entryimi mustafa kemal atatürk başlığına yazdım, ama yeni bir başlık açmak daha sağlıklı olucak bana kalırsa... atatürk limanından uzaklaşmış, fırtınalı bir denizde batmakta olan bir gemideyiz adeta... hayalci ve emperyalizm kölesi olmuşlar tarafından yönetilen bir gemi bu... türkiye için tek bir yol vardır ! o da atatürk'ün yoludur ! atatürk'ün yolu, kalender ve celali isyanlarından başlar ! türkçü laik şehit genç osman'dan başlar ! 3.selimler, 2. mahmutlar devrimci atatürk ruhunun selefleridir... alemdar mustafa paşalar, namık kemaller, ziya gökalplar, enver paşalar düşmanlarla iş birliği içinde olan türk düşmanı karanlık gericiliğe karşı çelikten kalelerdir ! atatürkse bu yüce ayıdnlanma yoluna en güzel yorumu getirmiş, en büyük başarıyı sağlamış yüce önderimizdir ! türkiye atatürksüz bir bataklığa dönüşür, bir virane haline gelir ki gelmiştir ! bağdat'tan, şam'dan bir farkı kalmamıştır şehirlerimizin... atatürk cumhuriyetini geri istiyoruz ! andımızı geri istiyoruz ! gasp edilen parlamenter sistemimizi, anayasamızı, cumhuriyetimizi geri istiyoruz ! atatürkü geri istiyoruz !
atatürkçülük bu ülkeyi ileriye taşıyan her fikirdir ileriye gitmek için birilerini taklit etmeye liderlere tapmaya gerek yoktur.
atatürkçülüğün milli yönünü sadece çağdaşlaşmaya giden yolda toplumun kendi gerçekliği olarak alabiliriz.
bir medeniyeti kopyala- yapıştır üzerinden değil, kendi toplumunun kendi gerçeğinde bir şeyleri çözümleyerek yine milli benlikle kalkınma olabilir.
yoksa taklit, lidere tapma, belli bir sığ kalıba kendini sokup bunun üzerinden illa böyle olacak dayatmasıyla olacak bir durum değildir.
çağın gerçekliği ilericilik, kendi gerçekliğin milliyetçilik üzerinden bir milli kalkınma olabilir.
yoksa kafatasçı milliyetçiler gibi bir üstün ırkız pufpuflamasıyla bir yere varılmaz.
millilik sadece toplumsal gerçekliktir ve toplum için kalkınmada inkar edilemez gerçekliktir, bunun dışında bir kalkınma olmaz çünkü toplumlar özgündür ve diğer topluma uyan bir diğerine uymaz.