bir kişi de demiyor ki; ya arkadaş atatürk döneminde hangi demokratil olgu gerçekleşti diye?
neymiş kadınlara seçme seçilme hakkı gelmiş, neymiş çok partili sistem gelmiş, neymiş artık söz milletinmiş!!!
yahu adamlar bu ülkeyi 1920 yılından 1948 yılına kadar dikta rejimiyle yönetti siz neyin demokrasisinden bahsediyorsunuz? atatürk dönemi 18 yıl ismet inönü dönemi 10 yıl toplamda 28 yıl boyunca kim demokrasi gördü!
işte şartlar öyleymiş de, ülke hazır değilmiş de, yav he he... ulan almanya bu süreçte 2 kere sıfırı tüketim 2 kere ayağa kalktı be! neyin hazır değili bu.
birbirimizi kandırmayalım, atatürk demokrasi getirdi ama asla uygulamadı ve maalesef diktatördü...
Dönemin şartlarına bakacak olursak Atatürk demokrasi yolunda büyük adımlar atmıştır fakat o günün şartları çok partili hayata geçmek için uygun olmadığından dolayı geçilememiştir bu nedenle tam demokrasinin yaşandığı söylenemez ama şu an da tr demokrasiden kim söz edebilir ki?
29 ekim 1923 te cumhuriyeti ilan eden rte olsaydı ve bugün iktidarda atatürk olsaydı, o zaman da rte ye sallanacaktı denilesi. sözler fikir adamlığını değil iktidar şakşakçılığını belli eder nitelikte.
almanya'nın iki kere sıfırı tükettiğini ve iki kere ayağa kalktığını beyan ederken atatürk'e sallayan mal beyanı. he canım biz de tüketeydik sıfırı. gör o zaman hangi amerikalı, hangi yahudi kaldıracaktı ayağa? mason localarını kapatan adama husumet varken çok yardım ederlerdi. neyse ki localar açıldı, marshall yardımı geldi, yolu olmayan ülkeye zoraki borçla ikinci el traktör geldi.
almanya, ilkinde neden sıfırı tüketti? sırpların ayrılıkçı hareketleri, bismarck'ın denge politikasını bozduğu için. zaten ingiltere ile fransa, prusya'nın hemen toparlanmasına gıcıklar, abd elden gitmiş, karışmayın bana diyor. çöktüler tepesine. "almanlar yenilince biz de yenilmiş sayıldık." o arada da evliyaların rahmeti bol ruhlarının ziyareti ile türkiye'yi kurabildik.
demokrasiye tam geçicem, bi "ölme" tutuyor. ya dinci-kürtçü tayfası (akpkk'nın evveliyatı) gider hakkari'de ingilizlerle, dersim'de fransızlarla işbirliği kurup halkı galeyana getirir, ya dünyada kriz patlak verir, memleketi mussolininin, hitlerin insafına bırakmak istemeyen lider, çalkantılı dönemde daha kurulmamış, emekleyen ülkenin temelini sağlamlaştırmak ister. tabii bu arada hadi kuralım madem diyince ne kadar ağa, ne kadar halifeci varsa ağacı yaşken budamak için elinde balta bekler. sonra da neden demokrasi gelmedi? iyi ki de amerikan demokrasisi o dönemde gelmedi. en azından devletin ömrü bir on sene uzamış, 1939'u olağanüstü dönem saysan, 1945'ten sonra cumhuriyet diye bir şey yok zaten.
Tek bir kişinin belirlediği adayların arasından seçim yapmak zorunda olmak ne kadar demokratiktir, tartışılır. Halk aday çıkaramıyor, bir şahsın adayları arasından seçim yapıyordu. Hayatında urfa'yı (belki de hiç) görmemiş yahya kemal urfa milletvekiliydi mesela.
Ayrıca çok partili sistem bize abd'nin zoruyla geldi. Atatürk öldüğünde tek parti sistemiyle yönetiliyorduk.
Edit: biz "çok partili hayata hazır değil"ken, düne kadar bizim egemenliğimizde yaşayan bulgaristan'da çok partili rejim vardı. Ayrıca "gerici" osmanlıda da çok partili sistem vardı.
devrimci döneme, kadınlara seçme ve seçilme hakkına, atatürk'e ismet inönü'ye , yeter artık söz milletin olsun demeye atılan iftiradır kendilerine göre kadın ve erkek eşit değildir ki zaten efenim! dinci diktanın iftirasıdır!
efendim kesinlikle yanlıştır. atatürk demokrasiyi aydın bireylere ve aklını kullanabilenlere getirmiştir. hizmete, köleliğe ve sömürgeye alışmış köpeklere getirmemiştir.
müslümanları halifesiz başsız bırakan,
"geldikleri gibi giderler" dediği varsayılan kişilerden aldığı ödevler ile,(yani onların savaşmadan gitmesini gerektiren ödevler ile)
gavurun tatil gününü, kıyafetini, dilini, alfabesini, ahlakını, koca bir millete adapte edip, sadece bu toprakları değil bütün islam dünyasını hamisiz bırakan birine başka ne denilebilir?
o hasta adam osmanlının torunları hala aldıkları narkozun etkisindeler, hele bir o narkozun etkisi geçsin, hele o hasta adam iyileşip eline geçirsin sopayı, hele bir düşsün mirasının peşine,
siz o zaman seyreyleyin gümbürtüyü,
türbelere karşıyız diyenler şimdi anıtkabire* dua etmeye, saygı duruşuna ve ağlamaya giderler bunun üzerine,
gitmeden önce şunları da okuyun;
ilginç bir not; dikkat edin, kendini kemalist zanneden müslüman yada müslüman zanneden kemalistlerin hepsi çocuğuna, devrim, deniz, berkant, burkant, ilayda, yasmin, hebelek, höbelek gibi garip isimler koyarlar,
mustafa*, abdullah*, zübeyde* isminden nefret ederler aynı zamanda, yanlış mıyım sizce?
birisi sizi fena kekliyor 100 yıldır gençler, vallahi bak, söylemedi demeyin.
peşin edit; evrimciler, dinsizler, hep osmanlı düşmanı, m.kemal aşığı, bu rastlantı olamaz değil mi?
arapların kıyafetini kendi kıyafeti sanan dinci -arap ırkçılarına batan demokrasi anlayışıdır efenim yazık! kimilerindne geldikleri gibi gidememişlerdir!
islam dünyası kendi kendini kurtaramıyorsa biz napalım lan hede hödesidir! başı olacakta nolacak lan islom dünyosunun hedesi hebele hübelesidir ayrıcana!
