Düzelin Taha Akyol ile yaptığı söyleşi ile tekrar gündeme gelen sorunsal. AKP 3 Ekim 2009 da bir kongre yaptı. Tayyip Erdoğan seçime tek aday olarak katıldı.
Katılan tüm delegelerin oyunu alarak yeniden genel başkan oldu.
Buna kimsenin bir itirazı oldu mu ? Tayyip Erdoğan kurucusu olduğu partinin doğal genel başkanıdır.
Kendisine biat etmeyen Abdullatif Şener ve Erkan Mumcu nerede ? Mustafa Kemal Atatürk de kurucusu olduğu Türkiye Cumhuriyetinin doğal cumhurbaşkanıdır.
Diktatör demek için insafsız olmak gerekir.
diktatör olsa son yüz yılın en büyük insanı seçilmezdi.onun yerine adolf hitler seçilirdi. bırakın bu boş muhabetleri arkadaşlar lütfen insanlar gerçekten nankörmüş ki böyle bir başlık açma gereği duyuluyor. gerçekten yazık
atatürk iyi bir diktatördür. insanlar iyi niyetli diktatörler olamayacagina iliskin görüslere sahip olduklarindan diktatörlük makami reddedilme durumundadir.
ama atatürk yeri geldiginde üniformayi cikarip frak giymeyi bilmistir. cumhuriyet kurulduktan sonra savas sahnesinden siyaset sahnesine gecis yapabilmistir. bu alanda da tektir...
realisttir. hitler gibi hayalperest bir adam degildir.
bu baslik diktatörlük durumunu yanlis bir sey olarak alan sahislar tarafindan acilmistir. haddizatinda dünya, ülkesine cok büyük faydalar saglamis diktatörlerle doludur. hemen bütün krallar diktatördürler. kuran´da da ismi büyük yücelikle anilan hz.süleyman kraldir mesela- büyük ihtimalle bu adam bir diktatördü. ama insanlara iyilikler yapmis ve halkini ihya etmistir. kuran´dan allah´in selami onun üzerine olsun ,denilir- ki allah varsa da yoksa da- halkini refaha erdiren her kral-diktatör- büyük bir adamdir kanimca.-
esas sorunsal, bütün diktatörler yanlis midir, yoksa bu sekil bir baslik yanlis midir, sorunsali olmalidir.
atatürk'ü bu tarz bir saçmalık karşısında savunmak bile ona haksızlık yapmaktır fakat sadece birkaç şey söylemek istiyorum. atatürk diktatör olsaydı öncelikle kendi yetkilerini kısıtlayacak bir meclisin kurulması için daha sonra da çok partili hayata geçmek için bu kadar çabalamazdı. aslında en önemlisi diktatör bir lider türk halkı'nın bilinçlenmesi, herkesin okur yazar olabilmesi, çiftçinin işçinin emeğinin karşılığını alabilmesi için o kadar seferberlikler,inkılaplar yapmazdı ve birçok ülkeden önce kadınlara bu kadar hak vermezdi. atatürk hiçbir liderin olamadığı kadar halkın içinde halkın sorunlarını zırhlı araçlarda değil gözlerinin içine bakarak dinleyen bir liderdi. diktatörlüğün tanımına bakarsak diktatör bir lideri o kadar uzaklarda aramamak gerekir.
atatürk'ün, saklansa da bir diktatör olduğu gerçektir.
atatürk; türkiye ulusal kurtuluş mücadelesine öncülük etmiş, ittihatçı, türk milliyetçisi bir şahsiyet idi. tanınmaması zaten imkansız; her köşede, her sokak başında kendisini görmek mümkün. saklanmaya çalışılsa da atatürk'ün bir diktatör olduğu gerçektir. kendisinin olduğu dönemde çok partili bir rejime gidilecekken, bunları kaldıramayıp bazı partileri kapatması, ve ölünceye kadar da çok partili döneme geçilememesi bunun en somut göstergesidir. ***sözde*** tbmm'nin halkın temsilcisi olduğunu anayasaya kaydeden atatürk, bunu somut bir şekilde gösterememiş, ve ne yazık ki önemli bütün kararları bizzat kurmayları ile birlikte kendisi almıştır. o zamandan bu güne cumhuriyet(!) hiyerarşik bir mekanizmayı atlatamamış; oligarşik, hiyerarşik garip bir düzen olarak süregelmiştir...
