ulu önder mustafa kemal atatürk yobaz bir dini geleneğin üzerinde kurulmuş olan osmanlı devletinin küllerinden modern ve çağdaş bir ülke kurmuştur. yüzyıllardır dini duyguları güçlü olan osmanlı halkına avrupayi ve çağdaş devrimleri kabul ettirip benimsetmek ve bu çağdaş kazanımları devrimlere direnen halktan korumak pek kolay olmamıştır tabi.
ama cumhuriyet yönetimi ve ulu önderin üstün dehası devrimleri yobaz halktan korumak için çok zekice bir yapılanma oluşturarak devrimleri yobaz halktan koruyacak yeni bir bürokrasi ve askeri sistem inşa etmiştir devrimlerin düşmanının yobaz anadolu halkı olduğunu erken kavrayıp bu kesime karşı etkin mücadele yöntemleri tesis edilmiştir.
bürokrasi ve güvenlik birimleri tüm enerjilerini devrim düşmanı yobaz anadolu halkının üzerinde yoğunlaştırarak cumhuriyet devrimlerinin düşmanı olan çevreleri devletin tüm imkanlarını kullanarak, nefes almalarına dahi imkan tanımayarak, rejime karşı baş kaldırmalarına asla müsaade etmemiştir.
devrim düşmanı yobaz anadolu halkının devlet ve askeri kadroları ellerine geçirmemeleri için eğitim sisteminden başlayarak çok etkin mücadelede bulunulmuştur, haklı olarak bu köylü yobaz takımı yok sayılmıştır.
cumhuriyeti korumakla görevli aydın, çağdaş ve elit kadrolar bu çalışmalarda bulunurken yobaz halkın çağdaşlaşması için modern hayat çeşitli etkinliklerle ( sinema, tiyatro, radyo) teşvik edilip, çağdaş ve avrupayi bir toplumun sosyal yapısı oluşturulmaya çalışılmıştır ve gayet te başarılı olunmuştur. en basiti bizim gibi yobaz bir kültürün üzerinde kurulan bir ülkedeki insanlar kılık kıyafet olarak paris teki insanlardan farklı değilse ve taksimde gün ortasında öpüşen çiftler görebiliyorsak devrimlerin başarılı olduğuna hem fikir olabiliriz.