düzen oturana kadar elinde olmadan 1-2 devlet organını bir arada sahiplense de millete hiç bir acı yaptırımda bulunmamış "kısa süreli ve zorunlu" diktatörlüktür. diktatör damgası yememek için çok partili sistemlere gitmeye çalışmış, hukuk sisteminde bir çok değişiklik yapmıştır. diktatör olması ise halka mal olmuş bir diktatör olması anlamında olabildiğince doğrudur.
meclis çalışmaları ,temsilciler meclisini kurması, kuvvetler birliğinden kuvvetler ayrılığına geçmesi ,çok partili sisteme iki kere geçmeye çalışması ve askeri görevinden istifa ederek tbmm de görev almasını göz önüne alırsak geçersiz bir düşüncedir.
bu arada ilk meclis çalışmasın da savaşı bizzat yönettiği için başkumandanlık rütbesini almıştır. yoksa müfettiş olarak gittiği samsun'dan sonra askerlik osmanlıda ki görevinden istifa etmiştir ve sivil olarak görevini sürdürmüştür .
ancak şu anki duruma bakarsak kimlerin diktatör gibi davrankmak istediği zaten açıktır.
(bkz: özgürlüğü insanları esir almak için kullanmak)
çünkü ne kadar diktaya benzer yönleri de olsa tek adam da olsa nasıl bir padişah diktatör değilse atatürk de diktatör değildi.
çünkü egemenliğini yani meşruiyetini ulustan alıyordu ve o ulusu kendi elleri ile yaratma girişimindeydi.
bir başka deyişle diktatörün sınırı yoktur istediğini yapar ama atatürk istediğini yapabilme kapasitesine sahip olmasına rağmen genellikle (bazı dönemler hariç) kendi oluşturduğu yasalara tabii olmuştur.
Devrim süreçleri sancılıdır. Devrim süreci ve sonrasında ki belirli bir süre her devrimi korumak için şart olandır baskı yöntemi. Yoksa devrim günlerle ölçülür. Kapitalist demokrasiyi kurmuş bir liderin alamıyacağı yakıştırma.
edit=Atatürkçü değilimdir. Fakat atatürk diktası ile eleştirilemez. Her devrim kendini korumak zorundadır. Yeter ki bunu sonradan saklamaya, diktayı kullananı melek göstermeye çalışmasınlar efenim. Bugün bu ülkede devrim olacak olsa sosyalist hareket falan hiç farketmez devrimini koruyacaktır. Kurşuna dizecektir. Halk adına göstermelik yargılamalar yapacaktır. Gereklidir!!
yanlış bir önermedir. çünkü atatürk'ün kurduğu cumhuriyete o zamana kadar monarşi * olarak yönetilen türk'ün uyum sağlaması gerçek anlamda en demokratik anayasanın kabul edildiği 1961'e kadar sürmüştür. o dönemde kurulan 2 muhalefet partisi gericilerin eline geçtiği için biri kapatılmış, diğeri de kendini feshetmiştir. o dönemde doğu'daki gerici ve ayrılıkçı ayaklanmaları da unutmamak gerekir. 1961'den sonra soğuk savaş'ın ülkemize yansıması ve sağ-sol çatışmasının başlaması nedeniyle önce 12 mart muhtırası, sonra 12 eylül darbesi ülkenin üzerinden silindir gibi geçti. kusura bakmasınlar ama atatürk şimdiki liderlerden daha demokrattı. çünkü mebus adaylarını biz değil parti liderleri belirliyor ve biz de onları oylayarak demokrasicilik oynuyoruz. gerçek demokrasi için doğu'daki feodalite toprak reformuyla tasfiye edilmeli ve siyasi partiler yasası'nı değiştirerek her türlü dokunulmazlık kaldırılmalı, seçim barajı % 5'e indirilmeli ve lider sultasına son veren hükümler bu yasaya konmalıdır.